"... Bütün yurdumuzu elimizden aldınız da, gene gözleriniz doymadı. Şimdi de kalkmış, bize dininizi aşılamaya savaşıyorsunuz. Kardeş, dinle biraz daha. Buraya, Yüce Tanrının yolunda gidelim, ona tapalım diye gönderildiğini söylüyorsun. Bunun doğruluğunu nasıl, nereden bileceğiz biz? Anladığımıza göre, sizin dininiz bir kitapta yazılıymış. Bu kitap size seslendiği kadar, bize de ses ediyorsa, nasıl oldu da bize, yalnız bize mi, atalarımıza, bugüne kadar gönderilmedi? Bu kitabın içindeki bilgiden neden şimdilere dek yoksun kaldık? Bu bilgilere ulaştıracak araçlar niçin geçmedi elimize? Bu konuda bütün bildiklerimiz, senin sözlerine dayanıyor. Beyaz insanların bunca aldattığı, yanılttığı bizler, bunların doğruluğuna nasıl inansın?”