Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Ulysses
James JoyceUlysses Yorumları ve İncelemeleri
Ulysses yorumları ve incelemelerini, Ulysses kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Ulysses puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" Bir gün Dublin ortadan kalkarsa benim kitabıma bakılarak yeniden kurulsun. "
Sevgili Joyse böyle diyor ünlü kitabı Ulysses için...Dublin sokaklarında gezen bir adamın yaşadıkları, gördükleri, hissettikleri ve dahası içkonuşmaları konu ediniliyor. Sekiz yüz kırk dört sayfalık bi roman sadece bir günü anlatması bakımından epey ilginç.
Tekrar tekrar dönüp okuduğum, bazı bölümlere anlam veremediğim sayfalar oldu. Geneli nesir şeklinde yazılan parçaların yanısıra manzum şekilde yazılan bölümlere de rastlıyoruz. Kitabı okumak, hazmetmek epey zor. Zira hiçbir noktalama işaretlerinin olmadığı dahası cümlelerin bir sözcükmüş gibi kırılmadan tek parça halinde yazıldığı bölümler de vardı. Kitabın başlangıcında "ben nerdeyim?" hissine kapılsam da özellikle son iki bölümde toparlıyor yazar anlattıklarını.
Post-modern akımla yazılan kitabı okurken elbette "Tutunamayanlar" aklıma geliyor. Sevgili Oğuz Atay'ın Joyse'dan etkilendiği aşikar. Her iki kitapta da parodiler, pastişler ve metinlerarasılık boy gösteriyor.
Kitabı okumak isteyenlere tavsiyem sabır ve zaman konusunda cömert olmalarıdır.
Benim için ilginç bir okuma deneyimi oldu. :)
Ulysses’in hikayesini bilmeyen yoktur. O yüzden tekrar etmenin bir mantığını görmüyorum.
Kitap, bildiğiniz üzere kalın ve okuması zor. Ancak buraya gelene kadar bazı olayları bilirseniz okuması çok da zor olmuyor. Homeros’un destanlarını öne alıp sonra buraya gelmek gerekiyor. Ve adını hatırlayamayacağım bir internet sitesinde bölüm bölüm incelenmiş. Bölümü okuduktan sonra incelemeyi de okuyarak bir nevi pekiştirme yapmış oluyoruz. Ben bazı yerlerini anladım, bazı yerlerini anlayamamışım. İncelemeyi okumak bu açıdan yararlı oldu.
Ayrıca günlük yaşamda geçen bir kitap olduğu için o kadar okuması zor bir eser gibi gelmedi bana. Bence herkes denemeli, en azından bir kereliğine. İyi okumalar :)
Üzerine tezler yapılmış, makaleler yazılmış, araştırmalara konu olmuş, modern-epik-kült bir kitaba ben ne yazayım?
Sadece şunu belirtmek isterim ki; Eco'nun da dediği gibi: "kişisel ansiklopedinize göre kitap ve yazar seçin". Benim kişisel ansiklopedimi fazlası ile aştı bu kitap.
Bu kitaba uyan kişisel ansiklopedisi olan okura selam olsun.
Aşık olun.
İyi okumalar dilerim.
·
Puan vermedi
G.G.Marquez’in “sabrım tükenene dek bölük pörçük, kavga dövüş okudum” cümlesi kitabı benim gibi ilk kez okuyanlar, okuyabilmeye çalışanlar için eminim ki çok şey ifade ediyor.. Bir çok konuya atıfta bulunup gönderme yapan, okurken bir yandan da sürekli bir şeyler araştırmanızı gerektirecek bir eser. Bir elimde Erkmen’in Ulysses sözlüğü diğer
İtiraf etmeliyim ki mitoloji ve yan okumalarıma güvenerek başladığım kitaba yine de yetemedim.
Okuyacaklara tavsiyem;
Odysseia,
Hamlet,
Dublinliler,
İlahi Komedya,
esrlerini okumadan bu kitabı elinize almayı aklınızdan bile geçirmeyin.
Okuma boyunca bir blogdan destek alarak ancak verim alabildim ben. Kitap bölümlerden oluşuyor ve her bir bölüm birbirinden bağımsız olarak ilerliyor. Bazı bölümlerde 1. Tekil şahıs anlatımdan başka bölümlerde 3. Tekil şahıs anlatıma geçiyor. Destek aldığım blog WordPress uygulamasından “sacmaninbağladikleri” kullanıcısı.
Bir başka dikkat çeken unsur ise James joys’un kendinden emin argo konuşmaları. Bu kısımların benim için okumayı biraz daha eğlenceli kıldığı doğrudur :)
James joyce için edebiyatı bilim haline getiren yazar denilir hep. Onlarca dilden, yüzlerce gönderme var. Kimilerine göre bir otobiyografik bölümlerim olduğu leopold bloomla, stephan dedalusun aynı şehirde geçen ve buluşmalarıyla sonlanan günü anlatan edebi açıdan kusursuz bir kitap.
Bu eseri "30 yaşınıza gelmeden okumanız gereken 30 kitap" isimli listede gördüm ve almaya karar verdim.İçeriği ile ilgili en ufak bir fikrim yoktu.
Kitabı geçen sene Eskişehir'de gerçekleşen kitap fuarında almıştım ve alırken çevirmenimiz Nevzat Erkmen tarafından hazırlanmış Ulysses Sözlüğü'nü de tavsiye ettiler ve o kitabıda aldım.Ki
Ben bu kitabı neden bitiremiyorum? Lütfen birisi yardımcı olsun bana. Anlatımı çok eğlenceli ama bir zaman sonra sıkıyor. Göndermeleri çok sanırsam. :(
Ulysses ismini duyunca bile duraksadığım bir kitap. Tam olarak kitabın neresinden başlanır nasıl bir inceleme yapılırı sorgulatıyor insana. Hani bazı şeyler vardır öyle üslubundadır ki nasıl yorum yaparsan yap sadece kirletirsin, fikrimce bu kitap tam olarak böyle bir eser. Ben bu kitabı okumadan önce içimde bayağı bir güç oluşturdum ve o şekilde okumaya başladım aksi taktirde kitabı yarıda bırakma ihtimalim yüksekti. Çünkü bu kitap hakkında bayağı bir yorum okudum. Yani neyle karşı karşıya olacağımı bilerek başladım. Kitapta bilinç akışı tekniği kullanıldığı için okurun kafasında bir çok soru işareti bırakıyor. Modernist bir eser olan Ulysses bilmeceler ile dolu esrarengiz bir kitap. Yazar bayağı bir yazı formu kullanmış; gerek cümle yapıları olsun gerek sözcük yazılışları olsun... Daha önce denenmemiş bir çok yenilik barındırıyor. Sözcüklerde punto farklılıkları, bilinçli cümleyi yarıda bırakma ve yeni noktalama işaretleri kullanma gibi denenmemiş şeyleri denemiş. Okurken bazen insanın içini gıdıklayan ve içten içe tebessüm ettiren bu farklı anlatım biçimleri insanın, kendisini özel hissetmesini sağlıyor.Daha ilginç olan ise Ulysses sadece bir günü kaleme almış bir eser. Ben kitabı her gün ortalama on sayfa okuyarak bitirdim . kitabı okuyup bitirdiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Yeni okuyacaklar için iyi okumalar...
Hemen hemen okunması gereken kitap listelerinin tümünün en başında yer alan hakkında sayfalarca yazılar ve incelemeler yapılan Ulysses’ i yıllardır okuyacağım diye diye tam 20 yıl geçti. Kitabın geneline bilinç akım tekniği ile anlatım hakim olduğundan insanın cesareti kırılıyor. 2020 yılında kitabı okuyup bitirmeye karar verdim. Okunması gerçekten zor ve zahmetli , bir anlık kitap dan uzaklaşamıyorsunuz. Kitabın konusu gayet kısa ; Leopold Bloom un 16 Haziran 1904 tarihindeki Dublin'de geçen bir günü. Alır okurum ne olacak diyorsunuz ama öyle değil . Kitabın genelinde ; metaforlar, mitler, semboller, diyalektikler , parodiler, ikilem ve çatışma halleri, metot ve teknikler, kaos ve gizem , kinayeler ve yunan mitolojisi yoğun bir şekilde var. Böyle olunca da her bir cümlede, yazar acaba neyi anlatı? ne demek istedi ? veya bu kelimenin anlamı ne ? bu mitolojik kahramanda kimdi? diye merak ediyorsunuz. Nevzat Erkmen nın Ulysses Sözlüğü olmadan detaylı bir okuma imkan dahilinde değil. Sözlüğü basılı olarak bulamadım ama PDF olarak internette bulup indirdim. Başladım sözlükle beraber okumaya , nerede ise her cümlede sözlüğe bakmadan ilerlemek mümkün değil. Böyle olunca da iki yoldan birini, tercih ettim. Ya sözlüğe bakarak yada bakmayarak okuyacaktım. Ben sözlüğe çok gerekmedikçe bakmadan sabırla okumayı seçtim , sözlükle okumayı ikinci bir okumaya sakladım. Ve kitabı bitirdim. Aklımda ne mi kaldı derseniz ; Leopold Bloom bir günü...))
Ulysses
Ulysses i okumak nereden esti ? Bir belgeselde duyduğum "bir insanın hayatının 24 saatini 840 sayfada anlatmak" şeklinde bir cümle Ulysses i okumaya itti beni. Benim beklediğim gibi bir dil üslup kesinlikle yok ki hiçbirinizin bekleyeceği dil üslup kalıplarına uymayan tamamen farklı bir başyapıt. Öyle hemen okudum anladım gibi bir kolay lokma asla değil. Zaten kitabın tarihini ve ne badireler ile basılıp çevirilerinin yapıldığını öğrendiğiniz zaman anlıyorsunuz hiç kimse için kolay lokma olmadığını. Okurken yüksek derecede konsantre olmanızı ve kafanızın rahat olmasını tavsiye ederim. Ayrıca fazlasıyla cüretkar ve insanın bilinçaltını olduğu gibi tokat gibi çarpan argo veya küfürler ile dolu bir kitap buna şaşırmayın gündelik hayatta da samimi arkadaş ortamlarında her türlü rahat rahat konuşulabilen gerçek cümleler ile dolu. Ağır, psikolojik kitaplara bayılırım fakat bu kitapta kullanılan dil ve anlatım şekli sanki rüyalarınızda gördüğünüz kargaşaya benzer. Somut ile soyut birbirine geçmiş vaziyette, karakterlerin bulunduğu ortamı okurken bir anda karakterlerin kendi iç dünyasına geçmiş buluyorsunuz kendinizi. Dış dünya ile iç dünya arasındaki ışınlanma diye adlandırıyorum ben bu anlatma şeklini. Çok farklı anlaşılması zor hatta imkansız gibi görünen bir kitap. Kitap kurdu ve sevdiğiniz tarz değilse hiç bulaşmayın. Ben beyin ısıtan tarzları sevdiğim için okudum. Benim gibilere tavsiye ederim.
Yok edebiyatta modernizm akımının en güçlü örneği olarak görülmesinin yanı sıra postmodern romanın da başlangıcı sayılıyormuşta, yok 100 yılı aşkın zamandır dünyanın en çok tartışılan ve ilham alınan yapıtları arasında yer alıyormuşta, yok zaman çizgisinin doğrusal olmaması ve bilinç akışı gibi teknikleri de içermesi nedeniyle, döneminde kaleme
Ulysses ve anlam
Bir eseri her zaman 'modern' anlamda "anlamak" gerekmez. Belli bir düzeyde eserle iletişim kurarak o güne kadarki bilinciniz daha da fazla bilinçaltı ve üstünüzle size nüfus etmesine izin vermek gerekir. Tıpkı bir hayvanla iletişim kurar gibi. Çünkü sanat doğası gereği vahşidir, sizin dilinizi konuşmaz, sizin düşünce kalıplarınıza uymaz ve sezdirmeyi tercih eder. Ben Ulysses'i bu bakış açısıyla elime aldım. Çevirmen Nevzat Erkmen'in sözlüğü eşliğinde okudumsa da bunun illaki gerekli olduğunu düşünmüyorum. (Dipnot eksikliği yüzünden ihtiyaç duydum.)
Mezarlık yolculuğu, sokak panaroması, sahildeki flörtleşme, Mrs Bloom kısmı en sevdiğim bölümler oldu. Herkes için bu değişecektir elbette. Tiyatro bölümü, sanırım alanım olduğu için, Joyce'a beni en çok yaklaştıran bölüm oldu. Strindberg'e hakimseniz bu kısım size kapılarını açacaktır. Hakim olmasanız bile bu rüya dünyasına kendinizi bırakmanız yeter. Söz konusu Ulysses olunca kadın okuyucunun daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. Vahşiye, içgüdüye ve rüyalara kendini bırakmak... Stephen size ne yapacağınızı söylüyor:
"Evrensel dili müzik ya da rayihalar değil de o jest oluşturacakmış, dilin sıradan duyumları değil de temel anlıksallığı, yapısal ritmi anlama yeteneği."
-- Nacizane İnceleme
“ Ulysses James Joyce Çeviren: Nevzat Erkmen "Joyce, Ulysses'i yazarken, ilk olmasa bile, yeni bir yazınsal biçem kullanmak istemiştir. Dublin'de, 1904 yılında yaşayan ortanın altındaki sınıftan kişileri almış, haziran ayının başlangıcındaki bir gün boyunca, sadece neler yapmış olduklarını değil, neler düşünmüş
Zor ve Keyifliydi
Okunması zor yazın diliyle, hemen hemen her bölümde değişen üslubuyla içerdiği anlaşılması zor simgeleriyle bitirdikten sonra bir zafer duygusu hissediyorsunuz. Ben esasında bu romanı okumadan önce biraz araştırma yapmıştım. Dünyanın okunması en zor romanlarından biri denilmişti. Ben de nasıl yani dedim bir romanın okunması ne kadar zor olabilir? İşte sırf bu yüzden başladım. Evet gerçekten de öyleydi ve ben kitabın yarısına gelmeden bu kitaptan çok da bir şey anlamayacağımı anladım. Bundan dolayı geri kalanını da kitabı anlama kaygısı olmadan okumaya karar verdim. Sonuç olarak okumadan keyif almaya çalıştım. Ve öyle de oldu.
Son olarak romandan bir alıntı yapayım: "Sevgi, sevgiyi sevmeyi sevmektir." :)