"bu bir pipo değildir!"
"Bir cümlenin altını çizmek... Neden? Kitabı bir daha elimize aldığımızda nerelere öncelik verdiğimizi hemen görebilmek için mi, başkalarına ödünç verdiğimizde (işin garibi bunu da pek yapmayız) altını çizdiğimiz cümlelere bakarak bizi daha iyi tanımalarını sağlamak için mi, içine girdiğimiz kurmaca dünyanın haritasında izler bırakabilmek için mi yoksa yazarın eşit uzaklıkta durduğu cümleler arasındaki dengeyi bozabilmek için mi? Belki de hepsi... Biz neden kitap okurken bazı cümlelerin altını çiziyoruz? Kimi zaman bir cümleyi, özenli bir el yazısıyla defterimize aktarıyoruz. Nasıl da düşkünüzdür o defterlere değil mi? Başkalarının kaleminden çıkmış bir defter dolusu cümleye neden gereksinim duyuyoruz? Yazarın dünyasının temize çekilmesi mi gerekiyor? Hayır! Okur olmanın, bütün o cümlelerin asıl sahibi olmak anlamına geldiğini çok iyi biliyoruz." "Okursun sen. Kitaplarına yoldaş olacak nesnelerden öğreniyorsun birçok duyguyu. O kalemler, defterler, ayraçlar çoğu arkadaşından daha yakın sana. Kaybolan bir kaleminin ardından tuttuğun yası anlamayanla sohbete oturmuyorsun." "Kitap sayfalarının arasında unuttuğun kuru bir çiçeksin sen. O konser bileti, not kâğıdı, eski sevgilinin fotoğrafısın." "Yine de gitmeden bir gerçeği paylaşmalıyız; bütün o cümlelerin asıl sahibi okurlardan biri olarak, bana ait olmayan o cümlelerin bir kez daha altını çizmeni istiyorum. Ya da kendi dünyana hapsedebilmek için defterine not etmeni..."
Sayfa 11 - Yekta Kopan'ın yazısıKitabı okudu
SEVGİ -2
Allah seni başanya erdirsin, bilmesin ki, sevgi (muhabbet) ilahi bir makamdır. Allah onunla kendisini niteleyerek el-Vedud (Seven) diye isimlenmiştir. Bir rivayette ise ‘el-Muhib’ adı geçer. Tevrat’ta Musa’ya vahyedilen şeylerden biri de şudur: ‘Ey Ademoğlu! Senin hakkın için ben sevenim. Senin üzerindeki hakkım için de sen beni sev.’ Hadiste
Reklam
SIFIRA CEVAP Benim, sıfırlarla uğraşacak zamanım yoktu. Fakat o “Sıfır”, “Dâvam” adıyla çıkardığı kitabın bir kısmında bana taarruz ve hattâ hakaret etmeğe yeltendiği için, zamanımı israfa mecbur oldum. Yazması kalemime ağır gelen “Hasan Ali”yi kullanmaktansa, sevimli ve hoş “Sıfır”ı ele almağı tercih ettim. Kendisi her ne kadar, ancak Atatürk’e
BABİL'İN DÜŞÜŞÜ
Vahiy 17:1-3 ve Vahiy 21:9-10'da sözü edilen iki kadından biri gelin, diğeri ise büyük fahişe olarak adlandırılır. Vahiy 17:1'de şöyle yazılıdır: "Yedi tası alan yedi melekten biri gelip benimle konuştu: “Gel!” dedi. “Sana engin suların kenarında oturan büyük fahişenin çarptırılacağı cezayı göstereyim." Vahiy 21:9'da
Sayfa 102 - AKARSU YAYINLARIKitabı okudu
_Cumhuriyet, erdemli insanların yönetimidir. _Bir kişiye yapılan haksızlık, tüm topluma yöneltilmiş bir tehdittir. _Hür bir milletin kurtarıcısı olabilir. Köle bir milletin ise başka bir efendisi çıkar ortaya. _Sadece mutlu olmayı istesek kolay olacaktı ama biz başkalarından daha mutlu olmak istiyoruz. Bu da oldukça zor, çünkü onları daima
Naciye Sultan'ın Enver Paşa'ya yazdığı, 1919, 2 Kânûnısânî [Ocak] 336 (1920), 14 Kânûnısânî 336 (1920) tarihli mektuplarda: “Bana gel diyorsun, fakat düşünmüyorsun ki, yaşadığım muhit eski İstanbul değil. Bir cehennemdir. Muhakkar, metruk bir kadının yardımcısı Allah'tan başka kimse olamaz. Zamanında bana tapan insanlar, şimdi beni tarassutla
Reklam
42 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.