kızıma, torunuma mektup…
Benim güzel çiçeğim;
Şu hayatta VAR olabilmek için DEĞİŞİK bir görünüme değil, değişik fikirlere sahip olman gerek…
GÜZEL görünebilmek için herkesin dayatmaya çalıştığı ve üstelik gittikçe çirkinleşen DİŞİ hatlarını sergileyerek kazanılan bir görünüm adına vücudunu geliştirmen değil; kültürünü, ilmini geliştirmen gerek…
BEĞENİ almak için sahte dudaklara, plastik bir bebeği andıran şakaklara değil, KESKİN BİR ZEKAYA, entelektüel bir birikime ihtiyacın var.
Sana baksınlar istiyorsan; GÖZLERİNİ değil, SÖZLERİNİ ön plana çıkarmalısın.
BAŞDÖNDÜRÜCÜ olmak için HACİMLİ saçlara değil, HACİMLİ kelime hazinesine ihtiyacın var.
GÜZELLİK yıkanınca giden boyalarla değil, yıkasan da gitmeyecek olan NEZAKET VE LETAFETLE eşdeğerdir.
Sen tüm bu sahte görünümlerin hiçbirisine ihtiyaç duymayacak kadar özel, güzel ve kıymetlisin!
(ŞUNU DA İLAVE EDELİM:)
Sen Rabb’inin biricik kulu, Rasulünün çok sevdiği ümmetisin…
Seni çok seviyorum!
Merve Gülcemal
"Sevgili kızım, eğer gözyaşı dökeceksen,aşk için dök,hüzün için dök,mutluluk için dök,barış için dök,sevgi için dök ama asla yukarıda bahsettiğim gibi kişisel çıkarın için dökme."
Babamdan neler öğrendim?Ben babamdan bana uçurtma yapmasını öğretmesini isterdim.Kolay iş değildir bilirim,emek ister,özen ister,dikkat ister ya ne bileyim rastgele sopalarla uçurtma yapılmaz .Bir matematiği vardır o işin herhangi bir kağıtta kullanılmaz.Ben babamdan sapan yapmayı öğrenmek isterdim.Hani Y şeklinde olur,ucuna da bir lastiği bulunur.Taş takarsın arasına, gerersin ve fırlatırsın uzağa.Ne bileyim yavrum,kızım babam bana ne uçurtma yapmayı,ne sapan yapmayı,ne de suda taş kaydırmayı ,ne bisiklete binmeyi,ne de yüzme öğretmedi.Babam öldü gitti nur içinde yatsın.Babamdan ne mi öğrendim bunca zaman sonra.?Şunu öğrendim onu yeterince tanımadığımı !Aslında babası bile olsa bir insanın bir insanı çözmesinin mümkün olmadığını öğrendim.Bir insanı tanımak için bir hayat yetmiyor yani.Hani hep tanıyoruz ,biliyoruz,çözdük zannediyoruz ya Annelerimizi,Babalarımızı,Dayılarımızı,Amcalarımızı ama yanılıyoruz.Ben de biricik kızıma derim ki,Annen baban bu dünyadan göçmeden birbirimizi daha çok tanıyalım.Hala şu çümle aklıma gelince içim burkulur ve üzülürüm.Önce 11 yaşımda Annem sonra da babam bu dünyadan göçtü ve ben her ikisini de tanıyamadım.Tanıyorum ama tanımıyorum aslında.Sen benim yapamadığımı yap yavrum kızım …
Hayattayken sarıl annene ve babana.Hayatteyken yapış ikisine de. 06/04/2010
Akdeniz'in gidişinden sonra kızımla ilgili fotoğraf, belge, mektup ve anıları bir araya topladığım bir dosya açmıştım. Ona bir süre mektuplar yazmış, bizi ansızın bırakıp gittikten sonra neler yaşadığımızı anlatmaya çalışmıştım. Bazısı kısa, bazısı uzun mektuplar. Suskunluğa yazgılı oldukları için sahibine ulaşmayan, boşluğa konuştuğum, kalbimden söküp çıkardığım boşuna sözcüklerle dolu satırlar. Yazarken avunuyordum çünkü onu yanımda hissediyordum. Kızıma seslenir göründüğüm ama aslında aklımı korumaya çabalarken içimin sızısını kendime döktüğüm günlüklerdi bunlar.
Ayhan GÜVEN’e teşekkür ederim. Yapmış olduğu çekiliş sayesinde
Yusef Masadow ile tanışmış olmak ve kitabını okumak çok keyifli oldu. Öncelikle
Yusef Masadow’u tebrik ederim, yüreğine ve kalemine sağlık başarılı, sürükleyici bir kitap okudum.
Buhranlı, çok üzüntüler yaşadığım zaman zaman bunaldığım bir zamanıma gelen kitap kısacası bana iyi geldi. Yol arkadaşlığı için teşekkür ederim.
Kız evladı işte,
Dayanmak ne mümkün?
Diğer yarı’n, huzur ambarın;
.....
Oy benim Can Kızıma..!
Işığına
Kokuna
Dokuna
Adına bin şükür...!
Sayfa 27
Allah’ın beni evlatla imtihan ettiği bu günlerde bu mısraları okurken tutamadım kendimi ağladım.........
Akıcı bir dil biraz yazı bolca şiir birinden diğerine koşar adımlarla geçtim sayfaları beğenerek okudum ve kitaplığımda keyifle ağırlayacağım bir kitap. Okumak isteyenler sıkılmadan bir çırpıda, keyif alarak okuyabileceğiz bir kitap. :)
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda!
Canı cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ."
15 Temmuz 2016.. Şehitlik mertebesine ulaşıcak, hayatını şehitliğe yaraşır şekilde yaşamış, vatan uğruna canını hiçe sayan 251 insan, ardı arkadası kesilmeyen selalar, siren sesleri, tankın önüne yatmış insanlar , helikopterin görüş alanını kesmek için tarlasını yakan vatandaş ve gecesini gündüzüne katıp nöbet tutan yaşlılarımız, çocuklarımız, gençlerimiz. İman dolu gönüllerle hakka yürüdüler, vatan uğruna gözünü bile kırpmadan. Benden kızıma miras kalıcak çok değerli bir eser. Gözyaşları içinde okudum her sayfayı. Bu değerli kitabı okumanızı tavsiye ederim. Eminim okuduktan sonra bu toprakların değerini daha iyi anlıcaksınız. Kitapla kalın
Al bayrak dalgalandığı sürece hep yaşayacaksınız. Ruhlarınız şad olsun