Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel. Hasılı; yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor..
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel.
Reklam
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, Şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel. Yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor..
511 syf.
·
Puan vermedi
Fiyasko
kitabın edebi tarafı yok, bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Beyaz olarak betimlenen Kayla, Saf ve masum olan birisi bunları yapmaz, Bu kız bardan otelden toplandı. Aşağılan, üzül, kırıl yine de Meriç diye dolaş. Gurur denen bir şey var! Aşık olmuşsan bile bir sınırı vardır! Meriç'e gelirsek tamam, çocukken babasını o şekilde görmek kötü bir durum, kabul Babasından neler neler gören var ama Meriç gibi davranmıyorlar. Baş edemiyorsan psikoloğa git. Meriç'in Kızları... Meriç süper zenginmiş, babası onun her istediğini yaparmış, yer altında tanınırmış... Meriç kaymak tabaka insanı olabilir ancak bir ergen çocuk yeraltının ünlü barlarında o adamlara karşı duracak... Efendim?! . Meriç ilgi çekmeye çalışan bir çocuk Hadi bunlar ergen diyelim, yaparlar diyelim. Ayrıca arkadaşları çabucak sevgili buluyorlar, bütün erkekler Kayla'nın peşinde. Hangi Türk anne/baba böyle şeylere izin verir? Kayla ve Meriç'in ailelerinin verdikleri tolerans değil, saldım çayıra Mevlam kayıra muhabbetti. Diğer kitaplarını okuma zahmetine girmedim bile, size de tavsiye etmiyorum. Yazdıklarımı gözden geçirdiğimde bir şey fark ettim: Kötü Çocuk uyuşturucu gibi. Aldığınız da size çok farklı kafalar yaşatıyor, başka bir dünya da dolaşıyormuş gibi... Dozu geçmeye başlayınca size verdiği zararları görmeye başlıyorsunuz; bağımlı olduysanız diğer kitaplarını okumaya devam ediyorsunuz ardına bakmadan ondan kaçın.
Kötü Çocuk
Kötü ÇocukBüşra Küçük · Ephesus Yayınları · 20214,147 okunma
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun, Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel..
Sabahın köründe kalk, işe/okula git. Yorul, kırıl, ömür tüket. Kendimizi neye göre ayarlıyoruz, aman dikkat! Günaydın sevgili 1k
Reklam
Şimdi an gitmek vaktidir. Yalnız ve kimsesiz...
Bu defa yalnızca kendin için git. Olmak istediğin şey için. Pişmanlıkların olacaksa yola çıktığın için olsun. Boğulacaksan güvendiğin, inandığın, sırtını yasladığın insanların yanında değil, tanımadığın, sana yabancı nehrin sularında boğul. Kırılacaksan dostane sofralarda değil, yabancı sokaklarda kırıl. Bana inan, bu bedel daha kolay ödenebilir.
Sayfa 30
Madem ki kırık olan, dökülen, perişan olan kurtuluyor, sen de kırıl dökül, perişan ol. Kurtuluş, selamet yokluktadır. Haydi, sen de benlikten, varlıktan kurtul, yokla doğru git.
Sayfa 210 - ÖTÜKEN-4.CİLTKitabı okudu
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel. Yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor..
Kırıl git
Ayna ! Kırıl git , bana öyle bakma. Anla ! İnmem mümkün değil Ne ilk durakta Ne son durakta
Sayfa 74
Reklam
durumun vehametinden kilometrelerce uzaksın, biliyorum. ama ben senin imtihanına sabr, sarıldığın sadr olmak istemiyorum. yanlışlıkla yere dökülen bir bardak su gibi buharlaşmak istiyorum hayatından. beni artık arama. lütfen karşımdaki sandalyeye oturma, yanımdakine asla. sigaranı dudaklarına götürürken bana hikayeni anlatma. duymak istemiyorum
sigaranı dudaklarına götürürken bana hikayeni anlatma. duymak istemiyorum artık , sana ayırdığım kulaklarimı van gogh'a bağışladım. beni bağışlama. ben seni bağışlamayacağım. agla, dağıl, kırıl, kır, diledigin kadının koynuna kıvrıl, gecesine sokul, koynuna dokun. yeter ki benden uzak dur. adresimi unut, numarami sil. ben galip degilim. hadi sen de yenil. durumun vehameti gönül menzilinde degil, biliyorum. ama ben artik hiçbir sirin icinde seni bulamiyorum, hatta aramıyorum, makineye atilan pantolonun cebinde unutulmus bir kağıttaki önemsiz bir cümle gibi silinmek istiyorum hayatından. beni artık sinama. lütfen ellerini cebinden çıkarma, parmaklarinı asla. ben yanina gelene kadar başkası çoktan kaldirmis düstügün yerden seni. kiminsin, neredesin, umurumda degil. lütfen pisman olma hiçbir sey için, sana ayırdığım hoşgörülerim, anlayışlarım ve alttan alışlarım prizde unutulmus aptal bir ütünün çıkardığı yanginda kül oldu, rutubetli bir duvarın boyası gibi döküldü sonra. Şu noktadan sonra durumun hicbir vehameti kalmadi, bilmiyorum. buzdolabinda kurumus son pasta dilimi gibi çöpe döktüm bize olan inancimi. bunu artik anla. ve lütfen, ama gerçekten; git. sana ayırdığım sürenin sonuna geldik.
Git, mutlu olduğun yere git. Artık benim canımı yakma…
“Sevmeyeceksen git, canım yeterince yandı bir de sen yakma.” Artık bunu demek zorundayız.
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.