Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyza Nur

Beyza Nur
@kitaplikoala
Okumayı seven ve kendini bilime adamış bir koala
"Neden olmadı?" Nora özet geçiverdi. "Üstümde çok baskı vardı." "Bizi yaratan şey baskıdır ama. İlk başta kömürsündür, basınç sayesinde elmas olursun."
Sayfa 9 - DomingoKitabı okuyor
Reklam
Amerikalı eğitim sosyoloğu Bowen Paulle, "düşük beklentiler hapishanesi" kavramından söz eder. Yaşadığı zor şartlardan dolayı bir çocuğa yönelik beklentinizi düşürürseniz o çocuğun gelişme ve potansiyelini gerçekleştirme imkanı da körelir. Düşük beklentinin içine hapsolursunuz. İşte burada büyük bir mesele var.... Çıtayı düşürmemek... Bugün birinci ödevimiz bu. Mutluluğu talep ederken de, onu görev bilirken de, kendimizi inşa ederken de, hayatın ölçüsünü ararken de... Aksi takdirde, "düşük beklentiler hapishanesi"nden kurtulamayız.
Sayfa 14 - KronikKitabı okudu
Bir hedef bulacaksınız, o uğurda çalışacaksınız, hedefinizi gerçekleştirmek için bir yol arayacaksınız, yol yoksa da o yolu yapacaksınız. Hayattaki gayemiz budur.
Sayfa 22 - KronikKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir yol tıkalı ise diğerinden gidersiniz, o da yoksa 3 yolu siz yaratırsınız. Bu, bütün hayatınız için geçerlidir. Ancak bir defa geçtiğiniz yoldan bir daha geri dönmeyeceksiniz. Çünkü lüzumsuz geri dönüş başarısızlıktır, tekrara düşmektir, ufku kapatmaktır.
Sayfa 20 - KronikKitabı okudu
Şunu hep hatırda tutunuz: Karşınıza engeller çıktığı zaman en önemli şey sizin meşru isteklerinizdir. Eğer bunları kanundışı değilse ve başka insanlara zarar verecek faaliyet ve özlemleri içermiyorsa isteklerinizi gerçekleştirmek için yeni yolları düşünmeli ve inşa etmeye başlamalısınız. Bu istekte ısrar ettiğiniz ve enerjinizi yoğunlaştırdığınız zaman muazzam bir şekilde kazanç sağlamaya başlarsınız.
Sayfa 9 - KronikKitabı okudu
Reklam
Ne kadar da şanslıyız " dedi fare beş dakika sonra."Baksana , tek bir çizik bile yok vücudumuzda. İnanabiliyor musun?" Başımla onayladım."Ama araba mahvoldu." "Endişelenme. İnsan yeni bir araba alabilir ama şansı parayla satın alamaz."
Sayfa 22 - Doğan kitapKitabı okuyacak
"Kalpleri karanlık olanlar kötü rüyalar görür.Kalpleri çok daha karanlık olanlar ise rüya bile görmezler" derdi her zaman rahmetli büyükannem.
Sayfa 12 - Doğan kitapKitabı okuyacak
Bu ,hiç de iyi bir korkuluk olmadığımı gösterdiği için üzülmüştüm;ama yaşlı karga beni yatıştırmak için şöyle dedi:'Kafanın içinde beyin olsaydı, sen de diğerleri kadar iyi ve hatta bazılarından çok daha iyi bir insan olurdun. İster karga ol ister insan, beyin bu dünyada sahip olmaya değen tek şey. '
Sayfa 19 - İş bankası yayınlarıKitabı okudu
Ve Siddhartha kendi kendisiyle konuşur gibi alçak sesle şöyle dedi:"Nedir bu murakebe?Neymiş bedenden çıkıp gitme?Neymiş oruç?Neymiş nefesin tutulması Ben'den kaçıştır bu, benliğin eza ve cefasından kısa süre için yakayı kurtarmaktır, acıya ve yaşamın anlamsızlığına karşı kısa süreli bir duyarsızlıktır.
Sayfa 26 - Can yayınlarıKitabı okuyacak
... fakat gözyaşlarımızdan utanmamızın gereği yoktu; çünkü gözyaşları insanın cesaretlerden en büyüğü olan acı çekme cesaretine sahip olduğunun kanıtıdır.
Sayfa 89 - OkuyanusKitabı okudu
Reklam
Gerçekten ihtiyaç duyduğumuz şey, hayata yönelik tutumumuzun değişmesidir. Kendimizin de bunu öğrenmesi ve dahası umutsuz insanlara hayattan ne beklediğimizin önemi olmadığını, önemli olanın hayatın bizden ne beklediği olduğunu öğretmemiz gerekir.
Sayfa 87 - OkuyanusKitabı okudu
Hayatında bir anlam, bir amaç, bir hedef bulunmadığını, bu yüzden de devam etmesine gerek olmadığını söyleyen kişiye acıyın; yakında kaybolacaktır.
Sayfa 87 - Okuyan usKitabı okudu
Artık çok iyi öğrendiğim tek bir şey biliyordum:Sevgi fiziksel bir varlık olarak, sevilen kişiden çok daha öteye gidiyordu.En derin anlamını tinsel varlıkta, iç benlikte buluyordu.
Sayfa 51 - Okuyan usKitabı okudu
Aklım bir düşünceye takıldı : Hayatımda ilk defa , birçok ozanın söylediği , onca düşünürün nihai bilgelik olarak öne sürdüğü hakikati gördüm . Hakikat şuydu: Sevgi, insanın ulaşabileceği en yüksek ve en büyük hedefti .O anda ,insan şiirinin, insan düşünce ve inancının ayırt ettiği en büyük sırra haiz oldum : İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir .Elinde bir şeyi kalmamış bir insanın dahi, kısacık bir an için bile olsa, sevdiğine ilişkin düşüncelerden nasıl mutluluk duyabileceğini anladım.
Sayfa 50 - Okuyan usKitabı okudu
Dayakların en acı verici yanı içinde barındırdığı hakarettir.
Sayfa 37 - Okuyan usKitabı okudu
Psikiyatride "af yanılsaması" adı verilen bir durum vardır. İdama mahkum edilmiş bir insan infazından kısa bir süre önce bile son dakikada affedilebileceği yanılsamasına kapılır. Biz de umut kırıntılarına tutulmuş ve son dakikaya dek o kadar da kötü şeyler olmayacağına inanmıştık. Bu tutsakların al yanaklarının ve tombul yüzlerinin görüntüsü bize büyük bir cesaret vermişti.
Sayfa 24 - OkuyanusKitabı okudu
Reklam
Ben artık bir suçlu değil ,bir deliydim. Ama hayır, kesinlikle delirmemiştim. Bir an için bile aklımı kaybetmemiştim. Ah ama galiba delirmiş insanlar böyle söylerler hep. Yani eğer seni bu hastaneye koyuyorlarsa deliydin ve bu hastanenin dışındaysan deli değildin. Tanrı'ya soruyorum.Direnmemek suç mu?
Sayfa 110 - İthakiKitabı okudu
Affetmek yada affetmemekle ilgili değil. Yoşiko herkese güvenir. İnsanlardan nasıl şüphe duyulur bilmez. Trajedi de burada yatıyor. Tanrı'ya soruyorum. Güvenmek bir suç mudur?
Sayfa 98 - İthakiKitabı okudu
Dünyada ileri geçme yeteneği mi? Bıyık altı bir gülümseme ile karşılık vermek dışında yapabileceğim bir şey yoktu buna gerçekten. Benim mi ? Dünyada ileri geçme yeteneği! Yine de, belki dediğinde dikkate değer bir şey vardı. Belki benim gibi insanların- insanlara karşı dehşet hissedenler, her fırsatta onlardan kaçanlar, onları kandırıp duranlar- garip bir şekilde, bu şeyler bizim işimize yarıyordu. Belki de biz şu eski "Uyuyan yılanın kuyruğuna basma," sözüne itinayla riayet ediyor gibi duruyoruzdur. Ah, insanlar birbirleri hakkında en temel şeyleri bile bilmiyorlar. Birbirlerini zerre anlamadan en iyi arkadaş olduklarını sanıyorlar. Yaptıkları hatayı asla anlamadan sürdürüyorlar yaşamlarını ve aralarından biri ölünce ardından konuşma yaparken ağlıyorlar.
Sayfa 76 - İthakiKitabı okudu
"Şu meşhur eski deyişi biliyor musun? 'Yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden uçar. 'Çoğu insan hep yanlış anlıyor. Bu , erkeğin parası bittiğinde kadının ondan ayrıldığı anlamına gelmez. Şu demek: Bir adamın parası bittiğinde... kalbini kaybeder,değersizdir.O kadar zayıflar ki gülemez bile ,garip bir aşağılık kompleksine kapılır,çaresiz kalır ve kadını kendinden uzaklaştıran o adam olur.Bu noktada yarı delirir ve uzaklaşana kadar itmeye ,itmeye ve itmeye başlar. En azından okuduğum bit kitapta öyle yazıyor. Üzücü,değil mi? Ne yazık ki bu duyguyu çok iyi biliyorum."
Sayfa 52 - İthakiKitabı okudu
"Parya" diye bir kelime vardır.İnsan toplumunda bu kelime başarısızları, ezikleri, ahlaksızları belirtmek için kullanılır. Ben doğduğumdan beri kendimi bir parya gibi hissettim ve toplumun da böyle dalgalanmaya layık gördüğü biriyle tanıştığımda her zaman derin bir şefkat duygusu hissederim. Şefkatim o kadar derindi ki bazen kendimi ona sessiz bir hayranlık duyarken yakalardım.
Sayfa 43 - İthakiKitabı okudu
Kendimin bile şaşıracağı kadar melankolik ve kasvetli resimler ortaya çıkarmıştım. Fakat bu , benim kalbimin en derinliklerinde saklamaya çalıştığım şeylerin suretiydi. Önden bakıldığında gülüyor ve insanları güldürüyor olsa da aslında böylesine melankolik bir kalbi bandırıyordum. Yapacak bir şeyin olmadığını bildiğim için gizlice bunu kabul etmiştim.
Sayfa 34 - İthaki yayıneviKitabı okudu
Reklam
Kısacası, bir şey anlayamıyorum.Diğer insanların acısının doğasını ,seviyesini, hiçbir şeyi anlayamıyorum. Belki de onların "pratik" ıstırabı,o yemek yemekle dindirilen türden ıstırap, aslında ıstırabın en aşırı biçimidir;belkide... Buna nasıl tahammül ediyorlar?Her günü pes etmeden,umutsuzluğa kapılmadan , intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar? Bu kadar katı egoist olabilirler mi? İşlerin böyle olması gerektiğinden o kadar eminler ki kendilerinden bir kez bile şüphe duymuyorlar mı? Eğer öyleyse, sanırım katlanmak daha kolay olabilir.Merak ediyorum,insanların böyle olup olmadığını ve onları mutlu eden şeyin bu olup olmadığını merak ediyorum.Bilmiyorum işte...
Sayfa 14 - İthakiKitabı okudu
Tıp bitti , peki sonra nereye?
Ama doktorluk ona göre değildi:"Hekimlik yapmayı entelektüel olarak çok sıkıcı buluyordum:Örneğin streptomisinin öldürdüğü tüberküloz bakterisini penisilinin neden öldürmediğini anlamak istiyordum.Dolayısıyla , bir yandan hekimliğimi yaparken ,bir yandan da dışarda biyokimya okumak için burs başvurularında bulundum." 18 ay doktorluktan sonra , sancar ver elini Johns Hopkins diyecekti!TÜBİTAK'tan aldığı NATO bursuyla!
Sayfa 61 - Krmızıkedi YayıneviKitabı okudu