Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Sevgili Ahmed abi;
Sen nettin bana böyle?
Sen, keçi yavrun, çekirgen, uçan kuşun, akan suyun, dünya gözün, dikili ağacın, dostun, biricik Leylin’i nasıl böyle güzel sevebildin? Sen gideli dünyamız çok değişti. Sen Leyla’ndan sümüklü peçetesini isterken şimdiki Leyla’ların ağzını burnunu kırıyorlar. Sen O’nu salt sevgi ile severken, şimdi “seviyoruz” diyen sevdiğini öldürüyor Ahmed Abi. Senin gibi sevene günümüzde “deli” diye bakıyorlar, çünkü onlar sevmenin sadece “sahip olmak” ile ilgili olduğunu düşünüyorlar. “Sen benimsin” demeyi ne çok seviyor onlar. Özgür bırakarak sevmeyi bilen insan çok az onların içinde. En çok bir bedeni seviyor onlar, senin gibi dokunmadan sevmeyi bilen yok denecek kadar az. Herkes sevdiğinden bir şeyler bekliyor.
“Seninle, yüzyılların hayvan ötesi tutukluğuna ve donan insan düşüncesine bir can, bir haysiyet verebiliriz gibime geliyor. Yalansız, riyasız, çıkarsız bir haysiyet.” diyorsun Leyla’na ama burada her şey daha kötüye gidiyor. Öyle kötü ki, şimdi senden elli tane doğsa bunun değişebileceğinden ümidim yok.
Argo sözcüklerden nefret ederim ben, ama sen öyle büyük bir şairsin ki yazdığın her sözcükte güzellik buldum ben, kimi zaman güldüm, kimi zaman Leyla’yı kıskandım çokça da hüzünlendim mektuplarında. Dünyanın ve zamanın bir yerinde senin olmuş olman, senin gibi güzel bir adamın var olmuş olması beni mutlu etti aynı zamanda. “Bu bok hengâmede, bu deliler, aptallar, eşekzadeler ve kısırlıklara rağmen” iyi ki kitapların varmış.
O güzel kalbinden öperim Ahmed abi,
“Öperim oğlu öperim.”
Bugüne kadar onlarca kitap okudum ama Alex kadar büyüleyici, gerçekçi, ateşli bir karakter görmedim. Alex gerçekten diğer kitaplardaki baş karakterlerden çok farklıydı. En sevdiğim kadın karakter oldu kendisi. Aiden da diğer kitaplardaki erkek karakterlerden çok farklıydı. Ben bu kadar güzel seven çok az erkek karakter okumuşumdur. Alex'i ciddi anlamda kıskandım kitabı okurken böyle sevildiği için. Her zaman gördüğümüz gizemli serseri sonra bir anda değişen pamuk gibi olan ve artık görmekten okumaktan bıktığım erkek karakterlerle alakası yoktu. Kendisine o kadar ısındım ki anlatamam. Seth Seth Seth.. Zaten seriye bayılma sebeplerimden biriydi. Üçünü de çok özleyeceğim.
SPOİLER!!!
Kitap hakkında eleştiri yapmam gerekirse ilk 3 kitabı resmen bir solukta okudum ama 4. kitabın ortalarında sıkılmaya başladım. Keşke Tanrılar seriye hiç dahil olmasaydı. Çünkü Tanrılar işin içine girince mantık hataları oluşmaya başladı. İnandırıcılığı gitti. Ares en çok Tanrılar için tehditken hiç umursamayıp olaya en sonunda dahil olmaya karar verdiler. Ayrıca Irk Kastı ile ilgili değişiklik bir paragraf ile geçiştirildi. Sonu beni çok tatmin etmedi.
Keşke Tanrılar üzerinden gitmektense Açlık Oyunlarındaki gibi toplumsal adaletsizlikle mücadele edilseydi. Ben ilk kitabı okuduğumda öyle bir şeyler beklemiştim Tanrıların olacağını hiç düşünmemiştim.
Daha eleştirilecek çok şey var ama yazmaya üşendim.
@gecekitapligi'nın bir kitabı daha..
@alptekin6562 kaleminden #GitmekMiZorKalmakMı adlı bir eser..
Bir yolculuğun biyografisi demek istiyorum ama sıkıcı zannedersiniz diye demiyorum!
Çünkü biri bana öyle dese okumazdım..
Değerli Hocamız, 1982 Anayasasından başlayarak hikayesini anlatıyor.. 80lerde ve 90larda özlediğim ne varsa hatırlıyorum. Türkiye'de ki hayatını bırakıp eşi için Amerika'ya gidiyor, vefakar her anne gibi.. 12 yıllık Amerika yaşantısının ardından, eşi için tekrardan yaşamını bırakmak ve bu sefer de ülkesine geri dönmek zorunda kalıyor..
Bu süreçte yaşadıklarını anlatıyor, ülkeler arası kıyaslama yapılıyor. Eğitimler arasındaki fark; okurken beni çıldırttı..
İki medeniyet arasındaki farkı gördüm ve Amerikan Eğitim sisitemini kıskandım..
Ama en çok beni çıldırtan kısım; bir kadının (bir annenin) ailesi için yaşamını ve hayatını defalarca feda edebiliyor olması oldu..
Gerçi şimdi nerede böyle kadınlar..
Yanlış da anlamayın beni. Ben benim için böyle fedakarlık yapacak bir kadın arayışında değilim. Sadece böyle fedakar bir kadına denk gelmek ve ömrümü O kadının mutluluğu için feda etmek isterdim.
Umarım #kitap hakettiği değeri ve hakettiği okuru bulmuştur.
Özellikle Avrupanın bizi kıskandığını düşündüğümüz şu dönemde...
#KitapMuhabbeti #OkudumBitti #KitapYorumu
DAYANIŞMA YAŞATIR.
Bu zamana kadar okuduğum en zor kitaplardan birisi ve ilk incelemem... Olaya biraz daha duygusal ve öfkeyle yaklaşmaktan kendimi alamıyorum. 'bana nasıl olsa bir şey olmaz' rahatlığının sağlanmasının hesabının sorulmasını istiyorum/istiyoruz.
Hayatımızın her anın da öylece durduğumuz yerde dahil şiddete maruz kalıyoruz. Bu kitapta bir çok kadın
Kitabı okurken Macide'yi çok kıskandım. Ne güzel seviliyor dedim. Ama sonlara doğru yüreğimden bir şey kopup gitti sanki okurken acı çektim resmen. Aralara sıkıştırılan söylevler gayet doğruydu fakat yazarın sosyalist ahlakı birçok yerde kendini göstermişti. Mutlaka okumalısınız demiyorum ama okusanız iyi olur
Macbeth Diğer Shakespeare Kitaplarıyla Karşılaşırsa...
YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
KİŞİLER
Oğuz
Macbeth
Romeo ve Juliet
Kral Lear
Othello
‘’Sürekli diğer insanların beklentilerini gerçekleştirmeye çalışan insanların ne kadar mutsuz olduklarını gözlemledim; bu beklentilerle ellerinin bağlanışını, konuştuklarını ama asla kendi cümlelerini değil, binlerce kez duyulmuş sözcükleri tekrarladıklarını gözlemledim. Bir arkadaş aramadım hiç, ben bana yetiyordum.’’
‘’Düşünmek: elimizde
120 syf.
10/10 puan verdi
#Zülfü Livaneli, sanırım bize nispet yapıyor. Hayır yani kıskandım doğrusu. #Yaşar Kemal ile candan dost, #Arthur Miller ile fikir alışverişi yapmış, #Gorbaçov’a yol göstermiş bir yazar. Bunu kıskanmamak elde mi?? Tabi bir de Elia Kazan var.
#Zülfü Livaneli #Elia İle Yolculuk eserinde, dünyaca ünlü sinema ustası ve yazar #Elia Kazan ile olan dostluğunu, yıllar sonra yollarının kesişmesini, kadim Anadolu’yu ve kendini Amerikalı yahut Yunanlı gibi değilde bir Anadolulu gibi hisseden Elia Kazan’ı harika bir anlatımla okuyucusuna sunmakta.
Kitabı okurken, bilmediğiniz filmlerin, yazarların ve eserlerin arayışına giriyorsunuz.
#Elia İle Yolculuk hakkında yazılacak,anlatılacak o kadar çok şey var ki. Geçmişe şöyle bir baktığımızda göç edenler, toprağından, memleketinden koparılan insanları görüyoruz. Yıllar sonra ünümüz, unvanımız ne olursa olsun bizim için önemli olan soyumuzun nereden geldiği, bize en yakın insanların nasıl yerlerde yaşadığı, hangi sokaklarda nasıl vakit geçirdiğidir. #Elia Kazan’ın Zülfü Livaneli ile olan yolculuğunu okurken bildiğinizi sandığınız Anadolu'yu tanımaya başlıyorsunuz. Sadece ismini bildiğiniz birçok oyuncu sanatçı ile tanışıyorsunuz. Özellikle Hollywood hayranı biriyseniz bence bu eseri mutlaka okuyun.
Not1; Yüreğimizin doğru yerde olduğuna dikkat edelim.
Kelimelerin,cümlelerin,sözcüklerin anlatmaya yetmeyeceği türden bir şaheser. Türk edebiyet tarihinde ilk 3'e girmesi gerek.Aşkı öyle anlatmış ki,öyle bir ask yaşayamadıgim için kıskandım doğrusu. Senelerce içine atıp biriktirmek ne kötü,ne zor, kalabalık iken, yalnız olmak
Okuduğum en mükemmel kitap.
Tekrar tekrar okuyup herkese önereceğim muhakkak. Tesirinden ne kadar zaman kurtulurum bilemem. Ama çabuk olmayacağı kesin. Aşkın olanaksızlığına dair...
Benden bu kadar umarım yazdık oldu.☺
Keyifli okumalar.
