Son dönemde okuduğum ilgi çekici hatıratlardan biri, kıymetini İran çalışanların bilebileceği önemli bir tanıklık
Hakkarili bir Şafii Kürt'ün 1980 öncesi Akıncılar içinde başlayan, Hikmetyar grubuyla Afganistan'da Sovyet karşıtı mücadelesi
İran Devrimi'ne sempati duyup, Humeyni hayattayken uzun yıllar Tahran'da yaşaması, Ayetullah Muntazırî-Mehdi Haşimî çevresinde enternasyonal devrimcilik deneyimi, Irak ile savaşta cephe tecrübesi [çoğu İrancı cepheye gitmedi], ardından Şiilik-Devrim ikileminde yaşanan hayal kırıklıkları ve sert eleştiriler...
İlginç bir tanıklık bu, o dönem Türkiye'den İran'a gidip gelen pek çok sempatizan isimle ilgili de ilk elden epeyce gözlem ve değerlendirmeler içeriyor: Atasoy Müftüoğlu, Selahattin Eş Çakırgil, Ali Bulaç, Ahmet Cansız, Nurettin Şirin, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Hüseyin Hatemi, Mustafa İslamoğlu, Hüseyin Velioğlu, İrfan Çağrıcı, Edip Yüksel...
İran'a ilgi duyanların keşfetmesinde fayda var bu hatıratı, kendi tezimde de kullanacağım bazı bölümlerini