Hatırlayamadığım bir kaynakta eşinin James Joyce'a "Neden insanların okuyacağı şeyler yazmıyorsun" diye çıkıştığını okumuştum. Kitabın bazı yerlerinde -karakter karmaşasıyla aşırı sıkı fıkı olduğumda- yengemize hak vermeden edemedim. Ulysses ne kadar ağır bir kitap da olsa Armağan Ekici'nin, çeviride oluşturduğu dil, onu gayet okunaklı kılmış. Önceki çeviriyi okumadığım için karşılaştıramam belki ama artık ne zaman bir kitabın çevirmen kısmında Armağan Ekici'nin adını görsem tereddüt etmeden okuyabileceğime eminim.
Yazar bildiği bütün dilleri ve okuduğu her şeyi görgüsüzce göstermeye çalışmış oraya gönderme buna selam derken ortalama ve aslında ortalama üstü okuyucu kitlesi için bile berbat bir ürün çıkmış ortaya beğenen arkadaşların beğenmek için epey çaba harcadığına emimim İngilizce tartışma ortamlarında bu kitabı ders için değil de kendi zevki için okuyan çok az kişi gördüm zorunda olmadıkça okunması akıl karı değil kimseyi kırmak istemem ama beğeni yağdıran arkadaşların kendi başlarına bu kitapta herhangi bir anlam ya da estetik bulmaları imkansıza yakın siz sadece birkaç seçkinin bu kitapta olduğunu iddia ettiği şeyleri tekrar edebilirsiniz kaçınız bu metini ya da Homeros’u orijinal dilinden okuyabiliyorsunuz burada şunu diyormuş şurada bunu diyormuş diye bir kitaptan bahsetmek anlamadan zevk aldığını iddia etmek sizce de biraz pretentious değil mi zaten bundan önce gönderme yaptığı tonla şeyi oku bunu oku sonra bir de bunu açıklayacak kitaplar oku gibi akıl karı olmayan öneriler var buna değer mi göndermelerini geçtim kullanılan çeşitli saçma sapan anlatım yöntemleri o dönemin popüler yazarının parodisi diye yazılan bölüm vs bu kitap benim gözümde şu duvara bantlanan muzun edebiyat dünyasındaki karşılığıdır yazar niyetini açıkça söyleyecek kadar aptal üstelik bilmece bildirmece her şeyi anlamlandırmaya çalışan insanlarla dalga geçmek için yazılmış bir eser ya da şöyle mi desem tam olarak onlara güvenerek yazılan bir eser.
Yazıldığı günden bugün e üzerinde bir çok edebiyatçının, yazarın, eleştirmenin çalıştığı, bir çok dile çevrilen, üzerine kitaplar, okuma sözlükleri, okuma rehberleri hazırlanan Ulysses hakkında bir inceleme yazısı yazmak benim haddim değil. Ben sadece bu kitabı son on yılda kaç defa eline alıp, her defasında birkaç bölüm okuduktan sonra “daha değil” diyerek bırakan bir okurum. Taa ki Fuat Sevimay 'ın Benden'iz James Joyce kitabını okuyana dek. Benden iz James Joyce kitabını okuyunca “ne zaman” dedim. Kitabın üç çevirisini, Nevzat Erkmen’in sözlüğünü yıllar önce almıştım. Dante’den Shakespear’e okumuştum. Yazarın diğer kitaplarınıda okumuştum. Kitabın çatısını oluşturan Homeros’un Odysseia sını değişik birçok çevirmenden okumuştum. “şimdi” dedim ve kitaba başladım bugün itibari ile de bitirdim. Burada çok faydalandığım bir arkadaşa teşekkür ederek kendi Ulysses'i okuma serüvenimi sonlandırayım. Erhan
Erhan arkadaşımızın “Ulysses Hakkında Bir Çok Şey” yazısı ve faydalandığım bloğu ( sacmaninbagladiklari.com/2020/05/14/deme... ) okumamı çok kolaylaştırdı. Kendisine buradan çok teşekkür ediyorum.
UlyssesJames Joyce · Kafka Kitap · 20191,078 okunma
Ulysses’e inceleme yazmak gibi bir düşüncem yok, sadece okumanız için sizi yüreklendirmek istiyorum.
Benim James Joyce’un kalemi ile tanışmam Dubliners ile oldu. Orijinal dilinde eserler okumayı seviyorum. Ama öyle zor geldi ki, yarım bırakmak zorunda kaldım. Sonra Ulysses’in Nevzat Erkmen çevirisini okumaya başladım ve yine zorlanıp bıraktım.
2 defa başladım. Gene bırakıyorum. Hades'ten sonra iyice sıkıldım. Hakkında yazılanlar daha keyifliydi. İnat ettim, okuyacağım dedim. Baktım sinirlerim bozuluyor, bıraktım. Bu beni üzdü. Hiç sevmem yarım kalmış işleri. Bana bunu yaşattığı için Joyce'sa da kırıldım.
UlyssesJames Joyce · Kafka Kitap · 20191,078 okunma
Okuması yada birinci okumada kavranması zor bir eser olarak ifade edildiği için önyargılara kurban gittiğini düşünüyorum kitabın. En azından benim icin böyle oldu. Nihayet şeytanın bacağını kırıp okudum. Sıradanligin dinginliği içinde akıl fırtınalarınız patlak verebilir.
İyi ki okumuşum.
Önceden çok okumayı isteyip ama bir türlü cesaret edemediğim bir kitap. Aslında hayatımda yarıda bıraktığım nadir birkaç kitaptan biri oluyor.Sabirla ve inatla 60 sayfa okudum bırakın kitap ın taslağını karakterleri bile anlayamadım ya da kafamda canladiramadim. Çok savurgan bir üslup kullanmış. Konu bütünlüğü neredeyse yok. Eğer bu kitabı okuyacaksanız kesinlikle rahat bir kafa ile okumanızı tavsiye ediyorum.(Okul zamanı dışında herhangi bir zaman yazın olabilir mesela) Dağınık bir kafa ile bu güzelim kitabı hicbir şey anlamadan okumak istemediğim için bıraktım. Umarım tekrar baslarim