Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ç.

Ç.
@kitabist
Monolog alanımdır.
6 Nisan
14 kütüphaneci puanı
253 okur puanı
Kasım 2014 tarihinde katıldı
Khilon der ki, mutsuzluk ve dava yoldaştırlar, davası olanlar da mutsuz kişilerdir, çünkü aradıkları hakkı almadan ömürleri tükenir gider.
Reklam
İnsanlara madem bir Allah lazımdı, birçok milletin taptığı bu güneşle, bu ihtiyaç görülebilirdi. Allah'la neden yetinmediler? İnsanların kulluk ve şükranına güneşin hak kazandığı dereceden daha çok hak kazanmış hangi varlık vardır? O güneş ki, bütün varlıklara ışık, sıcaklık ve hayat verir; o güneş ki, huzuru doğayı neşelendirir, gençleştirir; ve yokluğu, doğayı hüzne ve bitkinliğe boğar.
Bir vahşiye, saatinizi işleten şeyin ne olduğunu sorunuz, size cevap olarak "bir cin" (bir ruh) diyecektir. Hocalara dünyayı yürüten şeyin ne olduğunu sorunuz; size vereceği cevap, "bir ruh" (bir cin) olacaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Adanmış vatanseverler tarafından korunan bir halkı gözlemleyin! Vatanseverler, kanlı çarpışmalar sırasında, ya da açlık ve sefalet yüzünden ölürler; bu, halkın umurunda mıdır? Halk ölenlerin çürümüş bedenleriyle gübrelenip beslenen o toprak üzerinde "dal budak salar, çiçek açar"! Bireyler, "halkın yüce davası" uğruna can vermişlerdir, halk ise onların ardından minnettarlığını dile getiren birkaç söz söyler -ve parsayı toplar. İşte Ben karlı egoizm diye buna derim.
Genel irade bir sınıfın,egemen sınıfın siyasetini oluşturur.
Sayfa 20 - ithaki
Reklam
Kötü Demiurgos
Alçaklığımızın kaynağını kendimizden olabildiğince uzağa yerleştirmek kadar bize hoş gelen, bizi ayakta tutan şey yoktur.
Sayfa 12 - Redingot
Dünyada ki en zengin 1.000 kişinin toplam varlığı en fakir 2.5 milyar insanınkinin neredeyse iki katı.
Sayfa 14 - AyrıntıKitabı okuyacak
İstibdatçı bir padişahın anayasal rejime geçişi
Onun (II.Abdülhamid) açısından önemli olan, soyut olarak temel bir kanuna (Kanun-ı Esasi) karşı olmak değil, hilafet-saltanat karması bir rejimi kanunlaştıracak, pekiştirecek somut bir kanunun yapılmasıydı.Osmanlı geleneğinde hilafetin devlet başkanlığına yapışık yasal bir niteliği yoktu. Kanun-ı Esasi ona bunu sağlayacaktı.
Sayfa 318 - Yapı Kredi Yayınları
İbrahim Şinasi
"Halkı aydınlatmadıkça politik eylemde başarı sağlanamaz"
Sayfa 283 - Yapı Kredi Yayınları
Kahvehaneler, Osmanlı ülkelerinde, özellikle İstanbul'da cami ve mescidin yerini alan ilk siyasal dedikodu, hatta fesat yuvaları oldular. Daha kötüsü, kahvehaneler ve meyhaneler reayanın uğrağı, eğlenme ya da dinlenme yeri olmaktan çok, hükümet için korkunç gücün, yeniçerilerin ve Bektaşilerin ayaklanma karargahları haline gelmiştir.
Sayfa 44 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Din,geleneğin en son sığınağı,en son kalesidir. Aslında toplumun eski yaşayışının kökeninden gelen birçok alışkanlıklar,kolaylıkla din gereği imiş gibi nitelik kazanırlar.
Yapı Kredi Yayınları
Avrupa'da iktidarda olanlar halkın kendilerine saygı duymasını beklerken,Türkiye'de şimdi iktidarda olanlar yandaşlarının otoritesine saygı duymasını,muhaliflerin ise korkmasını bekliyor.Ortaya çıkan yolsuzluklar, yandaşların hükümete duyduğu saygı ve güveni azaltmıyor çünkü parayı veren düdüğü çalar ve güçlü olan haklıdır deyişlerindeki gibi bunun zaten muktedirin hakkı olduğunu düşünüyor ve esas tehdidi iktidarın mutlak gücünü "gayrimeşru" yollarla azaltmaya çalışan cemaat,iç ve dış mihraklar olarak görüyor. Yasaları yapma hakkını da yasaları delme hakkını da iktidarın ayrıcalığı olarak görüyor.Nasıl işyerinde ezilen,kendini güçsüz hisseden erkek,eve geldiğinde eşini ve çocuklarını "hizaya getirerek" kendini güçlü hissediyorsa, iktidar partisine oy verenler de kendileri gibilerin ülkeyi yönettiğini düşünüp,iktidardan pay alarak muktedir hissediyorlar. Böyle bir durumda neden muhalif olsunlar ki?
Kapitalizmdeki sermaye ve emek arasındaki ilişkiye ve patriyarkal ailedeki erkek ve kadının ilişkisine baktığımızda, egemen taraftaki temel duygunun kibir ve ezilen taraftaki temel duygunun aşağılık kompleksinden kaynaklanan utanç duygusu olduğunu görüyoruz. Sermaye nasıl yeterince kâr etmeyince fabrikasını kapatıp binlerce kişiyi işsiz bırakma hakkını kendinde görüyorsa, kendini aile reisi olarak gören erkek de çorbanın tuzu az diye eşini dövme hakkı olduğunu düşünüyor.
Dünyanın En Tuhaf Mahlûku
Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, - demeğe de dilim varmıyor ama - kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
195 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.