Kızıl Haç'ın almış olduğu karar üzerine görevinden istifa eden plazma servisinin sorumlusu Charles Drew gibi karateni! olan Muhammed Ali Olay, uyarıları dikkate almayarak, mutfaklarda beyaz adamın artıklarını yiyenler adına ringde yumruk salladığı sözünü yineler. Bununla da kalmayıp üniforma giyip Vietnam Savaşı'na gönderilmeyi reddeder.
Amerikalılara hiçbir kötülük yapmamış olan Vietnamlılara karşı bir düşmanlığının olamayacağı sözleri Kızılderililer tarafından alkışlansa da, dünya şampiyonluğu unvanı elinden alınarak hapis ve para cezasına çarptırılır.
BİR ZAMANLAR AMERİKA
Bu konuşma, 1854'te Kızılderili şef Seattle tarafından, kendisine halkının topraklarını satması teklif edilince yapılmış, Dr. Henry Smith tarafından kaydedilmiş ve 29 Ekim 1887'de Seattle Sunday Stajda yayımlanmıştır.
Yüzyıllardır ecdadımıza gözyaşı dökmüş olan ve bize ezeli görünen gökyüzü,
"... Bütün yurdumuzu elimizden aldınız da, gene gözleriniz doymadı. Şimdi de kalkmış, bize dininizi aşılamaya savaşıyorsunuz. Kardeş, dinle biraz daha. Buraya, Yüce Tanrının yolunda gidelim, ona tapalım diye gönderildiğini söylüyorsun. Bunun doğruluğunu nasıl, nereden bileceğiz biz? Anladığımıza göre, sizin dininiz bir kitapta yazılıymış. Bu kitap size seslendiği kadar, bize de ses ediyorsa, nasıl oldu da bize, yalnız bize mi, atalarımıza, bugüne kadar gönderilmedi? Bu kitabın içindeki bilgiden neden şimdilere dek yoksun kaldık? Bu bilgilere ulaştıracak araçlar niçin geçmedi elimize? Bu konuda bütün bildiklerimiz, senin sözlerine dayanıyor. Beyaz insanların bunca aldattığı, yanılttığı bizler, bunların doğruluğuna nasıl inansın?”
İşte Meksikalı şef, bir Pazar sabahı, yürekle dalak arasındaki bilincimi bir kılıç darbesiyle açtı: "Güveniniz, dedi bana, kork mayınız, hiç canınızı acıtmayacağım," ve çarçabuk üç dört adım geriye gitti ve süslü pala ile havada bir daire çizerek, arkamdan önüme geçerek bütün gücüyle üzerime atıldı, sanki beni yok et mek istiyordu. Oysa kılıcın ucu tenime hafifçe değmiş, küçücük bir damla kan akmıştı. - Hiçbir acı duymadım, sonuçta yeniden bir şeyler karşısında uyanıyordum ve şimdiye dek yanlış doğmuş ve kötü şeylere yönlendirilmişim izlenimi içindeydim, ve içimin hiçbir zaman olmadığı biçimde bir ışıkla dolduğunu hissettim…. "Seni kendiliğinde yeniden dikmek gerek, seni asimile eden ve seni üreten Tanrı olmadan, sanki sen kendi kendini oluşturu yormuşsun gibi ve sen Hiçliğin içindeymişsin ve de Ona karşıy mışsın gibi, her an kendini oluşturuyorsun."
Kızılderili şefin sözleri böyleydi; ben onları ancak kaydede biliyorum, aynen bana söylediği haliyle değil de, Ciguri'nin fan tastik ışıkları altında yeniden şekil verdiğim haliyle söylüyorum.
Girdiğimiz anda, soluğumun tıkandığını hissettim sıcaktan ve ölülerle birlikte olmak gibiydi ve düşünüyorum ki o odalardan birinde tek başıma olsaydım korkardım çünkü tüm resimlerin bana bakıp durduklarını gözönüne getiriyordum ve büyük bir utanç veriyordu bana ve tüm ölü insanların yaşamakta olduğu bir mezalığa gitmişşiniz gibi ya da yaşamanız