Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Güneşin evrene can verdiğini söylerler. Güneş gökyüzüne yükselsin de görün bakalım, o bir ölü değil mi? Her şey ölü, her yerde ölüler var. İnsanlar yeryüzünde yalnız, çevrelerinde ölüm sessizliği; bizim dünyamız bu işte... “İnsanlar, birbirinizi seviniz!” Bunu kim söylemiş, kim bize böyle bir vasiyet bırakmış?
“ Soru mu bu şimdi? Kız olmuş, oğlan olmuş, fark eder mi? Evlat evlattır, kız da olsa oğlan da olsa, aynı sevgiyle büyüteceğiz.” demesini beklediyse de, kocası yanıt vermedi.
Reklam
Kudüs, barışın ve zeytinin ülkesi!
Ey Kudüs! Ey kanunların feneri! Ey parmakları yanmış güzel kız çocuğu! Gözlerinde hüzün.. Ey bakire şehir! Ey peygamber’in geçtiği gölgeli vaha! Sokak taşlarında hüzün.. Camilerin minarelerinde hüzün.. (…) Ey Kudüs! Ey hüzünlerin şehri! Ey göz kapaklarında dolanıp duran koca gözyaşı Kim durduracak bu saldırganlığı sana? Ey dinlerin incil’i? Kim kurtaracak kur’an’ı?
- Bahtiyar küçük kız, mektep önlüğünün cebinde sevdiğinden gelen mektubu bulduğun zaman, kim bilir, ne kadar sevineceksin? Bu kaybolmuş şeyi hangi görünmez gece perisinin oraya getirip bıraktığını kendi kendine soracaksın. Cemile, o bir peri değil, sadece bir biçaredir, nefret ettiği insandan gelebilecek mektupları daima kalbinin bir parçasıyla beraber yakmaya mahkûm bir talihsiz...
Sayfa 327 - İnkılap Yayınları, Reşat Nuri Güntekin, Bütün Eserleri, ÇalıkuşuKitabı okuyor
“Kimmiş seni bu hale düşüren hanım kız?” dudağının kenarında asılı o bildik kederiyle. Bir gönül işi olduğunu hemen anlamıştı, oysa daha fazlasıydı. Kimi sevdiğimden çok kim olduğumu mesele. Kendimi koca bir kabahat gibi saklamak zorunda kalışım, olduğum kişiyle olmam beklenen kişi arasındaki uçurumda ürkek, tedirgin sallanışım. O korkunç yalnızlığı kendim olamayışım…Anneannem böyle yumuşacık sorunca, içimde köpük köpük kaynayan koca deniz taşmıştı. Önce hıçkırıklara boğulmuş, sonra konuşabilmek için onların arasından kendime yol açmıştım. Anlatmaya ve anlaşılmaya öyle çok ihtiyacım vardı ki, çilesinden boşalan iplik gibi çözülüvermiştim.
Sayfa 100 - Hep Kitap
Kim haklı kim haksız gel de çık işin içinden
Erkek: Bak sevgilim, ömründe sadece bir gün giyeceğin bu gelinliğe vereceğimiz para, sence de çok anlamsız değil mi? Kız: Hiç de bile, o gelinliği ben ömrümde sadece bir gün giyeceğim...
Reklam
baba evi Kaç yaşında olursa olsun kız çocuklarına karşı özel bir şefkat duyarım. Bunun peygamber yolu olduğunu bilirim. Çocukluğumun anıları içinde koca evinde yediği dayaklardan ötürü baba evine sığınmak isteyen, orada da kabul görmeyince iki çocuğunu uyuttuktan sonra kendisi bir kutu ilaç içerek apart- manın bodrumuna inen ve her yerde
Kim olursa olsun, kadın erkek, biraz da şık renk, güzel koku, ipek ve boya demektir ; çünkü bu genç kız da, nihayet Havva nın o ihtiraslı çocuklarından biridir ki yüz büyük kalbe bir Amerikan otomobilini tercih eder.
Sayfa 163 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Kirli sakallı sofiye ne iş yaptığını sordum.Doguda yaşlı sakallılara Soçi diyorlar.Sofi Türkçe bilmiyor.Sofi ağanın yarıcılığını yapıyorum.Biri benim ikisi ağanın. Sofinin çocuklarına eski yazı okuyor lar mı diye sordum. Arkadaşın öğretmen”o Yezid,gavur,o Fransız gavuru,o Ermeni piçi,öne idiği belirsiz çingene tohumu,o senin sorduğun namussuz öğretmen,dinsiz öğretmen,göz açtırmıyor bizlere.Zorla çocukları gavur mektebine sokuyor. O mektebi bitirdikten sonra da çocuklar büyüyor.Sofi sen hangi tarikattansın.Şeyhin kim.”Ya Hak!”ve “Ya Abdülkadir Ceylani. Sofi senin şeyh rakı içip, kız oynatıyormuş İstanbul’da.Yoksa şeyh liberal kapitalist mi.Belki bu ne demekse.Herkes aynı şeyi söylüyor.
Sayfa 22 - YkyKitabı okuyor
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Kim bilir, kim bilebilir ne güzel bir histir tam olmak? sıradan bir ailede dünyaya gelme kaderiyle taçlanmak. orada güvende büyümek sancısız acısız korkusuz. sahi korkmamak nasıl bir histir kim bilir, kim bilebilir? sobanın yanında hep birlikte yenen akşam yemekleri şubat sonlarında. bahara çok yakın. oracıkta, anne, baba, çocuklar ve sıcak yemekler hep bir arada. ödevlerini tamamlamış bir çocukluk neşesiyle. şakalar ve bilmeceler eşliğinde. önce dört ayaklı, sonra iki, sonra üç ayaklı olan kimdir? kimdir? kimdir? ben cevap vereceğim. Hayır ben. insan. insandır. İnsan insanın ilacıdır. başka bir dünyada, başka bir ülkede, başka bir şehirde, başka bir sokakta, başka bir evde insan insanın ilacıdır. iyi gelir yan yana durmak. hep bir arada. hiç yıkılmayacakmış gibi. hep sonsuzmuş gibi, orada, kadim. bir arada. beraber ve mutlu. kim bilir, kim bilebilir sıradan bir ailede büyümenin verdiği o dünyalara sığmaz güveni. kim bilebilir… annenin asla delirmeyeceğini, babanın her akşam eve döneceğini ve kardeşinin hiç terk etmeyeceğini bu kabuğu? öyle sarsılmaz bir inanç. öyle keskin bir bilgi. ve genç kız olmak o kabukta, yeryüzünün tek ele geçirilmez kabuğu, duvarları 5 metre kalın, çatlamaz, kırılmaz. dışarıdan ve içeriden ve hatta derinde hiçbir düşmanın yıkamayacağı o iç dünyada büyümek, ağaçlar hep aynı yerde, duvarlar hep aynı kalınlıkta, bahçe desen bahçe, uyku desen uyku. var olmak böyle bir şey olmalı. kim bilebilir?
Zamanla devletlerin ortadan kalkması ile ırk kavramı da tarihe karışacak.
— Hep öyleyiz, dedi. Araştırılırsa dünyada karışmayan ırk, karışmayan soy bulunmaz. Şu bin yıl içinde bütün Avrupalıların birbirine karışmadığını kim söylerse yalan söyler. En başta krallıklar uymuyor bu ayrılıklara. İşte Yunan Kralı, Almanya sarayından kız aldı!..
Sayfa 115 - Cumhuriyet Kitapları, 13. Baskı: Nisan 2010Kitabı okuyor
HİZMETÇİ KIZ Kapı açıldı geliyor Elinde kahve fincanı Saçları saç gözleri göz Göğüs kalça hepsi tamam Bacaklar hele bacaklar Kız Allahını seversen Kurbanın olayım bırak Ölüyorum senin için Pazardır evde kim se yok Fırsat bu fırsat güzelim
. Bazen iki kişinin yeniden bir araya gelmeleri gerektiğini anlamak için birbirlerinden ayrılmaları gerekir. . . .
Kız adamın esmer kızgın suratına baktı ve şımarık bir şekilde gülerek çok kötü korktum dedi. Kim düşünürdü ki poncho bir sürü inerken bu kadar çok korkacak diye..
Sayfa 134Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.