Kitapla tanışmam İlber Ortaylı’nın katıldığı bir TV programı sayesinde oldu. İlber Ortaylı, bu kitaptan övgüyle bahsetmişti.
Kitap 1910’lu yıllarda geçiyor. Medrese eğitimi gören ve sonrasında öğretmen olmayı tercih eden Şahin, kendi isteğiyle Ege Bölgesi’nde bir kasabaya tayin olur. Gerici, çıkarcı, din tüccarı ve örümcek kafalı zihniyete “Yeşil Gece” adını verir ve buna karşı savaş açar.
Kitabın sipariş üzerine yazıldığı ve edebi değerinin olmadığı hakkında birkaç yorum gördüm. Olumsuz yorumlar da almış. Kitabın kimler tarafından neden sevilmediğini kitabı okuduktan sonra çok iyi anlayacaksınız. Yarası olan gocunmuş!
“Yeşil Gece” hep aramızda, her zaman ülkemize ve bizlere zarar veriyor. Bazen sarık-cüppeyle gezerken bazen de en şık kıyafetler içinde en büyük makamlarda oturuyor... ve tarih defalarca tekerrür ediyor.
Kitabı okurken sürekli aklımdan geçen Atatürk’ün bu muhteşem sözüyle yorumuma son veriyorum. Herkese keyifli günler ve keyifli okumalar dilerim.
"Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."