Roman 1973'te yayımlanmış. 27 Mayıs 1960 darbesinden hemen sonra yazılmaya başlanmış. 1960'ın Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs ayları kitabın bölümlerini oluşturuyor. Her bölüm başında o döneme ait yayımlanmış ya da sansürlenmiş bir gazete haberi yer alıyor. Böylece gerçek haberlerle roman kişileri arasında bir bağ kurulmuş oluyor. Romanın gerçekliği ve inandırıcılığı da okumayı derinleştiriyor.
Romanda dönemin siyasi çalkantıları, Menderes iktidarı ile İnönü çekişmeleri, aydınlara yapılan baskılar, aydınların sürgüne gönderilmesi, gazete ve radyolara uygulanan sansür, sendikalaşmanın önüne geçilmesi gibi olayların en sonunda ülkeyi 1960 ihtilaline nasıl götürdüğü anlatılmış.
Romanın şiirsel bir dili var. Ancak bu bazı yerlerde anlamsız ve abartılı seviyelere gelmiş diyebilirim. Bazı yerlerde gözümde canlandırmamın mümkün olmadığı, anlamlandıramadığım örnekler vardı: "Şiş, adamakıllı solgun ve rezil beyazı yüzünde, bu sayılmazsa, tek aydınlık, o platin köpek dişinden dağılan üşütücü buğuydu. Çünkü, çizgili lacivert kravatının üstünde, paslı bir makas asılmış gibi loş loş parlayan gülümsemesini, dudaklarından eksik etmiyordu. Bu gülümseme, köse bir erkek gülümsemesinden farksızdı." gibi.