Yirminci yüzyılı "Korku Çağı" olarak niteleyen Franz Kafka, bu eserinde bilinçaltı korkuları, yabancılaşmayı ve kalabalık içinde kuşatılmış yalnızlığı bir partiden ahbabıyla gezintiye çıkan iki adam ile yansıtır. Başlangıçta mutlu sanılan adamlar aslında kararsız, mutsuz kişiliklerdir.
Birisi aşık olduğundan dem vurur ama kararsızdır diğeri dinleyicidir ama yalnızdır; yaşanmışlıklarına bir dalarlar, bir kaçarlar. Şişman Adam, Sarhoş genç ve kaçtıkları dağ bir metafordur. Herkes kendi savaşını vermektedir
Hayal gücünün sınırları ulaşılmaz bir yazar olan Kafka, bu kitabı ile hayal gücünde ürettiklerini oldukça sıradan, olağan şeylermiş havasında sunuyor ve okuyucularını şaşkınlığa uğratıyor.