Kalbin Sesi İle Toprağa Dönüş

Mustafa Kutlu
“Gün gelir hakikate giden yola barikatlar kurulur. Bu defa sorulan soru şudur: ‘Ne yapmalı?’ Önce niyet edeceğiz, ardından kalbin sesine uyarak sonsuzluğa yöneleceğiz. Üç hakîmin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin, ölümün. Aramak vazifedir. ‘Aramakla bulunmaz fakat bulanlar ancak arayanlardır’ denilmiş. İnanmak ve sevmek şart… Arayışta esas olan samimiyettir. Kendini belli eden sanattan, nümayişçi ahlâktan ve kendine güvenen ibadetten uzak durmalı. Hakikatın-hayrın-güzelliğin ardına düşüp; gayret bizden, tevfik Allah’tan demeliyiz. Ey kalbi olanlar! Ümit ve korku arasında bulunanlar! Takva sahipleri için zaman yok hükmündedir. Her an her şey olabilir! Allah bes, baki heves.”
184 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 7 Ocak 2020
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

184 syf.
9/10 puan verdi
·
277 günde okudu
İnsanoğlu hayrına yazılmış eserlerden yaşantıma muhalif olanlar ilgimi daha çok cezbediyor. Kitabın bitişine dek içimde süren kavga, kapağın kapanışıyla birlikte bir huzura dönüşüyor. Hakikat arayışı uğruna çaba göstermiş olmanın huzuru olsa gerek. Mustafa Kutlu'yu hikayeleriyle tanıyan bir okuru olarak deneme yazılarına epey ayak direttiğim söylenebilir. Kitabın bir kısmından sonra ise Mustafa Kutlu gibi düşünmeye çalışarak, hikayelerindeki lezzeti aramayı bırakıp anlatmak istediği konuya odaklanmaya çalıştım. Anlattıkları arasında mühim konular olduğunu, farklı görüşlerimizin bulunduğu noktalarda dahi dikkate şayan aktarımlar yaptığını düşünüyorum. Bu sebeple bu kitaptan zihin ve gönül kefeme pek çok fikir birikti. Kim bilir gün gelir, hangisi filizlenir?..
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi ile Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2020633 okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
Nurettin Topçu'nun vakti zamanında dile getirdiği Ahlak Nizamı'nı geniş boyutta ele alan Mustafa Kutlu hayatın manasını sorgulayarak başlıyor bu Hicret Risalesi'ne. Amentü'ye inananlara sesleniyor, Kanaatkar Toplumu'nun inşaasının kanaat ekonomisi ile mümkün olduğunu anlatıyor. Bunun içinde öncelikle kanaatkar olmamızın islam ahlakının veciz ifadesi "kanaat tükenmez bir hazinedir" düsturunun tüm hayatımızın merkezine oturtmakla mümkün olacağını anlatıyor. Hedefimizin Hakk'ın rızasına ulaşmak olduğunu ne yapmalıyız sorusuna ise önce tevbe etmek imanı tazelemek ve nihayet belki de kitabın yazılma amacı olan "toprağa dönmek" olduğunu anlatıyor. Sanayileşme ile başlayan toplumsal bozulmalar kapitalizmin dayatmaları ile ayan beyan meydana serilmiş durumda. Aslımız toprak, toprağa dönerek belki de ahlak nizamını yaşamımıza aktarabiliriz.
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi ile Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2020633 okunma
184 syf.
4/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Kapitalizm eleştirisi diyebileceğimiz bir eserdi. Öykücülüğünü beğendiğim Mustafa Kutlu'nun denemelerini pek beğenmedim. Özetle bir konu belirleyecek olursak yazar, "Kapitalizmin bireyi, toplumu ve tabiatı ifsadı" konusunu işlemiş. Bilindik şeyler sıradan bir üslupla anlatılmış. Kitabı okurken yazarla ilgili hem olumlu hem de olumsuz kanaatler oluştu. OLUMLU Tevazu vurgusunu her zaman yapmış yazar. Kendisinin bir hukukçu, bir ekonomist veya bir bilim insanı olmadığını sık sık tekrarlamış. Kendince nedenler zinciri oluşturduğunu ve kendince çözümler ürettiğini ifade etmiş. Bir nevi kapitalizm eleştirisi yaparak bireysel sorumluluğunu yerine getirmiş. OLUMSUZ Yıllarca kapitalizmin yerli avukatlığını yapmış bir kesimin "kapitalizm eleştirisi"ni samimi bulmadım. Mevcut siyasi iktidarın ucuz bir propagandacısı gibi yazmış. Muadili AKP'li internet trolleri ve A-Haber olabilir. Yazılarda ve analizlerde derinlik hiç yoktu. Sorunlar oldukça yüzeysel bir şekilde ele alınmış. İktisadi ve sosyolojik okumalar yapmış bir kişi için tamamen hayal kırıklığı. Çözüm önerileri, uygulamaya geçirilemeyecek kadar hayalperest. Savunuculuğunu yaptığı kesimin insanları bile bu tarz çözüm önerilerine yanaşmaz. Kitabı baştan sona vasatın altında buldum. Büyük edebiyatçılardan ve Kur'an ayetlerinden yapılan alıntılar olmasa ciddi bir fikirdir diyebileceğim hiçbir şey yok. Vakit kaybı bile diyebilirim bu kitap için eğer sosyal ve politik meselelere dair çok fazla okuma yapmışsanız. Mustafa Kutlu yalnızca öykü yazmalı. Tavsiye etmiyorum.
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi ile Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2020633 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu'nun dilinin sürükleyici olmadığını belkide çoğumuz düşünüyoruzdur. Lakin bu kitap önyargıları yıkacak nitelikte. Denemelerden oluşuyor, hududullah içerisinde dünya ve ahiret mutluluğunu amaçlayan, dünya düzenine gerçekçi bakış açısıyla bakarak yorumlamalar yapmış Kutlu. Günümüz yazarlarına da önem verme taraftarıyım. Okumanızı öneririm dostlar :))
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi ile Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2020633 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
71 günde okudu
Dünyada saatte 800 kişinin hava kirliliğinden öldüğünü biliyor muydunuz? Bu dakikada 13 kişi demek. Ya da Kanada'nın Çin'e "temiz hava" sattığını? Ya da suyun artık özel mülkiyet haline geldiğini, 1970'lerden beri herkese ait olan suların belirli kişiler arasında paylaştırıldığını biliyor muydunuz? Küresel ısınmadan, hava
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi ile Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2020633 okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Az gelişmişlik üstünlüktür! "Bu tez teknolojinin sıfır düzeye çekilmesini teklif etmiyor. Tam aksine teknolojinin 'kulların haklarını' gözetmesi kriteriyle sınırlandırılmasını teklif etmektedir"L. Bergen . Mustafa Kutlu bu kitapta yukarıdaki teze paralel fikirler beyan etmekte ve Amentü'ye inananları Çağdaş Küresel Medeniyetin pençesinden kurtaracak olana, yani "toprağa", bizim sadık yarimize davet etmekte. Bir fişek atıyor kalbimize, bir kıvılcım tutuşturuyor. Gönül erlerine, Amentü'ye inananlara: Gelin "Bir şehir" kuralım, Hududullah'ın dışına çıkmayalım ve toprağa dönelim diyor. Ben bu çağrıya, Amentü'ye inanan biri olarak kalben, zihnen,fikren ve bedenen kulak vermeye niyet ettim..
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi ile Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2020633 okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bugün sizlere, Mustafa Kutlu'nun Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş kitabının yorumuyla geldim. Yazarımız, Kalbin Sesi adlı kitabına 10 makale daha ekleyerek güncellenmiş halini "Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş" adıyla okurlarına sunmuş. Bu kitap, hikaye türünde değil de deneme türünde yazılmış. Mustafa Kutlu; kapitalizmi, üretim-tüketim çılgınlığını, insanların doyumsuz oluşunu şiddetle eleştirmiş ve çözüm olarak da toprağa, yani öze dönmeyi önermiş. Teknolojiyi tamamen reddetmek yerine, sınırı aşmadan kullanmayı tavsiye etmiş. Kul, kulluğun gayesinde olursa; huzur, o kulda daim olur... Hava, su ve toprak da insanlığın bu yoldan çıkışı yüzünden kirlenmekte, kendimizle beraber tüm canlı hayatının sonunu da getirmekteyiz. Mustafa Kutlu da, bu gidişe acilen bir son vermemiz gerektiğinin farkında bir yazar olarak, çözüm önerileri getiriyor. İnsanların Allah'ın çizdiği sınırlar içinde, toprağa dönüşlerini tek çıkar yol olarak görüyor. Kanaatkar olmayı, ihtiyacının fazlasını istememeyi böyle başaracağımıza inanıyor. Ya biz toprağa döneceğiz, ya da gözümüzü toprak doyuracak diyor yani. Kitap, Arapça kelimelerden dolayı dil bakımından biraz ağır gelebilir. Ayrıca su gibi akıp götürmek yerine, cümlelerin üzerinde düşündüren kitaplardan bu kitap. Kolayca sindirilemediğinden kitaplardan beklentisi hikayecilik-akıcılık olanları sıkabilir. Yine de insanlık olarak durumumuzun ne kadar vahim olduğunu tekrar hatırlattığı için, sonumuza doğru tepetaklak gidişimizi gözler önüne serdiği için ve sadece eleştirmekle kalmayıp yol da gösterdiği için, kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi ile Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2020633 okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
Bismillahirrahmanirrahim. Es selamün aleyküm ve rahmetüllahi ve berekatuhu. Güncel konular ile hikayelenmiş bir kitap desem yanlış olmaz sanırım. Mustafa Kutlu ülkenin hâli ve kurtuluş yolu üzerine kendi çözüm yollarını dile getirmiş. Haksız da sayılmaz aslında zira tavsiye ettiği şey özümüze dönmek, yani toprağa... Topraktan gelip toprağa döneceğimize göre toprak bizi seslemeden biz toprağa dönsek daha sağlıklı olmaz mı Ama bu o kadar kolay bir yolculuk değil. Sabır, sebat ve fedakarlık isteyen müthiş bir nefs mücadelesi barındırıyor içinde... Şahsen böyle bir yolculuk yapmayı o kadar çok arzuluyorum ki Rabbim nasip eder inşaAllah. Kitapların bende bıraktığı izleri yazmayı tercih ettiğimden fazla edebiyat parçalamayı sevmiyorum. Vesselam.
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi ile Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2020633 okunma
184 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Yazar Mustafa Kutlu kalbin sesi isimli kitabına 10 tane daha makale ekleyerek güncellenmiş olarak hazırladığı bir kitaptır. Kitap genel olarak bir toplumsal olarak huzura, nasıl ulaşabileceğinizi amentü kavramıyla anlatmaktadır. Huzuru mutluluğu aramak gerektiği bir aramanın yanı sıra Allah'a inanmak olduğunu kaleme almıştır. Her şeyin bir kutuda olduğunu "Hududullah" kavramının Allah'ın kanunu olduğunu Allah her şey için bir ölçü takdir ettiğini ve biz insanoğlunun da yaptığımız her işte ölçüye dikkat etmemiz gerektiğini ön plana çıkarmaktadır. Özellikle kapitalist anlayışın maddiyatçı anlayışın ön plana çıktığı günümüzde daha manevi daha pozitif ve aciz olduğumuzu özümüze bakmamız gerektiğini bizlere anlatmaktadır. Bu anlamda kapitalist düzenin bir kölesi değil Allah'a iman yolunda israf etmeyen elindekiyle mutlu olmasını bilen paylaşımcı ve yardımsever bireyler olmamızı menfaati için Haktan doğrudan vazgeçen değil her zaman öncelikle hak ve doğru ülküsü üzerine yaşamayı prensip edinmiş bireyler olmamızı tavsiye etmektedir. Kitap genel anlamda bir yol gösterici ve okuduğunuzda düzenin ve toplumsal birçok kanayan yaranın çözümünü bize sunmaktadır. Bu anlamda okumanızı tavsiye eder. İyi okumalar dilerim.
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi ile Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2020633 okunma

Yazar Hakkında

Mustafa Kutlu
Mustafa KutluYazar · 53 kitap
Mustafa Kutlu, 6 Mart 1947’de Erzincan’un Ilıç ilçesine bağlı Kuruçay nahiyesinde doğar. Babası Nurettin Bey, annesi Sulhiye Hanım’dır. Beş kardeştirler. Üç ablası ve bir de kız kardeşi vardır. Mustafa Kutlu ‘nun ailesi ilmiye sınıfındandır. Babası Nurettin Bey rüştiye tahsillidir. Nahiye Müdürlüğü yapar. Anadolu’nun pek çok yerinde bu görevi yürütmüştür. Dedeleri de çeşitli memuriyetlerden gelmedir. Soylarına Hacıyakupoğulları denir. Ailenin bilinen bütün kökleri Erzincan’dadır. Babasının görevi sebebiyle bir yerde bir iki sene kalıp başka bir yere nakilleri gerçekleşir. Babası 1953 yılında emekli olduktan sonra Erzincan’a döner, kahvelerde arzuhalcilik yapar. Babasını 1959 yılında 12 yaşındayken kaybeder. Babası ile pek fazla içli dışlı olamaz. Nurettin Bey tam bir Osmanlı Beyefendisidir. Eski harfleri çok iyi yazar. Kutlu’nun kendisi gibi Nurettin Bey de babasını 12 yaşında kaybeder. Babanne ikisi erkek, ikisi kız olan çocuklarını kendi başına yetiştirmek zorunda kalır. Mustafa Kutlu ‘nun Annesi Sulhiye Hanım ve babannesi de tam bir Osmanlı Hanımefendisidirler. Eşlerinin yokluğunu çocuklarına hissettirmemek için ellerinden gelen gayreti gösterirler. Sulhiye Hanım’ın isminin kaynağı 1923’te ilan edilen Cumhuriyet’tir. “Sulh” olduğu için ismini Sulhiye koymuşlardır. Çocukluğunda yazları annesinin köyüne gider. Eskiden şehir ve taşra hayatı birbirinden bugünkü kadar kopuk değildir. Erzincan’da mahallelerinin hemen yakınında bir köy uzun yıllar; ahırıyla, mereğiyle, davarı, nahırıyla varlığını korur. Babasının tayin edildiği bir nahiyede ev bulamadıkları için istasyon yakınlarında bir binada kalırlar. Burası Kemah Beylerinden Sağıroğulları’nın Cebesoy İstasyonu’na yaptırdıkları bir dinlenme evidir. Kısa bir süre de karakol binasında kalmışlardır. Bu günlerin hatıralarını Kupa Maçı [Gİ] ve 5492 [AKY] isimli hikâyelerinde kullanır. Burada dumanlı trenler, istasyonlar, demiryolu çalışanları, ıssız tabiat ve hayvanlarla içli dışlı olur. Beş altı yaşlarındayken okula giden ablalarının kitaplarından okuma yazmayı öğrenir. Bu kitaplardaki şiirleri ezberler. Okula gitmeden önce ikinci üçüncü sınıf talebesi kadar bir birikime sahip olur. Babasının ölümü ile birlikte (orta ikinci sınıftadır) zor günler başlar. Annesine yardımcı olmak için birçok iş yapar. Sebze halinde arabadan karpuz indirir, kahvede garsonluk, çadırlarda puantörlük yapar. Yine bu yıllarda uğraştığı iki iş vardır. Biri resim yapmak diğeri futbol oynamak. Mahalli ligde futbol oynar. Mustafa Kutlu – Tahsili Mustafa Kutlu, İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Erzincan’da okur. Ortaokula kadar oturdukları ev deprem sonrası yapılan prefabrik evlerdendir. Buraya elektrik gelmediğinden orta ikiye kadar petrol lambası kullanmışlardır. İlkokuldan itibaren edindiği okuma alışkanlığı, ortaokul sıralarında edebî zevke dönüşür. Edebiyat okumayı düşünür; fakat edebiyatçı olmak gibi bir tasarısı yoktur. Lisede fen kolundan mezun olur. Fen koluna giriş sebebini şöyle açıklar: “Sıra arkadaşımla mahalli bir amatör kümede, aynı takımda top koşturuyoruz. Çocuk kütüphane müdürünün oğlu ve dersleri çok iyi. Ben haytayım, derslerim o kadar iyi değil. O arkadaşım babasının yönlendirmesiyle fen bölümüne giriyor. Fen, yani zor bölüm, ki üniversitede tıp kazansın, teknik üniversiteye falan gitsin. Ben de diyorum ki, “ulan orayı yapamayız oğlum, biz top oynuyoruz, edebiyata gidelim, edebiyat kolay.” O fen koluna gidince ben de onun peşi sıra fen bölümüne gittim. Yani arkadaş kurbanı oldum.” (Murat Menteş, “Göründüğü Gibi Olan Adam”, Gerçek Hayat, 16-21 Mart 2001, s.17) Mustafa Kutlu on üç dersten bitirme imtihanına girerler. Yazılıyı vermeyeni sözlüye almamaktadırlar. Birçok öğrencinin tek dersten kalıp liseyi bıraktığı bir dönemde mezun olabilen iki öğrenciden biridir. (1963) Mustafa Kutlu , Liseyi bitirdikten sonra resme olan hevesi yüzünden Güzel Sanatlar Akademisi imtihanına girmek ister. O güne kadar Erzincan sınırlarına çıkmamış bir taşra çocuğunu Güzel Sanatların “frapan havası” iter. Böylece on yıl uğraştığı resim defterini kapatır. Buraya girmeyişinin bir başka sebebi de taştada bir kılavuzu olmayan, belli bir eğitimden geçmemiş, kendi kendini yetiştiren bir ressam adayının pek bir yere varamayacağını hesap etmesidir. Mustafa Kutlu Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesine 1964’te kaydolur. Burada yeni ve değişik bir dünya ile karşılaşır. Orhan Okay, Kaya Bilgegil, Niyazi Akı, Selahattin Olcay gibi hocalarla tanışır. Mustafa Kutlu iki arkadaşı ile birlikte Erzurum Halkevi salonunda yağlıboya resimlerinden oluşan bir sergi açar. Burada 30-40 kadar resmi sergilenir. Üniversite üçüncü sınıfa kadar aklında yazı yazmak düşüncesi yoktur. Mustafa Kutlu bir gün Orhan Okay Hoca’nın odasında Hareket Dergisi’nin sahibi Ezel Erverdi ile karşılaşır. Bu karşılaşma hayatında bir dönüm noktası olur. Çünkü Ezel Erverdi desensiz mesensiz diye eleştirdiği Kutlu’dan desen göndermesini ister. Gönderdiği ilk desenler Hareket’in 28. sayısının kapağını süsler. Sonra bu dergide hikâyeleri de yayımlanmaya başlar. İlk hikâyesi 29 Mayıs 1968’de yayımlanan “O…”dur, hikâye ile birlikte biri kapakta olmak üzere 6-7 deseni çıkar. Üniversitenin son sınıfında Orhan Okay Hoca ile “Sait Faik’in hikâyelerinin resim ve perspektif açıdan incelenmesi” konulu tezini hazırlar. 1968’de okulu bitirir. Mustafa Kutlu – Memuriyeti 1969’da Erzincan’da görücü usulü ile, hayatımın en güzel tevafuku dediği eşi Sevgi Hanım ile evlenir. (Bu evlilikten bir erkek bir kız çocukları olmuştur. ) Evliliği ile birlikte öğretmenliğe başlar. İlk tayini Tunceli’ye çıkar. Dört yıl Tunceli Lisesi’nde çalışır. 1972 yılında İstanbul’a tayin edilir. Küçükköy Vefa Poyraz Lisesi’nde iki yıl öğretmenlik yapar. 1974 yılında çok sevdiği mesleğinden istifa ederek ayrılır. Hareket Yayınları’nı genişletmek isterler. İstifa gerekçesini şöyle açıklar: “Öğretmenliği çok seviyordum; fakat yine de dergiye ağırlık vermemiz gerektiği için istifa ettim.” (Murat Menteş, “Göründüğü Gibi Olan Adam”, Gerçek Hayat, 16-21 Mart 2001, s.17) Mustafa Kutlu – Yayın Hayatı Mustafa Kutlu, 1968 yılında İstanbul’da çıkan Fikir ve Sanatta Hareket Dergisi’nde yayımladığı hikâyelerle yayın dünyasına girdi. Adımlar (Erzurum, 1970-72), Hisar, Türk Edebiyatı, Düşünce, Yönelişler gibi dergilerde yazdı. “Üniversite yıllarında yazmaya başladım. İlk yazdığım “O” hikâyesinden itibaren bütün yazdıklarımı yayımladım. Bu işi şuurla yürüttüm. Bizim neslin bu sahada ağabey, hoca, arkadaş kabilinden mürebbisi yok sayılır. Kendimi yetiştirdim. Bu açıdan ilk hikâyelerimin yayınlanması, hatta kitap haline gelmesi hem bir şans, hem bir talihsizliktir. Okuyucunun karşısına olgun örneklerle çıkamadım, ancak zamanla kendi hikâyeme doğru yürümeye başladım. İlk iki kitabım hazırlık dönemidir.” (Yaşar Kaplan, “Mustafa Kutlu’yla Bir Söyleşi”, Aylık Dergi, Sayı 63-64-65, 1984, s:44) Hikâyeleri, desenleri ve diğer yazıları Hareket dergisinde yayımlandı. Adımlar dergisinde şiirleri de vardır. Hikâyelerini bu dönemde kitaplaştırmaya başladı. İlk hikâye kitabı “Ortadaki Adam” (1970) Hareket Yayınları tarafından basıldı. Bunu “Gönül İşi” (1974) takip eder. Bu arada iki inceleme yayımlar. Bunlar Sabahattin Ali ve Sait Faik üzerinedir. Bunların yayımlanması ona göre hem bir şans hem de bir şanssızlıktır. “Talebelik sırasında yapmış olduğum iki çalışma hemen yayımlanma şansı buldu. Bunlar erken yayının bütün acemiliklerini taşıyan kitaplardı; ama benim için büyük bir şanstı.” (Adnan Tekşen, “Mustafa Kutlu ile Mülakat”, Zaman, 16 Temmuz 1987, s. 9. Mustafa Kutlu , Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisinin (8 cilt 1976-1998) 2. ciltten itibaren yayın yönetimini üstlenir ve bu ansiklopediye geniş ölçüde madde yazar. 1974-75’ten itibaren 20 yılını verdiği bu ansiklopediyi 1973’te aldığı Smith Corona marka daktilosundan yazarak çıkarır. Ansiklopedi için şimdi profesör olan D. Mehmet Doğan ile çalışır. Fikir ve Sanatta Hareket Dergisi 1982’de kapanınca kendi tabiri ile sudan çıkmış balığa dönerler; çünkü dergi ile yaşamaya alışmışlardır. Mustafa Kutlu, 1980’lerin ortasından sonra sinemaya yönelir ve senaryolar yazmaya başlar. “TRT’de dramatik belgeseller yazdım: Divan-ı Lügati’t Türk’ün bulunuşu ile ilgili ‘Bir Kitabın Hikâyesi’; ‘Müzedeki Şiir’, Divan Edebiyatı Müzesi ile bağlantılı bir belgeseldi. Selim ileri ile beraber Pazartesi Hikâyeleri’ni hazırladık; birçoğu çekildi. Halit Refiğ’in yönettiği ‘Kurtar Beni’ ile Osman Sınav’ın çektiği ‘Kapıları Açmak’ görünür hale geldi; çünkü her ikisi de ödül aldı. TGRT’de yayınlanan Ufukta Bir Ağaç’ı yazmıştım…” (Murat Menteş, “Göründüğü Gibi Olan Adam”, Gerçek Hayat, 16-21 Mart 2001, s.17) Ömer Seyfettin’in Yalnız Efe’sini senaryolaştırır. Diyanet İşleri’nin çocuk filmleri yapması ve bu filmlerin TRT’de gösterilmesi için Turgut Özal’ın girişimi ile bir proje hazırlar. Yusufçuk diye 8 bölümlük bir dizi yazar. “İnsanlar Yaşadıkça” isimli dizisi TRT engeline takılır. Son yazdığı senaryolardan birini TRT’ye teklif etmiş, ismi Mavi Kuş olan bu senaryo şu anda sinema filmi olarak düşünülmektedir.” Mustafa Kutlu’nun Kapıları Açmak isimli senaryosunun Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’nın açtığı yarışmada ikincilik derecesi vardır. Mustafa Kutlu, dergiciliğe uzun bir ara verdikten sonra Dergâh (1990) ile bir dönüş yapar. İlk sayısı Mart ayında yayımlanır. Dergi edebiyat-sanat dergisidir. Dergâh’ın çıkışını Sultan Ahmet’teki Derviş çay bahçesinde İsmail Kara, Mustafa Kutlu ve Ezel Erverdi kararlaştırır. Mustafa Kutlu derginin yanı sıra Kutlu, hâlen Dergâh Yayınevi’nin yönetimini de sürdürmektedir. 1986 yılından itibaren Zaman gazetesinde “Bir Demet İstanbul” başlığı altında şehir yazıları yayımlanır. Bu yazılar daha sonra Şehir Mektupları (1995) adı altında kitaplaşır. Halen Yeni Şafak’ta kültür-edebiyat yazıları yazmaya devam eden Kutlu, aynı gazetede spor yazıları yazmaktadır. 2012 yılında Osman Sınav’ın yönetmenliğinde ve Kenan İmirzalıoğlu’nun başrollüğünde “Uzun Hikâye” isimli eseri beyaz perdeye aktarılmıştır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.