Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Canım Charlie Chaplin
Moskova'da yayınlanan Pravda gazetesinde, 1923'de "Chaplin, tartışılmaz yetenekte bir aktördür" yorumu yer alır. Bunun üzerine FBI, Şarlo'nun Sovyetler Birliği lehine çalışan "Israel Thonstein" adlı bir Yahudi olduğunu kanıtlamak için didinir durur. Charlie Chaplin'in "Şarlo Diktatör" filmindeki şu sözleri işin tuzu biberi olur iyice: "Askerler, bu vahşi adamlara adamayın kendinizi. Sizi hor görüyor, size köle gözüyle bakıyor, hayatınızla oynuyorlar. Davranışlarınıza, düşüncelerinize, duygularınıza hükmetmeye kalkıyorlar. Sizi hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp, aç bırakıp topun ağzına sürüyorlar. Doğaya aykırı olan bu adamlara teslim etmeyin kendinizi. Bu makine gibi duygusuz, makineleşmiş adamlara! Sizler birer makine değilsiniz! Sizler birer hayvan değilsiniz! Yüreğinizde insan sevgisi taşıyorsunuz! Nefrete kapılmayın. Ancak sevilmeyen kişiler nefret eder. Sevilmeyenler ve anormal olanlar. Askerler, kölelik uğruna dövüşmeyin. Özgürlük için dövüşün!"
Bir Kızılderili Reisi'nin sözleri, haklı..
"... Bütün yurdumuzu elimizden aldınız da, gene gözleriniz doymadı. Şimdi de kalkmış, bize dininizi aşılamaya savaşıyorsunuz. Kardeş, dinle biraz daha. Buraya, Yüce Tanrının yolunda gidelim, ona tapalım diye gönderildiğini söylüyorsun. Bunun doğruluğunu nasıl, nereden bileceğiz biz? Anladığımıza göre, sizin dininiz bir ki­tapta yazılıymış. Bu kitap size seslendiği kadar, bize de ses ediyorsa, nasıl oldu da bize, yalnız bize mi, atalarımıza, bugüne kadar gönde­rilmedi? Bu kitabın içindeki bilgiden neden şim­dilere dek yoksun kaldık? Bu bilgilere ulaştı­racak araçlar niçin geçmedi elimize? Bu ko­nuda bütün bildiklerimiz, senin sözlerine da­yanıyor. Beyaz insanların bunca aldattığı, yanılttığı bizler, bunların doğruluğuna nasıl inansın?”
Reklam
142 syf.
·
Puan vermedi
Yorumuma bir kızılderili şiiri ile başlamak istiyorum; Geliyorlar ötelerden. Başıma garip belalar geldi ama yine de benimdir bu koskoca ülke... Bartolome de Las Casas, yerli halka hristiyanlığı aşılamak için Amerika’ya gitmiş bir papaz. Kristof Kolomb’un yakın arkadaşlarından birisinin oğlu. Ömrünü Kızılderililerin haklarını korumaya
Yerlilerin Gözyaşları
Yerlilerin GözyaşlarıBartolomé de Las Casas · İmge Kitabevi · 2020717 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Öncelikle kitabı alma sebebim çevirmeninin Tomris Uyar olmasıydı. Tabi ki bu kitabı seçtiğine göre okumaya da değer olacağını düşündüm. Değdi de. Konu Meksikalı bir gencin kimlik ve aşk öyküsünü içeriyor. Kızılderili bir kızı seven bu genç, her şeyi karşısına alarak aşkının peşinden gidiyor. Olay örgüsü garip bir hal alsa da öykünün insanı içine çeken bir yanı var. Nil İpek'in duru sesinden son mektup şarkısını dinlerken "sevmekten korkuyorum" kısmına geldiğimde kitapda da aynı sözleri okumak ayrı bir güzellikti.
Seni İçime Gömdüm
Seni İçime GömdümAndrew Jolly · Ayrıntı Yayınları · 2022798 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Hikaye sevilmediyini düşünen, sürekli dövülen Zezé'ye ait. O daha 5 yaşında. 5 çocuklu bir ailede doğdu: Lalá, Glória, Totoca, Zezé, Luís. Babası Portekizli ve işsiz, annesiyse fabrikada çalışıyor Kızılderili. Zar zor geçiniyorlar. Zezé sürekli yaramazlık yapıyor: birini korkutuyor, bir şeyleri yakıyor ve sair. Ailedekiler sürekli onu dövüyor. Bir tek Glória ona vurmuyor. Ara sıra ayakkabı temizleyip para kazanıyor, Ariovaldo'yla her salı gezip şarkı söylüyor, onunla birlikte şarkı sözleri satıyor. Yeni taşındıkları evin arka bahçesinde şeker portakalı fidanı bulur ve onunla sohbet eder. Adını da Minguinho koyar. Her gün yaptıklarını ona anlatır, Minguinho da ona cevap verir. Manuel Valaderes'le tanışınca o da onu dövmüştü. Ama sonra her şey değişti. Onunla aralarında öyle bir bağ oluştu ki sevildiğini hissetti. Bu onun için dünyalar demekti.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022231bin okunma
Atasözü, Deyim, Söz Sanatları
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan _Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri _Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız _Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran _Yılan
Reklam
8.Bölüm * Tüketim toplumundaki genel görüş, tüketimin insan ve çevre üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmaksızın, kendimizi meşgul etmek için bir ulusal politika sorunu olarak tüketmeye devam etmemiz gerektiği yolundadır. Bu tavır çok ciddi boyuttadır. Yayınlanan haber programları, tatil sezonunda alışveriş bölgelerinin yer aldığı sahneleri
Beyaz adam çok geveze. Kendi sözleri yetmemiş gibi, bizim ağzımızdan da bir sürü söz uyduruyorlar.."Kızılderili Atasözü" diye. Oturduğu yerde sinirlenen boğa :)
166 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Timbuktu: Ruhların vahası
Paul Auster, yazı yazmaya 12 yaşında başlamış, Fransız, İngiliz ve İtalyan edebiyatı okumuş Amerikan edebiyatının en parlak temsilcilerinden sayılan yazar. Kitaba geldiğimizde, ilk başta okumaya başladığımda Kemik Bey adlı bir köpek ve onun sahibi şair ruhlu Willy'nin hayat hikayesini okur gibiydim. Sonra Willy şiirler yazıp varoluşsal sorgulamalara yeltenmeye başladı. Üstelik Willy hastaydı. Kemik Bey ise kendisi ölünce nereye gideceğini bilmeyen soyut düşünemeyen bir köpekti. Kitabın içeriğine girmeden şunu söyleyebilirim ki yazar bir köpeğin gözünden hayat ne kadar sorgulanırsa sorgulamış gibi gözüküyor. Kitabı okurken hem size kendinizi ve hayatı sorgulatırken diğer yandan bir köpekle empati kurabilmenizi sağlıyor. Kitaba adını veren Timbuktu'nun 49. sayfada ne anlama geldiği belirtilerken, köpeğin gözünde insanların ölünce gittiği yer olarak tanımlanabilir gibi duruyor. Ayrıca kitapta demiurgosa İslam'daki Azrail'e benzer şekilde tanımlanırken, yazar araya Kızılderili sözleri atarak İngilizlerin Kızılderilileri işgalini bir tepki veriyor olabileceği ortaya çıkıyor. Diğer yandan Willy'nin Polonyalı bir Yahudi aileden göçmüş birisi olması Yahudilerin dışlanmasını yönelik bir mesaj veriyor olabilir. Tabii bu bunlar aslını bilemeyeceğimiz gözlemlerdir. Özetle, herkesin okuyup anlayabileceği, diğer yandan bazı pasajlar üzerinden sorgulayabileceği, bir köpeğin gözünden hayatı anlatan diğer yandan köpek üzerinden sansür yaparak bazı kesimlere göndermeler yapan, insanların dinlenmeye olan açlığını gayet güzel yansıtan; akıcı, felsefi ve empatik bir roman. Keyifli okumalar.
Timbuktu
TimbuktuPaul Auster · Can Yayınları · 2018597 okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitabı çok sevdiğim bir arkadaşımın kütüphanesinden okumuş oldum "ki bu olayı iki katı güzelleştirir." :) Küçük Ağaç'ın Eğitimi, otobiyografik bir roman. 1927-1979 tarihleri arasında yaşayan kızılderili yazar Forrest Carter kendi yaşamını anlatmış. Anne babası vefat eden Küçük Ağaç büyük
Küçük Ağaç'ın Eğitimi
Küçük Ağaç'ın EğitimiForrest Carter · Say Yayınları · 20218,1bin okunma
97 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.