Kitap, birbirini çok seven ama birbirilerinin hayatına ait olamayan aynı zamanda çıkmayı da beceremeyen iki sevgilinin mektuplaşması gibi kurgulanmış. Çok güzel seven kadınlar var hayatta bir de onların aşkına layık olamayan, sahip olduğu bedenleri "aşk" sanan erkekler! Yoo yoo feminist ruhum kabarmadı henüz ama kitapta ki şizofren karakter çok seviyormuş gibi görünüp kızın hayatını mahvettiği için bi gıcık olmadım da değil :))
Kitabın üslubunu sevmedim açıkçası! Tabiri caizse pis bir dille yazıldığı için okurken rahatsız eden satırlar vardı ama bi o kadar da hissedilen çaresizlik ve acıyı öyle güzel dile getirmiş ki, hani hislerime tercüman deriz ya o hesap...
Hani bir kitabı defalarca okursun, her defasında farklı bir lezzet alırsın ama kitabın sonu değişmez ya , işte öyle bir tat vardı kızın yaşadıklarında! Defalarca evrilen bir ilişki ve şimdi ne olduk biz seninle gibi cevapsız birsürü soru... Sevgi, özlem, kızgınlık, kırgınlık ama dönüp dolaşıp aynı noktaya geri dönmek...
Hayatı akışına mı bırakmalı, üstüne üstüne mi gitmeli , olmayanı zorlamalı mı, yoksa her şeyi olduğu gibi mi kabullenmeli bilinmez ama şu bir gerçek ki kendimizi paralasak da su akıp yolunu bir şekil buluyor. Şizofren de olsa bir gün gerçekleri görüyor! :))
[ ] Keyifli okumalar dilerim.