Ömrümü yedin Anna Karenina!
Uzun zamandır böyle hacimli dünya klasiği okumamıştım. Rus romanlarına özgü o, günlük olayların ayrıntılı anlatılması beni oldukça sıktı.
Kitaba gelecek olursak;temelde Anna ve Wronski, Kitty ve Levin bir de Dolly ve Stefan Arkadyeviç (Stiva) arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Aslında roman Dolly ve Stiva arasındaki geçimsizlikle başlıyor ama daha sonrasında asıl kişi olan Anna etrafında gelişiyor. Garibim Anna da içindeki gelgitlerle en sonunda kendini trenin önüne atıp intihar etti.Üzülsem mi yoksa kocasını Wronski ile aldattığı için(değer miydi o adama!) layığını buldu mu desem bilemedim,çünkü Aleks bunu hak etmedi bence. Öte yandan eserin bence en iyi karakteri Levin'di. Gerçekten kendini yetiştirmiş, insanlara saygılı,ideal insan denebilecek bir karakterdi. Romanda Aleks'in sonu hakkında bilgi vermemesi de çok garipti. Adam aldatıldı,terk edildi,karısı intihar etti,çocuklarına sahip çıktı ama akıbeti belli değil ya da ben kaçırmış da olabilirim ama inşallah Levin ve Kitty mutlu olmuşlardır diyelim ve uzunca bir süre dünya klasiği okumaya (en azından hacimli olanları) ara verelim.
Anna Karenina serüveni başlayalı. Kitaplarına gözü gibi bakan biri olarak yıllar sonra ilk kez bir kitabı eskittim! Ve şimdi o eskilik bana o kadar huzur ve