"Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."
Bilmem yalnızlık efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık efendi uzunca boylu, titiz, temiz, ve bakımlıdır. Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini nerede diktirir bilmem, ama giyimi kuşamı farklıdır. Hayatımda tanıdığım en donanımlı, en kültürlü,
Reklam
Aşk; iki kişilik bir bencillik ve karşındakinin yüreğini yeme oyunudur.
Büyükanne. Aklaşmış saçlarını toplamış, yüzü ince. Sıska bacakları. Hep mutfakta, midesine bir bıçak dayamış olarak yakaladığım büyükanne, hareketsiz. Ne kendi kıpırdıyor, ne de bıçağı kıpırdatıyor. - Ne yapıyorsun burada? diye soruyor çocuk. - Kendimi öldürmeye çalışıyorum. Anıların tüm görüntülerini vermeyeceğim. Sonsuz gerideler.
ele aldığınız bilgilerin çoğunun gerçek dünyayla en küçük bir bağlantısı yoktu ; bir kuyruklu yalanın bile gerçek dünyayla daha çok bağlantısı olduğu söylenebilirdi . istatistiklerin ilk başta verilen rakamları da sonradan düzeltilmiş rakamlar kadar uydurmaydı .çoğu zaman onları sizin kafanızdan uydurmanız gerekiyordu. örneğin , varlık bakanlığı'nın o çeyrek için bot üretimi tahmini yüz kırk beş milyon çiftti. gerçek üretim ise altmış iki milyon çift olarak verilmişti . oysa winston , bakanlığın tahminini yeniden yazarken , rakamı elli yedi milyon olarak kaydetmiş , böylece belirlenen hedefin aşılmış olduğu yolundaki sava doğruluk payı bırakmıştı . nasıl olsa , altmış iki milyon çift gerçek rakama elli milyondan daha yakın olmadığı gibi , yüz kırk beş milyondan da yakın değildi . dahası, hiç bot üretilmemiş de olabilrdi . kaldı ki , ne kadar bot üretildiğini kimse bilmediği gibi , zerre kadar umursamıyordu da . tek bilinen, kağıt üzerinde bol keseden bot üretilirken , okyanusya halkının belki de yarısının yalınayak dolaştığıydı ..
"Bununla yaşamak zorundayım," dedi Dvorak. "Hastalanma olasılığı. İki yıl mı, yoksa kırk yıl mı yaşayacağımı bilememek. Dışarı çıktığımda her zaman için bir otobüsün altında kalabileceğimi kendime hatırlatmaya çalışıyorum. Hayat böyle. Bir gün daha hayatta kalmak bile kendi riskini getiriyor."
Sayfa 285Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.