Anabasis (Onbinlerin Dönüşü), MÖ 401'de, Yunanlılar tarafından da saygı gören Perslerin taht varisi Kyros'un kardeşi Artakserkses II ile giriştiği taht kavgasıyla başlıyor. Kyros, bu savaşta yanında Yunanlıların da olmasını istiyor. Yunanlılar da bunu kabul ediyor. Elbette sadece Kyros'a duydukları saygıdan değil, ganimet ve çeşitli ödüller de işin içine giriyor. Fakat Irak taraflarında savaş (Kunaksa Savaşı) sonuçlanıyor ve Kyros öldürülüyor. Aralarında Ksenophon'un da bulunduğu 13 bin Yunanlının asıl zorlu sınavı da burada başlıyor: Dönüş yolculuğu. Bütün Anadolu; Trabzon, Sinop, Kocaeli, Gümüşhane, Ermeni yerleşimleri de rota. Tedirgin bir ordu, yer yer çaresizlikle, açlıkla, bazen de açgözlülükle başa çıkmaya çalışıyor bu yolculukta. "Barbar" olarak nitelendirilen toplulukların da saldırılarına uğramaları cabası.
Yukarıda bahsettiklerim, kitabın temel konusu aslında. Peki Anabasis neden yazıldıktan 2400 sene sonra bile okunan bir kitap? Çünkü ilk tarih yazıcılığı örneklerinden. Sağlıklı mı peki bu tarih yazıcılığı? Pek sayılmaz, bunun nedeni de kitabımızın yazarı Ksenophon'un da sefere katılmış, yani olayların tamamen içinde yer almış olması. Yer yer kitapta Ksenophon'un bazı konularda kendi haklılığını öne çıkarmak istediği göze çarpıyor.
Ksenophon'un yazdığı bu kitap, bir nevi anı defteri aslında. Ama önemi, ilklerden olması. Aynı zamanda antik çağ Anadolu ve Mezopotamya'sını tanımak için de güzel ve ender bir kaynak.