Oldukca dikkat cekici bir isme ve kapak resmine sahip, yetmiş sayfalik, tek atimlik bir kitap.
Kitabin ismi, insana her ne kadar derin his ve hazlarla gecirilmis bir kadin-erkek iliskisini anlatiyor gibi görünse de öyle bir durum olmadigini belirtmeliyim.
Öncelikle kurgu Zweig'e ait değil, katıldığı savaşlardan birinde hayatını kaybeden Avusturyali bir subayin, cekmecesinde bulunan notlarin derlenmesiyle olusturulmus bir kitap. Bu nedenle Zweig'in diğer kitaplarindaki tadı alamiyorsunuz, en azindan ben alamadim.
Kurguya değinecek olursak; bir burjuva olarak bol parali ve rahat bir yaşam süren, arzularını karsilamakta hic zorlanmayan, yaşamı boyunca maddi sıkıntılar çekmemiş bir subayin, burjuva kültürü içine hapsoluşu, geçirdiği sıkıntısız hayat sebebiyle duyarsizlaşması ve yaşadığı olağanüstü geceden sonra esas hayatı farkedişi konu edilmiş. Yani tam bir yeniden doğuş hikayesi.
Yer yer Zweig'in dokunuşlarini farketsem de hikayenin ona ait olmadığını fazlasiyla hissettim. Zweig'in etkileyici karakter analizlerinin yerini mekan, manzara ve doğa betimlemeleri almıştı. Açıkçası pek aradığımı bulamadim ama yine de kötüydü diyemem, okunabilir.