Mezmüm..
Ben sonra anladım ki, bu çocuğa aşık olmuştum; fakat bir gün dahi bir kötü şey hatırıma gelmemiş, ona bir kötü söz söylememişimdir. Bu, tabii, saf ve pak bir sevgi idi. Ancak bu bir kız değildi. Kız olsaydı kim bilir nasıl severdim veya yine bu kadar severdim. İşte bu gayri tabiî hal Türk sosyetesinin bir yarasıdır.Böyle bir aşkın sonu livata demektir. Bu sebeple elbet mezmümdur.
2. Bölümden Alıntı
... Gelen misafirlerin sesleriyle Ceren mutfaktan çıkarak kapıya doğru baktı ve bakmasıyla mutfağa dönmesi bir oldu. Gözlerini açmış, alt dudağını ısırıyordu ve şaşkınlıktan Seren'e bir şey söyleyemiyordu. Seren de kardeşinin bu durumuna alışık değildi. - Kız ne oldu, hayalet mi gördün yoksa? Suratın bembeyaz oldu. - Bu o, bu o... diye kekeledi Ceren. - Anlamadım, kim ki o? - Hani bugün bana çarpıp senden özür dileyen çocuk var ya... - Eee, Gülşen teyzenin oğlu muymuş? - Evet ya, ta kendisi. ...
Reklam
Mucizeler...
Bu akıllı ve gizemli kız kim olursa olsun, aramızdaki ilişki nasıl kurulmuş bulunursa bulunsun, fark etmezdi; böyle bir kız vardı nihayet, bir mucize gerçekleşmiş, karşıma yeniden bir insan çıkmış, yaşama yeniden ilgi duymaya başlamıştım! Önemli olan bunun sürmesiydi, bu çekici güce kendimi teslim etmem, bu parlayan yıldızın peşine takılmamdı. . . .
Sayfa 97 - YKYKitabı okudu
Ressam, “Sen ona aldırma, Dorian,” dedi. “Ben senin ne demek istediğini anlıyorum, bu kıza da güvenim var. Senin sevdiğin kişi kim olursa olsun, fevkaladedir; şu senin anlattığın etkiyi yaratan kız da, kim olursa olsun üstün ve asil biridir. Kişinin çağını tinselleştirmesi... Gerçekten değerli bir uğraş bu. Eğer bu kız ruhsuz yaşamış olanlarda ruh yaratabiliyorsa, pis ve çirkin yaşamlar sürmüş olanlarda güzellik hissi uyandırabiliyorsa, onları bencilliklerinden sıyırıp başkalarının dertleri uğruna gözyaşı dökmelerini sağlayabiliyorsa... O zaman bu kız senin tapmana, dünyanın tapınmasına layık demektir.
Alexander Graham Bell, uzun yaşamı boyunca birçok konuyla ilgilendi, ancak bir konu gençliğinden beri onu çok heyecanlandırıyordu. Mesleği sorulduğu zaman "sağırların öğretmeni" derdi. Birçok kişi , Bell'in temel bilime yaptığı en önemli katkının, telefonu icat etmesi değil, sağırlıkla ilgili çalışmaları olduğu inancındadır. Bell,
Tübitak Yayınları - VI. Bölüm - "Yaşamımı Adadığım İş... Sağırlara Konuşmayı Öğretmek"
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.