Bir tüccar Mutluluğun Gizi'ni öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada yaşıyormuş.
Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış:
Hz. Hatice daha önce iki evlilik yapmıştı. Kırk yaşına gelmişti. Çok iffetli ve temiz bir kadın olması sebebiyle Mekkeliler ona “Tahire” ismini vermişti. Kureyş kabilesinin en şerefli ve en güzel kadınlarından biriydi.
...
Bir saat otuz dört dakika göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş. Makinem aktarma yapacak. Makinem iki yüz kırk işlemde bir duruyor. Beş dakika aktarma yapıyor. Bu beş dakikada sürgülü camı kapatıyorum. Müşteriler sabırla bekliyor. "Ne zaman seni düşünsem / Bir ceylan su içmeye iner." diye dizeler okuyorum onlara. İçimden. Kitle halinde oradan oraya akanlara, bekleyip sessizleşenlere ya da bir kapıdan girip öteden çıkanlara. Sesimi duymuyorlar. Zaten kimse şairlerin sesini duymaz. Kimse kimsenin yalnızlığını tanımaz. Kim bilir, belki farkında olmadan işlenen günahlardan dolayı ilençlenmiş kırmızı alandır yalnızlık, oraya sürgüne gönderiliriz.
...
Sayfa | 11
youtu.be/IDjV7Nv0-S4?si=...
Bir kadınla ya da erkekle seviştikten sonraki an ansızın, ona olan ilgin artık kaybolur; en azından yirmi dört saatliğine. Ve bu senin yaşına bağlıdır; yaşlandıkça kırk sekiz saat, yetmiş iki saat….
İlk defa gördüğün birini çok seversin.
İçin ona çok ısınır.
Sebebini bilmezsin
sanki kırk yıllık dost gibiyiz dersin ya.
İşte sebebi:
“Bazen iki kişi arasında öyle bir sevgi oluşur ki bunun sebebi ne güzellik ne de başka bir dünyevi faydadır; tamamen ruhları arasındaki uyumdur. “
(İmam Gazâli rahimehullah)
Kırk yaşına dayanmış koca adamların "aşmış erkek, bilmiş erkek, çok okumuş, gerçeği bulmuş, felsefeyi hatmetmiş erkek" triplerine girip ergen cıvıklığıyla tüm değerlere, kendilerinden bir şeyler okuyup öğrendiği ustalara marjinal bir karşı çıkışla kendilerini okurlar arasında her şeyi bilen adam moduyla pazarlamalarına; saçma sapan spirituel ve metafizik ruh halleriyle gerçeklikten kopuk gibi davranmalarına, iki üç kadın okuru etkilemek için şaklabanca felsefeci rolu kasmalarına şahit oldukça bu tiplerin ortamlarında bulunan ve bunlara saygı duyan arkadaşlara acıyorum.
Sevr Mağarası..
Ebu Bekir( r.a) ne güzel bir yoldaştı.
" Hak yolda iki yoldaş...Allah onlara yoldaş ise endişe edilir mi ? "
"La Tahzen İnnallahe Meana"
Nimeta, insanların böylesine duyarsız ve ırkçı davranışları karşısında dehşete düşüyordu. Okul öncesi yıllarında bahçelerinde, mahallelerinde, sokaklarda, sonra okulda iç içe büyüyen, gençlik ve üniversite senelerini omuz omuza geçiren, birlikte eğlenen, sevişen, birlikte üzülen ve sevinen insanlar değişiyorlardı. Kırk yıllık komşularına bir şeyler oluyordu.
Asırların birikimi, insanların teknolojinin en üst kademelerine ulaştırmış, zekalarını geliştirmişti ama aynı insanların iç dünyaları, davranış biçimleri, iki ayaklarının üstüne dikildiler dikileli sanki hiç gelişmemişti.
Ötüken Neşriyat, Atsız'ın 80 yıl önce yayımlanmış kült eseri "Bozkurtların Ölümü"nü Oğan Kandemiroğlu'nun çizimleriyle çizgi roman olarak tekrar yayınlamaya başladı. Serinin 1. Albümü "621 Yılında Bir Yaz Gecesi - Bağatur Şad - Kara Kağan" Nisan (2024) ayında çıktı. Romanın hiç kısaltma yapılmadan bire bir çizgi roman
Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler:
"Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydular."
"Onlar çok büyük tuzaklar kurdular."
"Dediler ki: 'Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,