Sanırım daha önce bir hayvanı böyle derinlemesine anlatan bir kitap okumamıştım. Ama Jack London, kalemine, gözlemlerine ve hayal gücüne bayılıyorum. Bu kitap konusunda çok umutlu olmasam da ne kaybederim diyerek okumaya başlamıştım.
Sonuç, beni hem şaşırttı hem de hiç şaşırtmadı. Hiç şaşırmadım çünkü London'a bayılıyorum. Çok şaşırdım çünkü, kurtlar hakkında ne bilebilir de bir roman yazılabilir diye düşünüyordum, af buyur Sevgili London. Acaba önceki hayatında kurt muydun? 🙃
Kitap 5 bölümden oluşuyor.
(Spoiler içerebilir)
1. Bölümde Beyaz Diş'ten çok annesi ve babasının hikayesini dinliyoruz daha çok. Genelleme yapmam gerekirse, bölümlerde ilerledikçe Beyaz Diş'de sizinle birlikte ilerliyor. Adım adım büyümesine seyirci oluyorsunuz.
Ben en çok annesi ile beraber yaşadıkları inden tek başına çıkarak dünyayı keşfetmesinden, dünyaya olan bakış açısından etkilendim sanırım.
Ama sadece bu kadar değil, Lip-Lip ile kavgaları, annesinden ayrılması, insan Tanrılara olan bağlılığı, vahşileştirilip dövüşmek zorunda bırakılması, Güney'e gitmesi ve evcilleşmesi...
Beyaz Diş, sanırım seni özleyeceğim.