Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bu Bir Günlük Değildir

Zygmunt Bauman

Bu Bir Günlük Değildir Hakkında

Bu Bir Günlük Değildir konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9.1/10
7 Kişi
24
Okunma
7
Beğeni
1.019
Görüntülenme

Hakkında

"Perdeyi yırtmak, hayatı anlamak... Bunun anlamı ne? Biz, insanlar, iyinin ve kötünün, güzelin ve çirkinin, gerçeğin ve yalanın birbirlerinden kesin bir şekilde ayrıldığı ve asla bir diğerine karışmadığı, böylece şeylerin nasıl olduğundan, nereye gidebileceğimizden ve nasıl ilerleyebileceğimizden emin olduğumuz sıradan, temiz ve saydam bir dünyayı tercih ediyoruz; çaba gerektiren bir anlayış olmadan hükümlere ulaşmayı ve kararlar almayı hayal ediyoruz. İşte bizim bu hayalimizden ideolojiler doğdu. Görüşümüzü kapatan o kalın perdeler... Bizim bu etkisizleştirici eğilimimize Étienne de la Boétie 'gönüllü kölelik' adını verdi. Cervantes bizim bu tür bir kölelikten çıkmamızı istiyordu; dünyanın tümüyle çıplak, rahatsız, ancak özgürleştirici gerçekliğini sunarak: anlam çokluğu gerçekliğini ve onarılamaz mutlak gerçekler açığını. Bu tür bir dünyada, kesin olan tek şeyin hiçbir şeyin kesin olmaması olduğu bir dünyada, tekrar tekrar ve sonuç almaksızın kendimizi ve birbirimizi anlamaya, iletişim kurmaya ve birbirimiz ile ve birbirimiz için yaşamaya çalışacağız." Bu Bir Günlük Değildir, her ne kadar ismi aksini iddia etse de, bir günlük: Bazen bir pipo ne kadar pipo ise veya Bauman'ın seksen beş yaşından sonra tutmaya başladığı bir "günlük" ne kadar "günlük" olabilirse... Aynı zamanda güncel: Bir sosyolog olarak Facebook, sanal gerçeklik, öğrenci hareketleri gibi konularda düşünen Bauman, filozof derinliği ve arşivci dikkatiyle güncelden tarihe de uzanıyor. Yine de bu günlük, hiçbir şekilde gündelik değil… İnsanoğlunun temel dertlerinin bugünlerdeki görünümlerine yoğunlaşırken bile dertlerin kendisini ıskalamıyor. Yargı vermeye yaklaştığında şöyle bir durup "Ama hemen sonuç çıkarmayalım ve kolay değerlendirmelerin cazibesine direnelim," diyen Zygmunt Bauman, elliden fazla başlık altında, kendi düşüncelerinin de bir özetini sunuyor. (Tanıtım Bülteninden)
Çevirmen:
Didem Kizen
Didem Kizen
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 10 dk.Sayfa Sayısı: 288Basım Tarihi: Nisan 2014Yayınevi: Jaguar Kitap
ISBN: 9786056374371Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 64.3
Erkek% 35.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Zygmunt Bauman
Zygmunt BaumanYazar · 47 kitap
Zygmunt Bauman, 19 Ekim 1925'te Polonya Poznan'da doğdu. Sosyolog ve filozoftur. Postmodern felsefenin hem sosyoloji alanında uyarlanmasını hem de genel kuramsal düzeyde sağlıklı bir şekilde değerlendirmesini ortaya koyan yapıtlarıyla tanınmaktadır. Zygmunt Bauman, II. Dünya Savaşı patlak verene kadar, Polonya-Poznan'da yaşamını sürdürmüştür. Daha sonra Sovyetler Birliği'ne taşındı ve savaşın ardından Varşova Üniversitesi'nde doktorasını yaparak Doçentlik sınavını verdi.1954'ten itibaren aynı üniversitede Sosyoloji dersleri verdi. 1968 yılında Polonya Komünist Partisi'nden ayrıldı. Aynı yıl, politik nedenlerden dolayı sosyoloji prefesörlük unvanını kaybetti. İsaril'e göç etmek zorunda kaldı. 1971 yılında Bauman, Büyük Brintanya'nın çağrısı üzerine, Leeds Üniversitesi'nde yeniden sosyoloji kürsüsüne sahip oldu. 1990'lara kadar orada çalışmalarını sürdürdü. Zygmunt Bauman, 1980'li yıllardan itibaren, Modernizm ile Totaliterizm arasındaki bağlantılar üzerine hem kuramsal hem de sosyolojik incelemeleriyle öne çıktı. Özellikle Almanya'daki Nasyonalsosyalizm üzerinden Holocaust hakkındaki çözümlemeleri bu bağlamda önemli bir etki yaptı. Böylelikle, Modernizme içkin kavram ve kategorilerin Totaliterlikle doğrudan ya da dolaylı ilişkileri derinlikli olarak ve disiplinlerarası bir yöntemle ortaya konulmuş olundu. Bauman, aynı zamanda postmodernizm hakkındaki çalışmalarıyla da önemli bir yer tutmaktadır. Siyasal, etik ya da genel olarak kuramsal düzlemde postmodernizmin değerlendirilmesini yapmış ve açık anlaşılır fakat derinlikli de olan metinleriyle postmodernizmin ne olup olmadığını, ne tür olanaklar sağladığını göstermeye ve netleştirmeye çalışmıştır 1989 yılında Amalfi Ödülünü ve 1998 yılında Theodor Adorno Ödülünü almıştır.