Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kabinenin ilanından bir gün sonra, "Halaskar Zabitan" adlı gizli subaylar grubu, Meclis-i Mebusan Reisi Halil Bey'in evine bir mektup bırakmıştır. Mektup tehdit içermektedir. "Fındık Tiyatrosu dediği Mebusan Meclisi kırk sekiz saat içinde kendini dağıtmazsa bazı ölümler olacaktır"
Gittiğinden beri yedi milyon kırk sekiz yüze kadar saydım. Bu kadar zamanda saklanabilmiş olmalısın. Her tarafta arıyorum. Bulamıyorum, ümidimi kaybediyorum. Tamam, hadi, kazandın. Çık neredeysen, kazandın. Artık oynamak istemiyorum. Çık ne olur, kaybettim, her şeyi kaybettim.
Reklam
SON İTİRAF Yıllar geçti, sevgili Manuel Valadares. Şimdi kırk sekiz yaşındayım ve zaman zaman, özlemimde, hep bir çocuk olduğum izlenimine kapılıyorum. Birden ortaya çıkıverecekmişsin, bana artist resimleri ve bilyeler getirecekmişsin gibi geliyor. Hayatın sevilecek yanlarını bana sen öğrettin, sevgili Portuga’m. Şimdi bilye ve artist resmi dağıtma sırası bende, çünkü sevgisiz hayatın hiçbir anlamı yok. Ara sıra sevgimle mutluyum, ara sıra da yanılıyorum; bu daha sık oluyor. O çağlarda, bizim çağımızda yani, yıllar önce bir Budala Prens’in, mihrabın önünde diz çökmüş ‘Budala’nın, gözleri yaşlarla dolarak ikonlara şunu sorduğunu bilmiyordum: “OLUP BİTENLERİ ÇOCUKLARA NİÇİN ANLATMALI?” Gerçek, sevgili Portuga’m; bunları bana çok erken anlatmış olmalarıdır. Hoşçakal! Ubatuba, 1967
____ Bir arkadaşım için he- .---:::;: � diye arayışı içindeydim. O / >.:< ' sırada "Doğru İstersen Olur!" ::::--.... isimli kitabınız gözüme ilişti. Etra-fımdaki her şeyi unutmuştum ve kocaman bir gülümsemeyle sevinç içinde dükkandan ay­ldım. Şimdiye kadar hiç hissetmediğim bir mut-luluk vardı içimde, zira sonunda
Zamana güvenmemeyi çocuk yaşta öğrenmelisiniz. Kırk dakikalık derslerin sekiz saat; on dakikalık teneffüslerin yirmi saniye gibi geçtiğini fark ettiğiniz yaşlarda. Çünkü zaman olan bir şey değil, hissedilen bir şeydir.
Baba olmak acımasız bir deneyimdir. Kızınız sadece bir kez sekiz yaşında, sadece bir kez dört yaşında ve yalnızca bir kez iki yaşındadır. Ve sizse her gün, her saat, her dakika yeniden gösterimi planlanmamış bir televizyon dizisinin içinde hazır bulursunuz kendinizi. Siz otuz beş, kırk yaşları arasında yeni şeyler deneyimlersiniz, bir şeyler yaparsınız ama görürsünüz ki özünüzdeki siz aynı kişi olarak kalmayı sürdürür. Onlarsa iki ve dört yaşları arasında konuşmayı, yazmayı, akıl yürütmeyi öğrenir, beğeniler geliştirir ve muhakeme yeteneği edinir. Onlar değişirler. Bilmediğiniz şeyse, aynı kişi olarak kalmanızın doğru olmadığıdır. Çünkü onlar hayatı öğrenirken siz baba olmayı, yani ikinci hayatınızı öğreniyorsunuzdur. Bunun anlamı, olmayı bırakmak ve tam orada tekrar olmaktır, orada olanın çok yakında geçeceğini bilerek; yorgunken bile, sadece sizin için atılan gülücükteki uğura sımsıkı tutunabilmek,gergin olduğunuz zamanlarda bile, oyun oynamanın güzelliği; bitkinlikten perişan olmuşken bile, sadece göğsünüzde uyumak isteyen ve siz burnunuzu bile karıştıramazken karnınızın üzerinde uyuması için herşeyinizi verebileceğiniz o on altı kilonun mucizesi
Sayfa 53
Reklam
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Bozkurtlar Diriliyor'da Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi Bozkurtların Ölümü'nde olayların tarihini sık sık veren Atsız, Bozkurtlar Diriliyor'da bunu yapmaz. Sadece romanın ikinci kısmının başlığında bir tarih verilmiştir: "İhtilâlden Kirk Yıl Sonra (679 yılında)" (s. 7). Birinci kısmın başlığı "İhtilâl
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.