Madem ki kırık olan, dökülen, perişan olan kurtuluyor, sen de kırıl dökül, perişan ol. Kurtuluş, selamet yokluktadır. Haydi, sen de benlikten, varlıktan kurtul, yokla doğru git.
kitabın edebi tarafı yok, bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Beyaz olarak betimlenen Kayla, Saf ve masum olan birisi bunları yapmaz, Bu kız bardan otelden toplandı.
Aşağılan, üzül, kırıl yine de Meriç diye dolaş. Gurur denen bir şey var! Aşık olmuşsan bile bir sınırı vardır!
Meriç'e gelirsek tamam, çocukken babasını o şekilde görmek kötü bir durum, kabul Babasından neler neler gören var ama Meriç gibi davranmıyorlar. Baş edemiyorsan psikoloğa git.
Meriç'in Kızları...
Meriç süper zenginmiş, babası onun her istediğini yaparmış, yer altında tanınırmış... Meriç kaymak tabaka insanı olabilir ancak bir ergen çocuk yeraltının ünlü barlarında o adamlara karşı duracak... Efendim?! .
Meriç ilgi çekmeye çalışan bir çocuk
Hadi bunlar ergen diyelim, yaparlar diyelim.
Ayrıca arkadaşları çabucak sevgili buluyorlar, bütün erkekler Kayla'nın peşinde.
Hangi Türk anne/baba böyle şeylere izin verir? Kayla ve Meriç'in ailelerinin verdikleri tolerans değil, saldım çayıra Mevlam kayıra muhabbetti.
Diğer kitaplarını okuma zahmetine girmedim bile, size de tavsiye etmiyorum.
Yazdıklarımı gözden geçirdiğimde bir şey fark ettim: Kötü Çocuk uyuşturucu gibi. Aldığınız da size çok farklı kafalar yaşatıyor, başka bir dünya da dolaşıyormuş gibi... Dozu geçmeye başlayınca size verdiği zararları görmeye başlıyorsunuz; bağımlı olduysanız diğer kitaplarını okumaya devam ediyorsunuz ardına bakmadan ondan kaçın.
Kötü ÇocukBüşra Küçük · Ephesus Yayınları · 20214,147 okunma
sigaranı dudaklarına götürürken bana hikayeni anlatma. duymak istemiyorum artık , sana ayırdığım kulaklarimı van gogh'a bağışladım. beni bağışlama. ben seni bağışlamayacağım.
agla, dağıl, kırıl, kır, diledigin kadının koynuna kıvrıl, gecesine
sokul, koynuna dokun. yeter ki benden uzak dur. adresimi
unut, numarami sil. ben galip degilim. hadi sen de yenil.
durumun vehameti gönül menzilinde degil, biliyorum. ama
ben artik hiçbir sirin icinde seni bulamiyorum, hatta aramıyorum, makineye atilan pantolonun cebinde unutulmus bir kağıttaki önemsiz bir cümle gibi silinmek istiyorum hayatından. beni artık sinama. lütfen ellerini cebinden çıkarma,
parmaklarinı asla.
ben yanina gelene kadar başkası
çoktan kaldirmis düstügün yerden seni. kiminsin, neredesin,
umurumda degil. lütfen pisman olma hiçbir sey için, sana ayırdığım hoşgörülerim, anlayışlarım ve alttan alışlarım prizde unutulmus aptal bir ütünün çıkardığı yanginda
kül oldu, rutubetli bir duvarın boyası gibi döküldü sonra.
Şu noktadan sonra durumun hicbir vehameti kalmadi,
bilmiyorum. buzdolabinda kurumus son pasta dilimi
gibi çöpe döktüm bize olan inancimi. bunu artik anla.
ve lütfen, ama gerçekten; git. sana ayırdığım sürenin sonuna geldik.
her şeye alınıp hemen gözlerinden akıtan insanlara tahammülüm yok. ikide birde alınacağına küs şey ol git deyip defteri kapatıyorum. kırılmışmış. haksızsın kırıl.
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım,
şimdi yaran yarama denk değil.
Senin gönlün bende dursun
Git, bir zaman durul da gel.
Elbet bir gün yorulursun,
Düşürsünler, kırıl da gel.
Hasılı; yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz
Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor..
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım,
şimdi yaran yarama denk değil.
Senin gönlün bende dursun
Git, bir zaman durul da gel.
Elbet bir gün yorulursun,
Düşürsünler, kırıl da gel.
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel. Hasılı; yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor.