Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ölümsüz Klasikler

Göl Saatleri

Ahmet Haşim

Göl Saatleri Hakkında

Göl Saatleri konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
7.8/10
104 Kişi
532
Okunma
85
Beğeni
13,4bin
Görüntülenme

Hakkında

Ahmet Haşim... Şiirleri kadar şiir kitaplarına koyduğu isimlerle de öncü bir şairimiz. Tabiata yepyeni bir gözle ve alışılmadık kişileştirmelerle bakmış, böylece yeryüzünde görünenin ötesinde bambaşka âlemlerin olduğuna okuru inandırmıştır. Bir tür büyü etkisidir onun şiiri. Psikoloji, renk, ses, hayal, şekil, zaman iç içe geçer yepyeni kalıplara dökülür. Göl Saatleri de onun özgün dünyasının bir yansımasıdır. “Akşam”, “göl”, “gölge”, “seher”, “karanlık”, “alev”, “ışıltı”, “parıltı” gibi nice kelime ve imgelerle örülür, ruhun loşlukların dolar. Ahmet Haşim’in şiiri yaşadığı hem devrin şiir anlayışından pek çok açıdan farklıdır. Onun şiirlerinde anlam apaçık bir biçimde şiirde hemen kendini ele vermez. Şiirlerin kendine mahsus “gizli” bir lisanı vardır ve bu lisan aktüel hayattan bambaşka bir çekicilikle akşamların, karanlıkların, tabiatın farklı yönlerini terennüm eder ve bunları sihirli bir etki ile de şiir okurunun ruhuna doldurur. Göl Saatleri, bir kez daha Turgay Anar’ın titizlikle hazırladığı yeni edisyonla bizi kucaklıyor.
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 16 dk.Sayfa Sayısı: 80Basım Tarihi: Ekim 2021Yayınevi: Kapı Yayınları
ISBN: 9786257706667Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 55.0
Erkek% 45.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ahmet Haşim
Ahmet HaşimYazar · 31 kitap
Ahmed Haşim (1884, Bağdat - 4 Haziran 1933, Kadıköy, İstanbul), sembolizmin öncülerinden Türk şair. Bağdat'ta doğmuştur. Babası mülkiye kaymakamlarından ve Bağdat'ın eski ve bilinen ailelerinden biri olan Alusizadelere mensup Ahmet Hikmet Bey; annesi ise yine Bağdat'ın ileri gelenlerinden Kahyazadeler'in kızı Sara Hanım'dır. Meşhur tefsir alimi Mahmud el Alusi Ahmet Haşim'in babasının dedesidir. Babasının Arabistan vilâyetlerindeki memuriyetleri sebebiyle düzensiz bir ilkokul tahsili gördü. Aynı sebepten dil olarak da sadeceArapçayı öğrendi. Annesinin ölümü üzerine 12 yaşında babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. 1897'de Galatasaray Sultanisi'ne yatılı olarak verildi. 1907'de mezun olunca Reji İdaresine memur olarak girdi. Bir taraftan da Mekteb-i Hukuk'a devam etti. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliği (1914 - 1918) sırasında Çanakkale Cephesinde bulundu. Ayrıca Anadolu'nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu. 1924'te Paris'e, 1932'de de hastalığı sebebiyle Frankfurt'a gitti. Çeşitli yerlerde memur olarak çalışan Ahmet Hâşim, daha çok öğretmenlik yaptı. Sanâyi-i Nefise Mektebi'nde (Güzel Sanatlar Akademisi) mitoloji dersleri hocalığı ve Mülkiye Mektebi'ndeki Fransızca öğretmenliği görevlerine ölünceye kadar devam etti. Hâşim'in sanat ve edebiyata ilgisi Galatasaray Sultanisi'nde başlar. Bilinen ilk manzumesi "Leyâl-i Aşkım" 1901'de "Mecmua-i Edebiyye"de yayınlandı. Bu dönemde Muallim Naci, Abdülhak Hâmid, Tevfik Fikret ve Cenab Şahabeddin'in tesiri altında kaldı. Son sınıfta iken Fransız şiirini ve sembolistleri tanıdı. Bundan sonra kendi şahsiyetini gösterdi ve ilk şiirlerini kitaplarına almadı. 1905 - 1908 yılları arasında yazdığı ve Piyâle kitabına aldığı "Şi'r-i Kamer" serisindeki şiirleri hayal zenginliği, iç ahenkteki kuvvet ve büyük telkin kabiliyeti ile dikkat çekti ve beğenildi. 1909'da kurulan Fecr-i Âti'ye girdi. "Edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine vermek" prensibinden hareket eden Fecr-i Âti grubunun yayın organı Servet-i Fünûn dergisinde şiirler yayınladı ve Servet-i Fünûn - Edebiyat-ı Cedide - topluluğuna yapılan hücumlara makaleleriyle katıldı. 1911'de yayınlanan Göl Saatleri adlı şiirleriyle haklı bir şöhret kazandı. Fecr-i Ati dağıldıktan sonra siyasi ve edebi akımların dışında kendisine has bir şiir ve nesir anlayışının tek temsilcisi olarak kaldı. Dış dünya gözlemlerini kendi prizmasından geçirerek anlatır; sonbahar, akşam kızıllığı ve karamsarlık önemli temalardır. Ahmet Haşim fıkraları, denemeleri ve gezi yazılarıyla da önemli bir yazardır. Düz yazılarında dili sade ve oldukça başarılıdır.