Genel anlamda Benoni’ nin başrolde olduğu, kasabadaki insanların hikayesi bu roman. Norveç’ in sahil kasabasının doğası, denizi, sahili, ormanları arka fonda çok güzel bir şekilde betimleniyor. Ön planda ise Benoni’ nin maddi durumuna göre hem kendi hem kasabadakilerin davranışlarının nasıl değiştiğini, aşk ve iş hayatındaki iniş çıkışlarını, insanlarla ilişkilerini okuyoruz. İlk sayfalardan itibaren roman karakterinin “eller ne der ne düşünür” diye bir hayat yaşadığını, yoklukta da kuyruğu dik tutmaya çalıştığını, insanlar ona güvensin diye her şeyi yapabileceğini görüyoruz. Bu arada yazar bize kasabadakiler üzerinden kırsal kültürü, kent yaşantısına bakışı, paranın etkisini, toplum baskısının etkilerini sade bir dille gösteriyor. Durağan, yavaş gidişli olduğu için okumakta zorlandığım bir roman oldu. Benim gibi çabuk sıkılan insanlar için bitirmek zor olabilir. İncelememi Maksim Gorki’ nin Hamsun için söyledikleri ile bitirmek istiyorum.
"Çağımızın yazarları arasında, orijinal yaratıcılık yönünden Hamsun ’u kenara itebilecek tek bir kişi bile göremiyorum. Üslubu dış görünüşüyle ihtişam ve süsten uzaktır. Güzellik Onun sadeliğinde gizlidir… Anlatırken felsefe yapar. Ama Onun önceden ne diyeceğini kestirmeye çalışmak boşunadır… Ahlaki bir dogma, sosyal bir hipotez ortaya atmaz. Onun düşünceleri bir ideal kadar hürdür."
Maxim GORKİ
Herkese bu kar günlerinde bol keyifli okumalar dilerim