Yirmi Üçüncü Söz

Bediüzzaman Said Nursî
İnsan madde itibariyle, belki de bir hiçten başka birşey değil Ama vazifesi çok büyük, Bu vazife onu diğer bütün yaratılmışların üstüne çıkarıyor. Kulluğu içinde sultanlık rütbesine eriştiriyor. Nedir bu Vazife ? Cevap 23. sözde
Türler:
Kitabın Konusu:
96 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1992
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

91 syf.
10/10 puan verdi
Yirmi Üçüncü Söz
Yirmi Üçüncü Söz
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
"İşte ey âciz insan ve ey fakir beşer! Duâ gibi hazîne-i rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medârı olan bir vesîleyi elden bırakma. Ona yapış; âlâ-yı illiyyîn-i insaniyete çık. Bir sultan gibi, bütün kâinatın duâlarını kendi duân içine al..." Kitabı genel olarak 23. Söz çerçevesinde inceleyeceğim. 23. Söz belki de Risale-i Nur'lar'ın belki de en çok okunan bölümüdür. 23. Söz insanın yaratılış sırlarını ve genel olarak iman hikmetlerini anlatmaktadır. Yine insanın kendi amelleri ile âlâ-yı illiyyîn-i derecesine çıkacağını veya aşağıların da aşağısı olan esfel-i safilin'e düşeceğini anlatır. Özetle bu derlenen kitap insan olmanın, yaratılma gayesini ve iman hakikatlerinden ve duanın gerekliliğinden bahseder. Cep boy olması nedeniyle sürekli insanın yanında bulunup fırsat buldukça okunacak bir kitaptır. 23. Söz Manevi açıdan çok derin ve etkileyici bir bölümdür...
Yirmi Üçüncü Söz
Yirmi Üçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 2005640 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Okunmaya değer bir kitap. Kendimizi geliştirmek amacıyla. Hepinizin okumanızı tavsiye ederim. Şimdiden hayırlı okumalar dilerim herkese. Önce Allah'a sonra kendinize emanetsiniz ^_^
Yirmiüçüncü Söz
Yirmiüçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · Sözler Neşriyat · 2005640 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Risale-i Nur okumak...
Selamun aleyküm... Risâle-i Nur okuyan arkadaşlarıma, okuyup okumayı yarıda bırakan arkadaşıma, Risâle-i Nur okumak zor nerden başlayacağımı bilmiyorum diyen kardeşime, sürekli bir iş ve yoğunluğu olan, boş aralarını doldurmak isteyen arkadaşlarıma okumalarını TAVSİYE EDERİM. Çünkü; Kitap cep boy olduğu için isteğiniz zaman istediğiniz yere götürebilirsiniz ki çoğunlukla durakta otobüs beklerken okudum bitirdim. Konu itibariyle ağır değil ve kitapta haliyle kısa olunca sizi okumaya teşvik ediyor. Kitabı bitirdiğinizi görmek sizi daha çok okumaya itiyor. Ve böylelikle bir bakmışsınız külliyat'ın yarısına gelmişsiniz Allah'ın izniyle. Velhasıl kelam; nereden başlıyacağınızı bilmiyorsanız, Risâle-i Nur okumak istiyorsanız ve vaktinizde kısıtlıysa cep boy Risâle-i Nur'lar tam size göre... Allah'ın selamı üzerinize olsun...
Yirmi Üçüncü Söz
Yirmi Üçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 2005640 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
İbadet ettiğin ve tanıdığın Hâlık-ı Zülcelâl'in va'dine îman ve itimad et. O'na va'dinde hulfetmek muhaldir. Kudretinde hiçbir cihetle noksaniyet yoktur. İşlerine, acz müdahale edemez. Senin küçük bahçeni halk ettiği gibi, Cennet'i dahî senin için halk edebilir ve halk etmiş ve sana va'detmiş. Ve va'dettiği için, elbette seni onun içine alacak. Yirmi Üçüncü Söz
Yirmi Üçüncü Söz
Yirmi Üçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 2005640 okunma
86 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Müfessirin, Kur'anî ve Şer'î mes'eleleri beyan ederken, şu veya bu tazyik ve işkenceyi nazara almayan, herhangi bir tesir altında kalarak fetva vermeyen ve ölümü istihkar edip, dünyaya meydan okuyacak bir iman kuvvetiyle hakikatı pervasızca söyleyen İslâmî şecaat ve cesarete mâlik olan bir müfessir olması gerektir. Hem i'dam plânlarının tatbik edildiği ve bir tek dinî risale neşrettirilmediği dehşetli bir devirde, bilhâssa imha edilmesi ve söndürülmesi hedef tutulan Kur'anî, Şer'î esasatı te'lif ve neşretmiş olduğu meydanda olmakla bir mürşid-i kâmil ve İslâm'ın bu asırda hakikî bir rehber-i ekmeli ve Kur'anın muteber bir müfessir-i a'zamı olmuş olması lâzımdır. İşte bu zamanda, yukarıda mezkûr dokuz şart ve hususiyetlerin, müellif Said Nursî'de ve eserleri olan Nur Risalelerinde aynıyla mevcud olduğu, hakikî ve mütebahhir ulema-i İslâmın icma' ve tevatür ve ittifakıyla sabit olmuştur. Ve hem intibaha gelmekte olan bu millet-i İslâmiyece, Avrupa ve Amerika'ca malûm ve musaddaktır. İşte arkadaşlar! Biz, böyle bir tefsir-i Kur'an arıyor ve böyle bir müfessir istiyorduk. 23.Söz - 70
Yirmiüçüncü Söz
Yirmiüçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · 2015640 okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
·
49 günde okudu
Evet, temelleri yıpratılmış bir binanın odalarını tamir ve tezyine çalışmak, o binanın yıkılmaması için ne derece bir faide temin edebilir? Köklerinin çürütülmesine çabalanan bir ağacın kurumaması için, dal ve yapraklarını ilâçlayarak tedbir almaya çalışmak, o ağacın hayatına bir faide verebilir mi?.. İnsan, saray gibi bir binadır; temelleri, erkân-ı imaniyedir. İnsan, bir şeceredir; kökü esasat-ı imaniyedir. İmanın rükünlerinden en mühimmi, İman-ı Billah'tır; Allah'a imandır. Sonra Nübüvvet ve Haşir'dir. Bunun için, bir insanın en başta elde etmeye çalıştığı ilim; iman ilmidir. İlimlerin esası, ilimlerin şahı ve padişahı; iman ilmidir. İman, yalnız icmalî bir tasdikten ibaret değildir. İmanın çok mertebeleri vardır. Taklidî bir iman, hususan bu zamandaki dalalet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner. Tahkikî iman ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir.
Yirmiüçüncü Söz
Yirmiüçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · Envar Neşriyat · 0640 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Yirmiüçüncü Söz
Demek şu meşhud saltanat-ı insaniyet ve terakiyyât-ı beşeriye ve kemâlât-ı medeniyet; celb ile değil, galebe ile değil, cidâl ile değil; belki ona onun zaafı için teshir edilmiş, onun aczi için ona muavenet edilmiş, onun fakrı için ona ihsan edilmiş, onun cehli için ona ilham edilmiş, onun ihtiyacı için ona ikram edilmiş. 'Said Nursi'
Yirmiüçüncü Söz
Yirmiüçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · Sözler Neşriyat · 2005640 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Helal daire keyfe kâfidir. Harama girmeye lüzum yoktur.
En mühim iş, taklidi imanı tahkikî imana çevirerek imanı kuvvetlendirmktir, imanı takviye etmektir, imanı kurtarmaktır. Her şeyden ziyade imanın esasatıyla meşgul olmak kat'î bir zarurret ve mübrem bir ihtiyaç, hattâ mecburiyet haline gelmiştir. Bu, Türkiye de böyle olduğu gibi umum İslam dünyasında da böyledir. Asrımıza hitap eden, taklidi imanı tahkikî imana ulaşmasına vesile olan zatın Bediüzzaman hazretlerinin kaleminden. Yirmiüçüncü söz, genel olarak imanın verdiği lezetten, kurtardığı elemden bahsediyor. İmanla fâni dünyayı daha iyi bir yer, kabiri dar bir yerden kurtarmaya vesile sayıyor. Herkesin okuması gereken kitap.
Yirmi Üçüncü Söz
Yirmi Üçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · RNK Neşriyat · 2015640 okunma
86 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
23. Söz İnsan ve iman ilişkileri; insanın kuvvetli ve zayıf yönleri ve tekâmül yolları. Birinci Mebhas: İmanın güzellikleri ve insana kazandırdıkları. 1. Nokta: İnsanın, Yaratıcısına mensup olmakla kazandığı değer. İnsanın yaratılışında, iman ışığında okunan mânâlar. 2. Nokta: İman ışığı altında geçmiş ve geleceğe bakış. 3. Nokta: İman ve
Yirmiüçüncü Söz
Yirmiüçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · 2015640 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İmanın gerekliliğinden ve güzelliklerinden bahsediyor. İman olmadığı zaman insanın müthiş bir karanlığa saplanacağından, dünyadaki bütün belalardan ve sıkıntılardan korkacağından; oysa imanlı kişinin kainattaki hiç birşeyin tesadüfi olmadığını bildiği için iman ışığıyla yolunu bulabileceğini anlatan güzel bir eser.
Yirmi Üçüncü Söz
Yirmi Üçüncü SözBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 2005640 okunma

Yazar Hakkında

Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said NursîYazar · 173 kitap
Bediüzzaman Said Nursî (Mart 1878, Bitlis - 23 Mart 1960, Şanlıurfa), İslam alimi, düşünürü. 1892'de Bitlis'te Şeyh Emin Efendi ve diğer İslam alimlerinin de bulunduğu ilim meclisinde yapılan imtihan ve münazara sonunda Molla Fethullah tarafından Bediüzzaman unvanı verilmiş; diğer alimler tarafından da kabul görmüş ve bu isimle anılmaya başlanmıştır. I. Dünya Savaşı'nda gönüllü alay komutanı olarak Kafkas Cephesi'nde mücadele etti. Savaş sırasında birçok öğrencisi ölmüş, kendisi ise gazi olmuştur. Başarılarından dolayı kendisine Harp madalyası verildi. Ordu-yu Hümâyun'un tavsiyesi ile Dar'ül-Hikmet'ül İslamiye azası olarak atandı. 1922'ye kadar görevini yerine getirdi. 1923 yılında TBMM'nin daveti üzerine Ankara'ya gelen Nursî, Ankara'da aradığı atmosferi bulamaz. Van'a dönerek inzivaya çekilir ve daha sonraları bu dönüşünü Yeni Said'in başlangıcı olarak nitelendirir. Bu dönemde sosyal ve siyasi meselelerden uzaklaşır. En önemli vazifenin imanı kuvvetlendirmek olduğunu söyler. Şiddetle karşı çıktığı ama silah çekmediği Cumhuriyet idaresi tarafından bu dönem zarfında uzun yıllar sürgün, gözetim ve yer yer hapis hayatı yaşatılacak ve zorunlu ikamete tabi tutulacaktır. Büyük çoğunluğunun Isparta Barla'da yazıldığı Risale-i Nur külliyatının yazımı ve Nur Cemaati'nin oluşumu bu dönemde yaşanmıştır. 23 Mart 1960'ta Şanlıurfa’da vefat etti. Detaylı bilgi: tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nursî
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.