#OkudumBitti
#CEMO
#KemalBilbaşar
#Can Yayınları
210 sayfa
Merhaba arkadaşlar, Kemal Bilbaşar öğretmen bir yazar ve ilk defa okudum. Dil çok akıcı ama yörenin şivesi kullanılmış anlamadığım kelimelere Google yetişti , çabucak okunan bir kitap olsa da, konu derin ve düşündürücü.
Yazarın bu kitabı 1967'de Türk Dil Kurumu Roman ödülü almış.
Cemo, Cano, Memo, Senem. Baba kız, aşıklar. Yolları ayrılanlar, kesişenler.
Genç Cumhuriyet, ağalar, şeyhler. Devlette gözüküp, ağalara çanak tutan kaymakamlar. Ah yurdum, ah yurdum insanı. Doğuda ki ayrı, Batıda ki ayrı dert çekmiş.
Şıh Sait'in yöre halkına çektirdikleri cezasız kalmamış, idam edilmiş gerçi. Ondan sonra gelenler intikam için yanıp tutuşmuşlar.
Sorikoğlu'nun marabalarına yapmadığı kötülük kalmamış.
Doğu ve Güneydoğu'da ağalar hükmet gibidir, onlar ne derlerse o olur. Halk, ağaya çalışır, ağa kime ne isterse onu verir. Zira insan da, ürün de, tarla da, tohum da ağanın malıdır.
Dağların Ceyranı (ceylan), kömür gözlü, kara saçlı Cemo, Cano'nun kızı, Memo'nun sevgili avradı. Döllenmek için nice adaklar adayıp da gebe kalan Cemo, sana bir bebeyi çok gördüler Cemo, acın dağları taşları aştı...
Bu kitaptan aktaracaklarım şimdilik bu kadar, ikinci kitapta finali yapacağım.
Cemo ve Memo'nun hikayesini okuyunuz lütfen.
Kitapla kalın sevgili dostlar