Temizlik görevlisinden, öğretmenine; doktorundan cumhurbaşkanına kadar her ferdin görevini layıkıyla yaptığı bir milletin geri kalması nasıl düşünülebilir?
Bireysel refahın değil, toplumsal refahın iyileştirilmesi için çalışan bir toplum nasıl yoksul olabilir?
Rüşvetin, yolsuzluğun değil, liyakatin, kanunun söz sahibi olduğu bir devlet yönetimi halkı tarafından nasıl sevilmez ve takdir edilemez?
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın." anlayışını değil de, "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." hadisi şerifini kendine düstur edinen bir toplumda nasıl sınıflar arası uçurumlar olur?
Eğitimde, tarımda, tekstilde, sanayide, adalet sisteminde, devlet yönetiminde, kamu kuruluşlarında ve her alanda "kalite" için özveri ile çalışan bir ülkenin evlatları nasıl zayi olur?
Farkındalık oluşturmak açısından mükemmel bir kitap.
Çünkü, tüm bunlar için ilk adımı atacak olan daima biziz. Kendimiz. Hepimiz önce kendimiz ve kendi evladımızla başlarsak eğitmeye, daha iyi olmak için gayret göstermeye, ben inanıyorum ki güzel ülkemizi çok güzel günler bekliyor.
Okumanızı öneririm...