Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
2011 itibariyle Türkiye, 27 Mayıs'ın kurduğu askeri vesayetten kurtulmuş, demokrasisini geliştirmiş ve AB'ye üyelik yolunda ilerlemiş bir Türkiye'dir. (...) Ak Parti, seçim sürecinde, son on yılda gerçekleşen kalkınma ve dönüşüm siyasetinin kurumsallaşmasına ve hâlâ çözülememiş sorunların da kolaylıkla çözülebileceğine yönelik bir
Sayfa 309Kitabı okudu
Özal (II)
ANAP, referandumda başarılı bir sonuç almıştı, ancak bu sonucun tamamını partisine kanalize etmesi mümkün değildi. O yüzden, seçimler öncesinde işini sağlama almak ve seçimi garantilemek için, büyük partinin lehine olmak üzere seçim sistemi üzerinde değişikliklere gitti. Bu bağlamda, çoğunluk partisini kayıran üst barajlar (kontenjan) öngörülmüş,
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasından sekiz gün sonra, 19 Ekim 1922 günü, koalisyon ortağı Muhafazakar Parti'nin lideri Bonnar Law'un çağrısıyla, koalisyonun tüm üyeleri Carlton Club'da bir araya gelirler. Toplantının tek gündemi Lloyd George'dur. Çok değil, dört yıl önce Yeni Liberal Parti'nin başkanı David Lloyd George İngiliz kamuoyu için "savaşı bitiren", muzaffer başbakandır. Oysa 19 Ekim günü icraatları ve krala sadakati sadece muhafazakârlar değil, kendi partisi tarafından da sorgulanmaktadır. O zaman Asquith'i ezerek partisini parçalamış ve iktidara gelmiştir. Bugünse "Britanya İmparatorluğu'nu parçalanma noktasına getiren adam" durumundadır. Özellikle kabinesinin Dışişleri Bakanı Lord Curzon konuşmasında son derece acımasızdır. Muhafazakâr Parti'nin koalisyon hükümetinden ayrılması yönünde verilen önerge 87'ye karşı 187 oyla kabul edilir. Hükümet fiilen düşmüştür. Aynı akşam Lloyd George, Kral'a istifasını sunar. Bu David Lloyd George'un siyasi kariyerinin sonudur. Partisi ise bir daha koalisyonla bile olsa iktidar yüzü görmeyecektir.
Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasından sekiz gün sonra, 19 Ekim 1922 günü, koalisyon ortağı Muhafazakar Parti'nin lideri Bonnar Law'un çağrısıyla, koalisyonun tüm üyeleri Carlton Club'da bir araya gelirler. Toplantının tek gündemi Lloyd George'dur. Çok değil, dört yıl önce Yeni Liberal Parti'nin başkanı David Lloyd George İngiliz kamuoyu için "savaşı bitiren", muzaffer başbakandır. Oysa 19 Ekim günü icraatları ve krala sadakati sadece muhafazakârlar değil, kendi partisi tarafından da sorgulanmaktadır. O zaman Asquith'i ezerek partisini parçalamış ve iktidara gelmiştir. Bugünse "Britanya İmparatorluğu'nu parçalanma noktasına getiren adam" durumundadır. Özellikle kabinesinin Dışişleri Bakanı Lord Curzon konuşmasında son derece acımasızdır. Muhafazakâr Parti'nin koalisyon hükümetinden ayrılması yönünde verilen önerge 87'ye karşı 187 oyla kabul edilir. Hükümet fiilen düşmüştür. Aynı akşam Lloyd George, Kral'a istifasını sunar. Bu David Lloyd George'un siyasi kariyerinin sonudur. Partisi ise bir daha koalisyonla bile olsa iktidar yüzü görmeyecektir.
Refet Bele İstanbul'da
19 Ekim 1922 tarihinde Muhafazakar Parti Lloyd George'un koalisyonunu bırakma konusunda oylama yaptı. Aynı gün Lloyd George, Başbakanlıktan istifasını Krala sundu ve siyasi kariyerine son verdi. Böylece, İngiltere ile Türkiye arasında yeni bir savaş başlatmak için elinden geleni yapan, taassubu ve kör edici emelleri yüzünden binlerce insanın ölümüne yol açmış bir kişi olarak tarihe geçti. Bonar Law tarafından başkanlık edilen yeni bir muhafazakar hükümet kuruldu ve bu hükümette de Curzon Dışişleri Bakanı olarak kaldı. Curzon'un şimdiki görevi parçaları bir araya getirerek krizi nihai sonucuna ulaştırmak ve iki ülke arasında mantığın gerektirdiği iyi ilişkiler tesis etmekti.
Sayfa 138Kitabı okudu
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Reklam
Atsız'ı kaybedeli 45 yıl oldu. Bir fikir, ülkü ve bilim adamının, bir sanatçının ölümünden 45 yıl sonra da yaşaması önemli bir olaydır. Atsız'ın eserleri, yaşadığı döneme göre bugün çok daha fazla okunuyor. Onun birkaç kitabının 04.12.2020 tarihi itibarıyla, kitapyurdu.com'daki satış ve yorum sayılarına bakarak ne kadar çok
1996'nın ilkbaharında, Tansu Çiller, 1995 seçimlerine birkaç hafta kala niteliği belirsiz "güvenlik harcamaları" için bütçeden yasadışı şekilde para çekmekle suçlandı. MİT tarafından -muhtemelen yeni Çiller ve Erbakan koalisyonunu çökertmek maksadıyla- sızdırılan bu istihbarat raporuna göre, bu para, PKK'ya ve sempatizanlarına karşı gizli operasyonlar yapan ve Çiller ile İçişleri Bakanı -ve eski Emniyet Genel Müdürü- Mehmet Ağar tarafından yönetilen, gayriresmi bir "devlet çetesi"ne harcanmıştı.
Sayfa 371 - İletişim Yayınevi
Almanya tehlikeli bir ülkedir. Sosyalizm maskaralıklarının orada alıp yürümesi yarın Almanya’yı yeni gelişmelerin eşiğine atacaktır. Adolf Hitler durup dururken değil, büyük ve kültürel bir millete karşı İngiltere ve Fransa’nın ahmakça siyasetleri yüzünden ortaya çıkmıştı. Bugün de başka bir Adolf un, Adolf von Thadden’in başkanlık ettiği
Müteakip hadiseler, resmiyette Balkan Savaşları’ndan sonra kurulacak (Eşref daha sonra yeniden kurulduğunu söyleyecekti) ve imparatorluğun son yıllarında ekseriyetle dramatik ve trajik sonuçları olan kritik bir rol oynayacak Teşkilat-ı Mahsusa’nın ortaya çıkışında Libya’daki sürecin mühim bir aşama olduğunu gösterecekti. Enver, Eşref gibi fedaî
Reklam
...Virginia Kumpanyası'nın gemilerindeki yerleşimciler İngiliz olsa da, ellerindeki kolonicilik modeli Cortes, Pizarro ve Toledo'nun hazırladığı şablondan büyük ölçüde etkilenmişti. İlk planları, bölgenin yerli şefini ele geçirmek ve onu erzak bulmanın ve yerlileri kendileri için yiyecek ve zenginlik sağlamaya zorlamanın bir yolu olarak kullanmaktı.İngiliz kolonicileri Jamestown'a ilk kez ayak bastıklarında bulundukları bölgenin Waunsunacock adındaki bir krala sadakatle bağlı yaklaşık 30 Kızılderili kabilesinin oluşturduğu bir koalisyon olan Powhatan Konfederasyonu'na ait olduğunu bilmiyorlardı. Wahunsunacock'un başkenti, Jamestown'a yalnızca 20 mil uzaklıktaki Werowocomoco şehriydi. Koloniciler bölgedeki durum hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorlardı. Eğer Kızılderililer yiyecek ve işgücü sağlamaya ikna edilemezlerse koloniciler en azından onlarla ticaret yapabilmeliydi. Görünüşe göre, !!! yerleşimcilerin kendi başlarına çalışıp kendi ürünlerini yetiştirmesi fikri akıllarından dahi geçmemişti !!!. Ne de olsa, Yeni Dünya'nın fatihleri de böyle yapmamıştı.