Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oldukça tanıdık
Kızılderili reisi Algiysi'nin (Kırmızı Çeke)işgalci beyazlara sözleri :"Atalarınız bizden küçük bir toprak parçası istedi. Onlara acıdığımız için dileklerini geri çevirmedik. Aramızda yer aldılar. Onlara mısır ve et verdik. Onlar buna karşılık bize zehir (içki) sundular. Beyazlar bir kez memleketimizi tanıyınca, hemen sağa sola haber saldılar. Yeni yeni insanlar geldi. Biz onların dostça geldiğini sandığımızdan hiç korkmadık. Çünkü bize kardeşim diye sesleniyorlardı. Sözlerine inandık. Bu kez onlara daha geniş bir yer verdik. Kısa zamanda sayıları arttı. Daha çok toprak istemeye başladılar. Sonunda bütün yurdumuzu istediler. Gözlerimiz açıldı. Savaşlar oldu. Beyazlar bizimle savaştırmak için içlerinden kimilerine paralar verdi. Halkımızın büyük bir çoğunluğu öldürüldü. Beyazlar bizi içkiye de alıştırdılar. İçki yüzünden de binlerce Kızılderili kırılıp gitti. Kardeşlerim, eskiden bizim topraklarımız çok genişti. Sizinkiler ise çok küçük. Şimdilerde ise siz, büyük bir ulus oldunuz. Bize yatağımızı serecek kadar bile bir toprak parçasını çok görüyorsunuz."
Apaçilerin Sonu ve Geronimo
1872 aralığında, 5. Süvari Birliği’nden Binbaşı Brown kumandasındaki üç bölüğü, Rio Gila ve Salt River Apaçilerine karşı gönderdi. Özellikle, başında Tshunts isimli bir şefin bulunduğu, taşkın kabileyi etkisiz hâle getirmek istiyordu. İzlendiğini hisseden bu grup, kanyonun yamacındaki ulaşılması güç bir yere sığındı. Buraya açtıkları mağarayı
Reklam
_Benim ülkem Dünya’dır. Tüm insanlar benim kardeşimdir. İyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir. _Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl’dır. Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım. _Mantığı kullanmayı reddeden birisiyle tartışmak, ölüye ilaç vermeye çalışmak gibidir. _İktidar halktan korkarsa bu
İspanyollar, Yeni Dünya’nın hiçbir yerinde verdikleri sözleri tutmadılar
Temsilci durdu. "Ben temsilciniz olarak konuşmaya geldiğimde, silah çekmek de ne oluyor?" dive sordu. Wells bu sözleri de çevirdi ve sonra daha uzlaşmacı bir sesle şunlara ekledi, "Baba (adamlardan biri Wells'in cok yakın bir arkadaşının babasıydı), bana itaat etmeni istiyorum, o silahi yere bırak ve buraya gel." Kızılderili, tüfeği yere bıraktı ve cevap verdi: "Evet oğlum, sana itaat ediyorum." Daha sonra da Gallagher'a şunları söyledi "Eğer bana babam olarak geldiysen, niçin bu kadar çok silah getirdin?"
Sayfa 104
Kızılderili Kabile Şefinin ABD Hakkındaki İbretlik Sözleri
Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için yoksullarla güçsüzlerden vergi alıyorlar. Bizim annemizin toprağının kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve öteki süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar. Bu millet, baharda yatağından taşarak yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor.
Reklam
Charlie Chaplin'in Şarlo Diktatör filmindeki sözleri
"Askerler bu vahşi adamlara adamayın kendinizi sizi hor görüyor, size köle gözüyle bakıyor, hayatınızla oynuyorlar. Davranışlarınıza düşüncelerinize ve duygularınıza hükümetmeye kalkıyorlar sizi hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp, aç bırakıp topun ağzına sürüyorlar. Doğaya aykırı olan bu adamlara teslim etmeyin kendinizi. Bu makine gibi duygusuz, makineleşmiş adamlara! Sizler birer makine değilsiniz! Sizler birer hayvan değilsiniz! Yüreğinizde insan sevgisi taşıyorsunuz! Nefrete kapılmayın. Ancak sevilmeyen kişiler nefret eder sevilmeyenler ve anormal olanlar. ASKERLER, KÖLELİK UĞRUNA DÖVÜŞMEYİN ÖZGÜRLÜK İÇİN DÖVÜŞÜN
Sayfa 140Kitabı okudu
MELEK BAŞI
Girdiğimiz anda, soluğumun tıkandığını hissettim sıcaktan ve ölülerle birlikte olmak gibiydi ve düşünüyorum ki o odalardan birinde tek başıma olsaydım korkardım çünkü tüm resimlerin bana bakıp durduklarını gözönüne getiriyordum ve büyük bir utanç veriyordu bana ve tüm ölü insanların yaşamakta olduğu bir mezalığa gitmişşiniz gibi ya da yaşamanız
Niyet bilgiye, bilgi eyleme, eylem neticeye götürüyor. Kızılderili bilgenin sözleri; " Bir savaşçının gücü, niyetinin saflığındadır."
İşte Meksikalı şef, bir Pazar sabahı, yürekle dalak arasındaki bilincimi bir kılıç darbesiyle açtı: "Güveniniz, dedi bana, kork­ mayınız, hiç canınızı acıtmayacağım," ve çarçabuk üç dört adım geriye gitti ve süslü pala ile havada bir daire çizerek, arkamdan önüme geçerek bütün gücüyle üzerime atıldı, sanki beni yok et­ mek istiyordu. Oysa kılıcın ucu tenime hafifçe değmiş, küçücük bir damla kan akmıştı. - Hiçbir acı duymadım, sonuçta yeniden bir şeyler karşısında uyanıyordum ve şimdiye dek yanlış doğmuş ve kötü şeylere yönlendirilmişim izlenimi içindeydim, ve içimin hiçbir zaman olmadığı biçimde bir ışıkla dolduğunu hissettim…. "Seni kendiliğinde yeniden dikmek gerek, seni asimile eden ve seni üreten Tanrı olmadan, sanki sen kendi kendini oluşturu­ yormuşsun gibi ve sen Hiçliğin içindeymişsin ve de Ona karşıy­ mışsın gibi, her an kendini oluşturuyorsun." Kızılderili şefin sözleri böyleydi; ben onları ancak kaydede­ biliyorum, aynen bana söylediği haliyle değil de, Ciguri'nin fan­ tastik ışıkları altında yeniden şekil verdiğim haliyle söylüyorum.
Reklam
Bir Kızılderili Reisi'nin sözleri, haklı..
"... Bütün yurdumuzu elimizden aldınız da, gene gözleriniz doymadı. Şimdi de kalkmış, bize dininizi aşılamaya savaşıyorsunuz. Kardeş, dinle biraz daha. Buraya, Yüce Tanrının yolunda gidelim, ona tapalım diye gönderildiğini söylüyorsun. Bunun doğruluğunu nasıl, nereden bileceğiz biz? Anladığımıza göre, sizin dininiz bir ki­tapta yazılıymış. Bu kitap size seslendiği kadar, bize de ses ediyorsa, nasıl oldu da bize, yalnız bize mi, atalarımıza, bugüne kadar gönde­rilmedi? Bu kitabın içindeki bilgiden neden şim­dilere dek yoksun kaldık? Bu bilgilere ulaştı­racak araçlar niçin geçmedi elimize? Bu ko­nuda bütün bildiklerimiz, senin sözlerine da­yanıyor. Beyaz insanların bunca aldattığı, yanılttığı bizler, bunların doğruluğuna nasıl inansın?”
BİR ZAMANLAR AMERİKA Bu konuşma, 1854'te Kızılderili şef Seattle tarafından, kendisine halkının topraklarını satması teklif edilince yapılmış, Dr. Henry Smith tarafından kay­dedilmiş ve 29 Ekim 1887'de Seattle Sunday Stajda yayımlanmıştır. Yüzyıllardır ecdadımıza gözyaşı dökmüş olan ve bize ezeli görü­nen gökyüzü,
Sayfa 180
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.