Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
XVII. yüzyılda dilenciliğin en mühim merkezi Paris şehridir. Muazzam bir teşkilatı olan bu eski Paris dilencilerinin iki gelir kaynağı vardır: Biri dilencilik biri de hırsızlık... Fransa Enstitüsü azalarından F. Funck Brentano'nun kaydına göre 1610-1643 tarihleri arasında saltanat sürmüş olan XIII. Louis'nin son yıllarında Paris dilencilerinin sayısı kırk bini bulmuştur. Ve bu da o zaman ki şehir nüfusunun mühim bir kısmı demektir. Buna mukabil, eski Türkiye'nin azamet devrinde memleketimizi yıllarca tetkik etmiş, Batı yazarları Türkler içinde dilenci olmadığını tespit etmekte ittifak etmişlerdir.
Transandantal Meditasyonda dikkat dışarıdan içeriye, düşüncenin kaynağına yönelir; sonra bilinçli zihin, uyanık haldeki bilinç sezgisi ve bilinçsel bir mutluluk olan üstün ve saf bilince döner... Bu sadece bir düşünüştür, fakat öyle bir düşünüştür ki, sezgi içe dönük olarak derinliklere ulaşır ve saf bilinci elde eder." Mantra, dikkati düşüncenin kaynağına götüren bir sözcüktür, sesli olarak değil içten tekrarlanır. Öğretmen, meditatöre meditasyon sırasında çaba harcamamasını söyler. Pratikte, çok geçmeden bu sorun ortadan kalkar. İnsan bir kez meditasyonun doğal akışını tanırsa, bisiklet üzerinde denge kurabilme yeteneği gibi kendiliğinden bu yeniden belirir. T.M. uygulamasında en az altı saatlik aktivite ile ayrı­lan yirmişer dakikalık iki devre olmak üzere, günde kırk dakika meditasyon yapılır. Yemekten sonra en az iki saat geçmelidir. Akşam ve sabah saatleri meditasyon için en uygun zamanlardır. İnsanın yaşam biçimini değiştirmesine gerek yoktur; bu, Maharishi'nin öğretisine diğer Hintli guruların karşı çıkmalarına neden oldu. Maharishi'ye göre, düzenli olarak uygulanan meditasyonun etkisi altında yaşam biçimi kendiliğinden değişir. Günde iki kez uygulanan meditasyon sırasındaki dinlenme ile, günün diğer saatlerindeki normal faaliyetlerin birbirini izlemesi, günlük faaliyetlerin 'olma haliyle' desteklenmesine neden olur. Genellikle birkaç yıl meditasyon yaptıktan şonra, saf 'olma hali'ni deneyimlemek günün büyük bir bölümüne yayılır.
Reklam
Fatih'in devleti büyük mali kaynaklara sahipti. 1481'de öldüğü zaman devlet hazinesinde hazır nakit para, iki buçuk milyon altın ve kırk sekiz milyon gümüş akçeye yükseliyordu.
Sayfa 29 - Kronik YayıneviKitabı okudu
"Yayan mı?" diye haykırdı Eomer. "Evet, işte böyle, gördüğün gibi." "Eomer'in gözlerini müthiş bir merak kapladı. "Yolgezer çok zayıf bir ad Arathorn oğlu," dedi. "Ben sana Kanatayak adını takıyorum. Üç dostun maceralarını anlatan türküler saraylarda okunmalı. Dördüncü gün sona ermeden, kırk ve beş fersah saymışsınız tek tek! Elendil'in soyu zorluymuş!"
Öğretim ve Eğitim
Çağımızın üstün düşüncelerinin ilk sırasında şu fikir bulunuyor: Eğitim ve öğretimden beklenen sonuç, insanları iyileştirmek ve hatta eşit kılmaktır. Sürekli tekrar edilen bu iddia, sonunda demokrasinin en sarsılmaz bir inancı haline gelmiştir. Bir zamanlar kilisenin dogmalarına dokunmak ne kadar tehlikeli idiyse, bugün de bu inanca dokunmak o
20. Hani bir zamanlar Mûsâ, kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Allah’ın size geçmişte lutfedip bahşettiği nîmetleri bir düşünün; hani aranızdan Peygamberler çıkarmış, sizi özellikle Yûsuf Aleyhisselamı ve Mısır’da yöneticiler, hükümdarlar yapmış ve dünyada başka hiç kimseye vermediği nîmetleri size vermişti. İşte, bugün yine bu nîmetlere sahip
Reklam
Tecrübe
Ben topluluk önünde konuşma becerisini çok iyi öğrendim, çünkü haftada bir kere değil, günde üç kere konuşmalar yaptım. Beni dinleyecek birilerini bulduğum anda, hazırdım. Kuruluşumda çalışan diğer insanlar yılda kırk sekiz konferans vermek üzere planlar yaparken, ben o kadar konferansı iki haftada veriyordum. Bir ay dolduğunda, iki yıllık tecrübe biriktirmiştim. Bir yılın sonunda tecrübem on yıllık olacaktı. İş arkadaşlarım, böyle bir yetenekle doğduğum için ne kadar "şanslı" olduğumu söyleyip duruyorlardı. On- lara da şu anda size söylediğim şeyi söylemeye çalıştım. Us- talaşmak, siz ne kadar sürdürmek isterseniz, o kadar sürer. Bu arada, acaba verdiğim konferansların hepsi harika mıydı? Hiç de değildi! Ama her tecrübeden ders almayı iş edindim, bu beni ustalaştırdı, sonunda herhangi boyda bir salona girdiğimde, her meslekteki insanlara gerçek anlamda ulaşabilmeyi başardım.
Sayfa 47 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
"Hanımım" dedi sessizce. "Gördüklerimi bir bilseniz... Ah bir görseydiniz! Sizinle kırk yıl ticaret yapsaydık, Onun yüzünden elde ettiğimiz şu kazançtan daha fazla bir kazanç sağlayamazdık!" Hatice'nin duymak istediği kâr ve kazanç değildi. Sözü asıl mecrasına çekti: "Tepenizde duran bulutu gördüm. Sedef renkli
İbni Kayyım, Resûlullah (sav)'in gece ve gündüz toplamda kırk rekât olacak şekilde namaz kılmaya devam etmiş olduğunu belirtir. Bunlardan on yedi rekâtı farz, on yahut on iki rekâtı farzların hemen peşinden yahut öncesinden kılınan sünnetler, on bir yahut on üç rekâtı gece namazında kıldığı namazlardan oluşur ve böylece kırk rekâtı bulur.
Sadeliğin üstünlüğünü, ayrıcalığını anlayabilmesi için otuz iki savaş çıkarması, ölümle bütün anlaşmalarını bozması, ün denilen pisliğe bir domuz gibi bulanması ve tam kırk yıl yitirmesi gerekmişti.
Sayfa 193 - Albay Aureliano BuendiaKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.