Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Kitabımız asıl karakteri parlak domatesin dediği gibi başlamak istiyorum ;
Sahte hayaller kurup gerçek hayal kırıklari yaşadik
Syf;80
Parlak domatesin de hayalleri çok güzeldi insanlara şifa olmak istiyordu buna inanıyordu
İrembağina gitme hayali ile yaşıyordu ama gerçekler pek öyle olmadi
Buzdolabından ayirilip gerçekleri ve karadeligi görene kadar ondan sonra içinde ki sevgi nefrete ve intikama dönüştü..
Kitabı okurken bazı şeyler gözünüzde canlanıyor
Meyvelerin sebzelerin konuşmasi,düşünmesi, parlak domatesin macerası yaşadıkları... Hepsi gözünüzde film gibi geçiyor
Zaten dili de yalın olunca okunması kolay
Ama asıl önemli olan kitap okuduktan sonra dolaptaki sebzeleri meyveleri düşünmüyor değilsiniz..aynı zamanda bilinçlendirici öğretici bir yanı var, israf konusunda artikk sebzelerin de meyvelerin de ne düşündüğünu anımsıyorsunuz israf ederken dikkat etmenin ne kadar önemli olduğu vurguluyor
Yazarımızın kalemine sağlık çok güzel bir kitap olmuş herkesin bu tarz kitaplari okumasını tavsiye ederim
Ciğerimi yakan Carton'a sevgiyle :')
》Kitap Fransız Devrimi'nin şiddet ve coşku atmosferini Paris ve Londra ekseninde ele alır. Aristokrasinin halka zulmünü de, devrim yanlılarının, intikam dürtüsüyle kirlenmiş adalet anlayışını da reddeden bir insanlıkla yazılmış, aşk ve fedakarlığın giyotinin gölgesinde bile yeşerttiği hayatın romanıdır.
》İki şehir Paris ve Londra. 1700lü
Size de olur mu bilmiyorum ama ben bazen kitap okurken; film, dizi izlerken arada karakterlerle konuşurum. Acı Bir Tebessüm' ü okurken de çenem hiç durmadı. Neden mi? Sanırım kitabın içine fazlaca girdim. En çok Safiye ile konuştum. Başta gıcık oldum, yaptığı fedakarlıklara gözlerimi belerttim. Ahmet'e ha bire yemesini söyledi için adamı şişmanlatma gibi bir amacı olduğunu düşünmeye başladım. İşlere hakim olup, adamlara kafa tutmasına hayran kaldım, zekasını söylemiyorum bile. Ama en sonunda boşuna gühanı almış olduğumu anlayıp, minnet borcunu ödeme şeklini takdir ettim. Galiba ben bu kitapta en çok Safiye karakterini sevdim.
Kitabın geneline geçecek olursak; görüntüde sadece iki tane var gibi görünse de, bana göre bir çok ana karakter var. Çünkü kitapta kendi içinde hepsinin ayrı hikayesini, derinde yaşanmışlıklarını okuyorsunuz. Bu bağlamda okumaktan zevk aldığım öykü türü kitapların tadını verdi diyebilirim. Polisye düşkünlüğümü de bilirsiniz. Benim için 'ikisi bir arada' lezzeti aldığımı söyleyebilirim.
Sevgili yazarımız @baydem 'in serisinin ilk kitabı "Acı Bir Tebessüm." Zekice kurgulanmış ve yerli polisyelerde az rastlanan bir olay örgüsüne sahip. Ben zevkle ve merakla okudum. Ama tek sıkıntım fazla detay okumaktan hoşlanmayan bir yapıda olduğum için o kısımlar biraz zorladı.
Şimdiden serinin ikinci kitabını merak etmeye başladım sanırım elimde olsa hemen başlamıştım. Devam kitapları için Barış Demirbaş 'a kolaylık ve kalemine daimilik diliyorum.
Wittgenstein'ın başyapıtı olan eseri uzun zamandan beridir okumak istiyordum. Eserle alakalı bir filmde gördüğüm bir sahne üzerinde kitabı okumaya başladım. Kitap, felsefe alanında 20. yy.'ın en önemli eserlerinden kabul ediliyor. Mantık, tasarım felsefesi ve dilbilim konularında çok ciddi önermeler içeriyor. Oldukça sıradışı bir eser. Wittgenstein'ın, Bertrand Russell gibi matematikçi olduğundan bahsetmeye gerek yok, zaten kitaptaki mantıksal önermelerde matematiksel içeriğe de rastlıyoruz. Kitabın dilbilim ile alakalı olmasından dolayı, orjinal eser dili olan Almanca'ya hakim okurlar kitaptan daha fazla istifade edeceklerdir. Kitabı okumaya karar vermemi sağlayan, eserle alakalı fikir edinmenizi de sağlayacak film sahnesini şu linkten izleyebilirsiniz: youtube.com/watch?v=Rob3mb0... İyi okumalar dilerim...
PERİ MASALI / STEPHEN KING
Geçen yüzyıldan (1996) beri King okumadım, yani Yeşil Yol'dan sonra. Oysa ortaokul-lise döneminde çok okumuştum. Sis'in bıraktığı etki hala devam ediyor. O yüzden okuma kitabı olarak King seçilince hemen atladım.
Kitaba dönersek, sıradan bir lise öğrencisi olan Charlie Reade, daha on yedi
Herkes hakketiği yerdeydi
Bir kitap bu kadar güzel anlatılarak yazılamazdı film sahnesi izliyormuşum gibi okudum hatta kitap bittikten sonra keşke on sezon olsaymış da okusaymışım . Film sahnesi gibi hissettim herkese tavsiye ediyorum. Yapbozun parçalarını en sonunda birleştirmek güzel bir duyguydu.
İnceleme yazmayı borç bilirim bu esere. Film izler gibi okudum. Her bir anı gözümde canlandı. Geçmişe gittim, anılara gittim, geleceği düşündüm. Binbir duyguyu bir arada yaşadım. Aslında soluksuz okunacak bir eseri uzun bir sürede okudum, fakat elime aldığım her an geçen her bir sayfa zihnimde bekliyordu beni. Sonlara doğru öyle bir yerde aydınlanma yaşadı ki Nevzat onunla birlikte durdum düşündüm ve "Hayır" dedim. Böyle olmamalıydı sonu. Ve işte öyle bir an vardı kii gözyaşlarıma hakim olamadım.
Duygularımın yanısıra gezdiğim yerleri aslında hakkını vermeden, geçmişini öğrenmeden geçtiğimi farkettim. İstanbul'u, tarihimizi araştırmaya daha çok sevk etti eser. Komiser Nevzat ve ekibini nefesinizi tutarak okuyacaksınız. Kesinlikle 10 puanlık, her kitaplıkta olması gereken bir kitap.
158 syf.
9/10 puan verdi
Hani hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti derler ya, bu eserde de ölümü gerçekleşen Bedri bey, cenaze namazı için musalla taşına getirilince bizi şöyle geriye doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bedri bey hayata tutunamayan, kendi deyimiyle bir baltaya sap olamayan bir kişilik. Hayatı boyunca değişik işlerde boy gösteriyor ama aradığı iç huzuru bir türlü yakalayamıyor. Eserde; bürokrasi, siyaset, rüşvet, ahlaki erozyon ve özellikle dünya hırsı ve ölüm gibi konular üzerinde çarpıcı göndermeler yapılıyor. İnsana kendini sorgulatan diyaloglara sık sık rastlamak mümkün. Özellikle son bölüm çok etkileyici. Herkese keyifli okumalar dilerim.
*11. kitap kardeşliği çekilişi kapsamında, güzel bir tevafuk sonucu aynı şehirde olduğumuz ortaya çıkınca buluşup hediye kitaplarımızı elden verme şansımız oldu. Bu güzel kitap için Muharrem Okumuş kardeşime tekrar çok teşekkür ediyorum.
Kitabın başından sonuna kadar diken üstünde okuyacaksınız. Entrika ve trajedinin doruklarında bayan Wagner'in o inanılmaz korku dolu dakikalarını sanki bir film izler gibi izleyeceksiniz. Zweig'in betimleme konusunda ne kadar başarılı olduğunu bu kitapta bir kez daha görmüş oldum. Her kitabı ayrı ayrı bir baş yapıt gibi. Böyle bir yazar Zweig. Bütün sahneleri adeta yanı başımda oluyormuş gibi yaşadım. Kitap aynı zamanda süprizlerle dolu. Bunlar hakkında bir şeyler yazmama adetimi devam ettiriyor bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.
Gizem dolu bir macera
“Görmeyi bilirsen, evrendeki her şey de bir gizem vardır.”
Hani bir kitap okur da, kendinizi gizem ve macera dolu bir film izler gibi hissedersiniz ya ..Bu kitap bana o duyguyu fazlasıyla hissettirdi.
Yazarın ilk romanı olmasına rağmen çok başarılı buldum gözlem yeteneği çok güçlü. Özellikle de zengin benzetmelerini ve yer yer süslü anlatımını çok beğendim.
Anlatım tarzı o kadar hayatın içinden ki her karakterde kendinize ait bir şeyler bulmanız çok mümkün. Kitaptan sadece bir puan kırdım.Bunun nedeni ise, duygu yoğunluğunun içine girdiğiniz anda bazı karakterlerin ve bölümlerin hızlı bitirilmesiydi.(tomrisin, faysalın hızlı yok olması, kitabın aniden ortaya çıkması vs) Açıkçası sonuç bölümleri biraz daha derinleştirilebilirdi.Belki de kitap çok hızlı bittiği için üzülmüşümdür.200 sayfa daha olsa yine okunurdu.Ayrıca kitapın hacmi daha az olmasına rağmen, en çok alıntı paylaştığım kitap rekorunu kırdı. Benim için her cümle, bir alıntı değeri taşıyordu.Ve de bilgi yüklü açıklayıcı birçok kelime ve konu da mevcuttu.Yazarımızın derin bilgi birikimini es geçmemek lazm. Sizi yer yer çocukluğunuza götürüp sonra da tarihin tozlu raflarında dolaştırmayı başarıyor.Okurken çok keyif aldım. Başarı serüveninizin bundan sonra da devam etmesi temennisiyle…
“Aramakla bulamazsın ama, bulanlar ancak arayanlardır.”
