Fyodor Dostoyevski külliyatından iki tane daha okudum. 4 tane Çıtır Çıtır Felsefe kitabı az olmuş bence çünkü daha çok okuyabilirdim.
Yaşar Kemal şiirlerini, harika bir şiir kitabını okudum. Kankamla da birlikte 5 kitap okuduk. Tüm kitaplarıdan sadece birini sevmedim. Onu da ben seçmemiştim. Bence 14 kitaptan 1 tane fire vermek iyi.
Verimli geçti bu ay, Mayıslar Bizimmiş yani 🤩💜💛♥️
“ Nasıl oluyor da kolsun ve bacaksız doğan insanlardan faydalanmayı akıllarından bile geçirmeyen dürüst ve duyarlı kişiler, düşük bir zeka düzeyiyle doğanları istismar etmekte bir mahsur görmezler?…”
Kitabı okurken içimde hissettiğim ezilme duygusunu bırakamıyorum. Engelli doğan ve bununla yaşarken “normal” olarak nitelenen insanların bu kişileri eğlence malzemesi yapmasını, ezmelerini sürekli olarak görüyoruz.
Sosyal medya malzemesi yapıp üstüne duyar kasıyoruz ama çoğumuz görmezden geliyoruz.
Kitapları sadece okumak için değil de bilinçlenmek için okur ve daha dikkatli olursak belki daha temiz bir dünyaya adım atarız.
Bu kitap zeka geriliğine sahip bir BİREY in ameliyat sonrasında üstün zekalı bir bireye dönüşmesini konu alırken bu süreçte insanların onu davranışlarını çok zekice ele almış. BİREY kelimesinin altını çiziyorum çünkü onun ameliyatla iyileşmesi sonucu bir denek gözüyle bakılması ve ameliyattan önce sanki bir birey değilmiş muamelesi görmesindendir.
Bu yazıda tüm BİREY’lere..