Hazır bu ara hızını almış bir okuma ve inceleme enerjisine sahipken Cengiz Dağcı ve "ihtiyar savaşçı " üzerine iki kelam etmeden geçmek istemedim ..
#SPOİLER
Eğer Cengiz Dağcının toprak özlemini ve ne olursa olsun o toprağa dönmek hasretini bilmiyorsanız bu roman size boş gelecektir ..
Kırım ve kırım Türkleri "tatarları"
Allah, sen yolda kaldığında yolunu bulman için yollar açmaz mı sana?..
En dipteyken, karanlıklar içindeyken birisinin elinden tutmasını istersin. Tam her şey bitti derken önüne yepyeni bir kapı açılır. Kalbin katran karası olmuşken küçük bir kıvılcım yüzünü aydınlatır. İşte kitabımız iki yolcunun yolunu bulmak için Konya'ya yol alışını ve burada tasavvufun kalplerini aydınlatmasını konu alıyor. Tasavvuf konulu kitapları sevenler için listeye konulabilir. Böylelikle okur ilahi aşka yol alan kahramanların yanında onlara yoldaş olabilir. Sinan Yağmur'un okuduğum üçüncü kitabı. Kitap akıcı ve içindeki hikayelerle keyif vericiydi vermesine ama "Aşkın Gözyaşları-Tebrizli Şems" kitabı kadar memnun kalamadım kitaptan. Adlandıramadığım bir boşluk hissettim kitap bitince. Kitap yarım kaldı benim içimde. Tasavvuf yavan kalmıştı sanki. Tasavvufta aradığım dolmak taşmak olur benim. Konusu tasavvuf olan kitapları okurken bir deryaya dalmak isterim ama işte bu kitapta biraz buruk hissettim. Tam olarak tatmin olamadım. Yine de şehirlerin ruhlarında dolaşmak, aşıkların yüreklerini hissetmek, hikayelerle Peygamberin yoldaşlarını anlayabilmek güzeldi. Nefsinizin yollarından geçerek kalbinize, Hakka yolculuk yapmak isterseniz sizi memnun edecek bir kitapla karşı karşıyasınız. İyi okumalar dilerim...
Pek çok kitap okudum ama şu alıntı beni dumura uğrattı müthiş bir tespit.
Her insanın içinde bir peygamber uyuklar ve o uyandığında, dünyadaki kötülük biraz daha artar...
Vaaz verme çılgınlığı içimizde öylesine yer etmiştir ki, korunma içgüdüsünün bilmediği derinliklerden doğar. Her insan, kendinin bir şey önereceği ânı bekler: Ne önerdiği önemli değildir. Bir sesi vardır ya, o yeter. Ne sağır ne dilsiz olmanın bedelini pahalıya öderiz...
Çöpçüsünden züppesine kadar herkes, cinaî cömertliğinin kesesinden harcar; hepsi, mutluluk reçeteleri dağıtır; hepsi, herkesin adımlarına yön vermek ister: Ortaklaşa hayat, bundan ötürü tahammül edilmez bir hale gelir; insanın kendi hayatı daha da çekilmez olur: Başkalarının işlerine hiç karışmadığı zaman kişi kendi işleri için o kadar endişe duyar ki, kendi “benliği”ni bir dine çevirir, ya da tersten havarilik yaparak “benliği”ni yok sayar: Evrensel oyunun kurbanıyızdır...
Spoiler İçerebilir...
"İçerirse içersin canım yani ne var? Bak ben sana sağlam bir spoiler vereyim o zaman. 6. His filminde Bruce Wills var ya, o aslında ölü, valla bak Ölü olduğunu bilmiyor, çok güzel bir filmdi ya, biz Nurtenle gül gül izledik onu gençliğimizde..."
Erdal Abi nabıyon ?
"Neyi napıyorum Mecnun?"
Bırak da
Oyunun orijinal ismi ''Two Gentleman of Verona'' olsa da buradaki karakterler erginlik çağına girmiş, varlıklı ailelerden gelen delikanlılardır. Ancak hareketlerinden ve tavırlarından 20 yaşın altında oldukları anlaşılmaktadır. Zaten Valentine de, hayatında ilk kez yolculuk yapmaktadır.
Proteus-Valentine arasındaki olay örgüsü