Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kırmızı Perde

Barbey d'Aurevilly

Kırmızı Perde Hakkında

Kırmızı Perde konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Kırmızı Perde, D’Aurevilly’nin ilk yayımlandığında büyük edebî ve ahlaki tartışmalara yol açmış Şeytani Öyküler’inde topladığı altı öyküden biri. Bu kısa yolculuk öyküsü, Parisli bir beyefendi ile adı dönemin dedikodularına sıkça karışan, etkileyici ve kendini modaya ve sosyal yaşama kaptırmış Brassard vikontunun sohbetiyle şekillenir. D’Aurevilly Kırmızı Perde’de bir yandan bu yolculukta anlatılan bir yaşam hikâyesiyle okuru öykü içinde yeni bir öyküyle tanıştırırken, bir yandan da gündelik yaşamın basit objelerinin kimi zaman en derinlerde gömülü geçmiş anıları ne denli acımasızca gün yüzüne çıkarabildiğini gösteri
Çevirmen:
Aysel Bora
Aysel Bora
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 49 dk.Sayfa Sayısı: 64Basım Tarihi: Aralık 2021Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750754630Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 78.1
Erkek% 21.9
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Barbey d'Aurevilly
Barbey d'AurevillyYazar · 7 kitap
2 Kasım 1808'de Saint-Sauveur-le-Vicomte'ta doğdu. 1756'da soyluluk unvanı almış ve Devrimin yaşantılarını altüst ettiği kralcı bir ailenin çocuğudur. Paris'teki Stanislas Koleji'nde ve Caen'de Hukuk Fakültesi'nde öğrenim gördü. Caen'de yayıncı Trebutien'le dostluk kurdu. Çok okuyan ve özellikle Byron'un eserlerine tutkun olan Barbey, öğrenimini tamamladıktan sonra Paris'e yerleşti. Sanatçıların uğrak yeri olan salonların müdavimi olup dağınık bir hayat sürmekle birlikte okumayı ve yazmayı ihmal etmedi. Joseph de Maistre ve Stendhal'in eserlerinden etkilenen, Balzac'ın yazdıklarına büyük bir hayranlık duyan Barbey, çeşitli gazete ve dergilere makaleler yazdı, moda eleştirmenliği yaptı. 1846'da Katolikliğe dönerek Katolik Dünyası Dergisi'ni çıkardı. 1852'de o an için mümkün olabilecek tek rejim olarak gördüğü imparatorluğun yeniden kurulması için Le Public'te kampanya başlattı ve edebiyat eleştirmeni olarak Bonapartist gazete Le Pays'ye girdi. 1857'de hakkında kötü eleştiriler çıkan Balzac'ı Le Pays'de savundu, Kötülük Çiçekleri yüzünden başı adaletle derde giren Baudelaire'in yanında yer aldı. Yavaş yavaş imparatorluk fikrinden uzaklaştı. 1861'de tekrar "uygunsuz" alışkanlıklarına ve salonlara döndü. 1851'de tanıştığı ve sevdiği Barones de Bouglon'la evlenme projesinin sürekli ertelenmesi ve hiçbir sonuca ulaşamaması, annesinin ölümü, yayıncı Trebutien'le bağlarını koparması, 1862'de Victor Hugo'nun Sefiller'ine saldırdığı için Le Pays'den kovulması, liberal imparatorluğa doğru gidişten duyduğu endişe - bütün bunlar imparatorluk fikrinden uzaklaşmasına ve muhalif bir kimliğe bürünmesine yol açtı. Yazdığı eleştirilerde zaten keskin olan dili giderek sertleşti. 1874'te basılan İblisler hakkında kovuşturma açıldı. Barbey dostlarının müdahalesiyle mahkemeye çıkmaktan kurtuldu. Karaciğerinden rahatsız olmasına rağmen yine de çalışmayı sürdürdü. Geçirdiği ağır bir kanamanın ardından 23 Nisan 1889'da Paris'te öldü.