"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
“Dünyada ölüm diye bir gerçek varken, sevdiğiniz kişinin hala nefes aldığına dua edin, şükredin.
Ne bileyim, bi silkelenin.
Kıymet bilin,
Sevin.
Severken incitmeyin.
Kibir yapıp gitmesine izin vermeyin. Gün gelir öyle kayıp gider ki o eller avuçlarınızdan, feleğiniz şaşar, dünyanız durur.
Derler ki hayat devam ediyor. Ama öyle kolay olmaz. Önce gülüşünüz kaybolur, sonra neşeniz. Siz siz olun şu boş hayatta hiçbir şey için karalar bağlamayın.
Özlemekten ciğeriniz solmadan soluğu yanında alın, sarılın…
Teni hala sıcakken sarılın…” 🍂🌔
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Her insanın ailesinden kendisine bir hatıra kalır. Geçmişten geleceğe, ya ışık tutar aydınlatır yada karanlığa dönüşür, kaybettirir. Kiminin malı-mülkü, kiminin dersi-nasihati, kiminin kötü hatıraları...
Kitap, dedelerinin vasiyeti üzerine memleketlerine gelen üç gencin başından geçenleri konu alıyor. Vasiyette ne vasiyet ama, böyle vasiyet mi olur rahmetli dedeciğim? O mektuplar da cabası..
Geçmişten duyulan pişmanlık, bitmiş bir hayatın zihinlerde ve mektuplarda devam etmesi asıl konuyu oluşturuyor. Yan karakterlerin arada ortaya çıkmasıyla oluşturulan konuya geçmiş büyüklerinde hayatlarından örnekler ekleniyor ve kitap son şeklini alıyor.
Kitabın teması iş işten geçmeden çok geç olmadan ailenize hak ettikleri değeri verin, olmalı!:))
Henüz geç olmadan büyüklerinizin kıymetini bilin diye incelememi bitiriyorum. Şuan ailesi hayatta olan, ailesinin değerini bilemeyen insanların ailesi dünyadan göçtükten sonra duyacağı pişmanlığın haddi, hesabı olamaz. Kıymet bilmeli!
Keyifli okumalar dilerim.
VasiŞeyma Reyhan Gözen · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202327 okunma
Sonsuz bir aşk mümkün müdür? Bunca şairin, bunca yazarın sayfalarca anlatmak istediği; şiirler, hikayeler, romanlar, efsanaler, hepsi gelip geçici bir duygu için miydi? Hadi şairler yalan söylüyorlardı, yazarlar okunup satılacak kelimeleri bulup önümüze seriyorlardı diyelim. Peki ya kendi hissettiklerimiz? Onlar
da mı birer yalandı? O heyecan, o
Bir insanın -herhangi bir insanın- ne kadar değerli olduğu da artık o aramızdan göçüp gittikten sonra anlaşılıyordu. Nicelerinin, böyle birinden bahsederken: "Onun kıymetini bilmemişiz" diye hayıflandığını az mı işitmişizdir?
Derlerki...
Hayat devam ediyor ama öyle kolay olmuyor. Önce gülüşleriniz kayboluyor , sonra neşeniz. Dünyada ölüm diye bir şey varken sevdiğiniz insanların nefes aldığına şükredin.
Dua edin , ne bilim kiymet bilin , sevin severken incitmeyin. Gün gelir öyle bir kayip giderki o eller avuçlarinizdan. Feleginiz şaşar dünyanız durur..!
Bir kaç gün önceydi. Yaşlı bir amcam var, Vedat amcam; yanına gittiğim. Bana Türk sanat müziğini sevdiren, beraber ud çalıp şarkı söylediğim. Hayatımın her anlamında bana destek olan, nasihat veren biri. Yanına bir oturun, neler görmüş geçirmiş ama hala iyi kalabilmiş. Gönlünde o kadar güzel çiçekler yetiştirmiş. Onunla konuşurken durgunlaşıyorum; kabullenmediğim kızdığım ne varsa her şeye kenara bırakıyorum, yine yanına gittim. Geçenlerde bir süre sohbet ettik. Sonra haliyle telefonu çok iyi kullanamadığı için bana kullanmadığı numaralar olduğunu ve silmemi rica etti. Altıya yakın numara sildik, bir ara durup “Vedat amca bunlar kim, neden siliyorsunuz,” dedim. Çok yakın arkadaşlarıymış, kimi musiki cemiyetinden kimi hacca beraber gittiği, hepsi vefat etmiş. Bunu söylerken gözlüklerinin altından dökülen yaşlara şahit oldum, o an tuttum kendimi. İçimde bir deniz çoştu, öyle bir burkuldu ki içim. Daha çok üzülmesin diye sustum ve sustum...
Yanından çıktıktan sonra bir bankta ne kadar ağladığımı bilmiyorum, niye kıymet bilmiyoruz? Dünya telaşları çok mu önemli, niye vefalı değiliz? Zaman akıp giderken bir zamanlar aynı masada yemek yeyip içtiğimiz, aynı şeylere sevinip bir birimizin yaralarını sardığımız insanları unutuyoruz. Vefalı olmak çok mu zor? Unutmayın ölüm her şeyi siler, ölüm ağırdır, ölüm soğuktur üşütür sizi. Kıymet bilin, hala gözleriniz açıkken kırdığınız ve kırıldığınız dostunuz ve sevdiğiniz kimse varsa, bir adım atın bırakın küçük dağlar yerinde dursun…
“Dünyada ölüm diye bir gerçek varken, sevdiğiniz kişinin hala nefes aldığına dua edin, akşam annenizin kapıyı açmasına şükredin.
Ne bileyim, bi silkelenin.
Kıymet bilin,
Sevin.
Severken incitmeyin."
Türkçe öğretmenim bize eski öğrencisinin başına gelen birşey anlattı. Bende bunu paylaşmak istiyorum;
"Sizden 6 sene gibi bir süre önce eski öğrencilerimden bir kız vardı. Bu kız o kadar hevesli ve hırslıydı ki elinden test kitabı olmadığı zaman hatırlamıyorum. Kendini sürekl motive ediyordu ders konusunda. Başarıcağını biliyordu ve başardı