Orhan Pamuk'un yazılarında oluşturduğu uzun ve detaylı cümleler beni çoğu zaman yormuştur. Sanırım bu eserinde de aynı sorunu yaşadım. Anlatmak istediği kalıbı en ince ve hatta bazenleri gereksinimi olmayan kelimelerle vermesi beni zorluyor, okuma bağımı güçleştiriyor. Yine de yazarı eleştirmem elbette doğru olmayacak, sonuç olarak bu alandaki ustalarca beğeni görmüş ve Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüş bir yazarımız Pamuk.
Karşılıklı sohbet türünde bir roman okuyormuş gibi hissedeceksiniz. Dili son derece sıcak - okuru yalnız hissettirmeyen türden - ancak çok akıcı bir anlatım olduğunu söyleyemeyeceğim.
İçerik bakımından ele alacak olursak samimi bir kitap bizleri bekliyor. Yazarın belirli konulardaki fikirleri yansıtılıyor.
(Bu konulardan örnek vermek gerekirse; İstanbul sokakları, Türk edebiyatı, kızı Rüya, kendi yazarlık hayatı, martılar, kol saatlerinin değeri, gençlik, siyaset gibi.)
Orhan Pamuk'un hem kendi defterlerinden tuttuğu notlar hem de röportaj ya da dergilere göndermiş olduğu yazıları bulunuyor kitabın içinde.
Diğer eserlerine kıyasla okunması daha uzun süren, tüm bölümleri olmasa bile birkaçını okurken sıkılma ihtimali olabilecek bir kitap. Bana pek hitap etmedi, belli bir sayfadan sonra bitirmek için okudum diyebilirim.
Ancak bir yazarın kafasında ve kaleminde kurduğu düşünceleri incelemek yine de keyifliydi.