Yaşarken insana ayaklarını hareket ettiren yegane şey, öldüğünde bu ayakların onu farklı bir yere götürecekleri beklentisidir; ama eğer bir kapı kapatılır ve açık kalan sadece cehennem kapısı olursa, o insan keşke hiç doğmasaydım diye düşünür...
Suçlama ve kendini kurban gibi görme. Bir sorunun olduğu yerde genelde bir suçlama da vardır. Toplum kurban rolünü oynamaya düşkün. “Keşke patronum bu kadar kontrol budalası olmasaydı… Keşke bu kadar yoksul doğmasaydım… Keşke daha iyi bir yerde yaşasaydım. Keşke babamdan böyle öfkeli bir mizaç geçmeseydi bana… Keşke çocuklarım bu kadar isyankâr olmasalardı… Keşke departmanımız siparişleri sürekli yüzüne gözüne bulaştırmasaydı… Keşke bu kadar gerileyen bir sektörde yer almasaydık… Keşke çalışanlarımız bu kadar miskin ve hevessiz olmasalardı… Keşke eşim daha anlayışlı olsaydı… Keşke… Keşke.” Sorunlarımız ve karşılaştığımız zorluklar için bizden başka herkesi ve her şeyi suçlamak normal görülebilir ve acıyı geçici olarak hafifletebilir, ama bir yandan da bizi aynı sorunlara mahkûm eder.