Ayhan, kendi dünyasında, yalnızlığı seçen, iyi eğitim almış, kibar bir adam. Kimseyi kendine yeterince yakın hissetmiyor o yüzden herkese karşı bir mesafesi var. Babasına bile "siz" diye hitap ediyor. Kaldı ki kendisine bile" biz" diyor. Kendisine bile dışarıdan bakıyor, bir pencerenin ardından...
Kendi gibi olan insanlara ulaşmaya çalışıyor. Nasıl hissediyorlar sormak istiyor. Belki de yalnız olmadığını anlamak için. Goethe'nin de dediği gibi "Dünya, hassas kalpler için bir cehennemdir" Ayhan da kendi cehenneminde kendi savaşını veriyor.
Yazarın üslûbunu o kadar sevdim ki bu kitabı bitirir bitirmez diğer kitaplarını da aldım. Tek bir cümleyle o kadar çok şey anlatmış ki, iyi ki okumuşum dedim. Böylesine aykırı bir adam ancak bu kadar sevdirilebilirdi okuyucuya.