Roman çiçeği burnunda bir Türkiye döneminde geçmektedir. Karakterler birbiriyle aile, arkadaşlık gibi bağları olan birer cumhuriyet aydınıdır. Her birinin hayatları ve fikirleri üzerinden savaş, inanç, var olma sancısı, medeniyet, aşk, gelecek ve ölüm gibi temalar sorgulanmıştır. Osmanlı kültürünün etkileri sürerken, Cumhuriyetin getirdiği yeniliklere adapte olma süreci de işlenmiştir. İkinci Dünya Savaşı kitabın psikolojisini ağırlaştıran bir mesele olarak yerini almıştır.
Fakat kitapta huzuru tattıran tek şey; İstanbul oluyor. Boğaz, adalar, vapur, mehtap, musiki, beyitler, ismi zikredilen pek çok semt, tarihi yerler... ve tabi ki tüm bu güzelliklere eşlik eden "aşk"...
Konular motif gibi öyle güzel işlenmiş ki dönüp dönüp okuduğum kısımlar bile oldu..
Bir alıntı yaparak sözlerimi noktalamak istiyorum.
"İnsanoğlu tam sevinemez, bu onun için imkansızdır. Düşünce vardır, küçük hesaplar vardır ve korku vardır. Bilhassa korku vardır."
Keyifli okumalar...