“Umudunu yitir” diyor aynadaki adam. Kimsin sen diyorum, ne işin var benim aynamda? Kendisinin bir önemi olmadığını umudun en büyük kötülük olduğunu söylüyor bana. Niçin diyorum? Aradığımı vermesiyle, bir sis gibi dağılması bir oluyor: Çünkü işkenceyi uzatır.
Kimsin sen? - Karagandalı bir kazağım ben, madencilik okulunu bitirdim. Hayır, onu sormuyorum, kimin oğlusun? - Annem ve babamın. Ya onlar kimin çocukları? -Anneleriyle babalarının. Onlar? -Bak sen böyle sorarsan bunun sonu gelmez.
Reklam
En çok kimsin dediklerinde tökezliyorum...
Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var
Hikayemiz 19. yüzyılda İstanbul Eminönü'nde geçer. Yıl 1895 , Yemiş İskelesi'ndeki balıkçı kahvesine giren bir Osmanlı zabiti (subayı) , kahveci Yusuf'a 'Bre Yusuf ! Herkese benden okkalı bir kahve ama şurada oturan Rum palikaryasına yok. Ona, kahve haramdır 'diye seslenir. Kahveci Yusuf küçük bir baş hareketiyle
Telefonum çaldığında, Saint'ten kötü bir mesaj gelmesini bekliyorum. Ama bana daha önce mesaj atan bilinmeyen numaranın aynısıydı. - Eve giderken biraz daha süt almayı unutma. Hepsi bitti. Ne oluyor lan? Bu psikopat şu anda evimde mi? Başparmaklarım ekranın üzerinde uçuyor. - Sen de kimsin be? - Kim olduğumu çok iyi biliyorsun Bir ekran görüntüsü alıp Mack'e gönderiyorum Görünüşe göre başka bir takipçim daha var.
Hep söylerim, yurtsever'in salağı hain'den fazla zarar verir yurda..
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.