Friedrich Engels, pek çoğumuzun Karl Marx ile beraber yazmış olduğu Komunist Manifesto kitabıyla ve Marx ile mektuplaşmalarıyla tanıdığı büyük çok büyük bir bilim adamı ve kuramcıdır. Ailenin , Özel Mülkiyetin ve Devletin kökeni kitabı da büyük düşünürün, Karl Marx'ın el yazmaları ve Lewis H. Morgan'ın yabanıllık, barbarlık-uygarlık ayrımını kullanarak ortaya koyduğu fikirlerinden ibarettir.
Diyalektik materyalizm mantığıyla yazılan kitapta ailenin kökeniyle başlanır irdeleme. İlk ailelerden bu yana ortaya çıkan ekonomik devinimlerin toplumun geri kalanını nasıl etkilediğini, Ataerkil aileye nasıl geçildiğini, Analık kanununun bozulmasıyla aslında kadın soyunun nasıl erkek karşısında mağlup olduğunu ve kadınlarında sömürülenler kısmında kendine yer bulduğunu bir bir anlatmış yazar.
Ailenin ortaya koyduğu ekonomik davranış kalıplarının barbar toplumlardan başlamak üzere toplumun genelinde bir etkiye sahip olduğunu ve aile içindeki ilişkilerin uygarlığın ekonomiye bakış açısını nasıl değiştirdiğine dem vuruyor düşünürümüz. Barbarlığın, uygarlığın ve günümüz uygar (!) devletinin aynı kökenden o küçük aileden filizlendiğini ve beraberinde getirdiği paradigmaları gözler önüne seriyor.
21.yüzyıl dünyasında hala sıkça konuştuğumuz kadın cinayetleri, kadın erkek eşitsizliği, emek sömürüsü, yoksulluk, gelir adaletsizliği, kölelik ve modern kölelik kavramlarının yüzyıllar öncesinden bu yana kangrene dönmüş durumlarını irdeliyoruz ve reçeteyi önümüzde buluyoru. Engels'in sayfalarında haykırdığı idealde belki de ütopyada..