Bu kitap, bir tarih ve gezi kitabıdır diyebiliriz. Trakya'dan Lidya'ya, Toroslardan Zagros'a, Cudi'ye, Van Gölüne, Sinop ve Trabzon'a oradan Konstantinopolis'e ve geldikleri memleketlerine, yaptıkları savaş ve talanların, mağlup ve galibiyetlerin samimi anlatılarını barındıran; milattan önce 435-460 yılları arasında yazıldığı tahmin edilen bir eserdir. Benim bu kitapla tanışmam Kürtleri anlatan nadir tarih kitaplarından biri oluşu noktasıdır. Kitapta, paralı Yunan savaşçılarının Büyük Pers Kralına yaptıkları saldırı ardından varılan barışa rağmen Perslilerin kasıtlı olarak sarp dağlara ve o dağlarda yaşayan çetin insanların olduğu yoldan geri dönüşlerine rehberlik yapmalarından dolayı karşılaştıkları halkları ve coğrafyaları anlattığı kısımlarda Karduk diye diye bir milletten bahseder. Bu bahsedilen kişilerinde mevcut Kürt halkından başka bir halk olmadığı aşikardır. Ve şu anda yazılan tüm Kürt tarihine dair kitaplarda kaynak gösterilen yegane eserdir. Lakin bir gerçek var, yedi bölümden oluşuyor kitap, Karduk Milletinden ancak altıncı bölümde bahsediyor. İlk beş altı bölüm biraz sıkıcı gelebilir ama ben büyük bir merak ve hazla okumuştum.
Tavsiye ederim, iyi okumalar.