“Ne var ki ben, kendimle ilgili bazı meseleleri hâlâ çözebilmiş değilim. Rendekâr düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ben de düşünüyorum, dolayısıyla varım, ama kimim? Galata’da Yelkenci Hanı bitişiğinde ikamet eden Uzun İhsan Efendi mi, yoksa bu günden tam üç yüz sekiz yıl sonra sözgelimi İzmir’de oturan mahzun ve şaşkın adam mı? Hangimiz düş, hangimiz gerçek? Düşünüyorum o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun kendisinin düşündüğünü bildiğini düşlüyorum. “Bu adam düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çıkarımının doğru olduğunu biliyorum. Çünkü o, benim düşüm. Varolduğunu böylece haklı olarak öne süren bu adamın beni düşlediğini düşünüyorum. Öyleyse, gerçek olan biri beni düşünüyor. O gerçek ben ise bir düş oluyorum.”
"Bütün kapılar kapandı, dışardayım
Birden karşıma çıkmayın korkuyorum
Uykusuzum fena halde, sokaktayım
Karanlık bastırdı mı bozuluyorum
Fena bir yerimden koptuğum doğru
Kendimden çok fazla yaşamaktayım
Nereye bağlanacak bu işin sonu
Aslında ben kimim meraktayım
Bütün kapılar kapandı, sokaktayım…"
~Atilla İlhan
Çile, Necip Fazıl Kısakürek'in Bankacılık yıllarında yazdığı bütün şiirleri bünyesinde toplayan bir kitap...
Necip Fazıl Kısakürek'in ruh evriminden sonra kaleme aldığı, ve bu inklap sancısını anlattığı, şiir-destan.
Necip Fazıl bu şiirinde maddi ve manevi yolculuğunu anlatıyor. Bir nevi kendi özyaşamını mısralarına döküyor. keşif bir varoluş