Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yalan degilmiş eskiden her seyin daha güzel olduğu; bir nostalji sayıklaması değilmiş, işte Gözlerimle görüyordum. Sokaklar eğri büğrü olsa da kâgir evlerin hepsi Bahçe içinde tek ya da iki katlı, kiremit damlı. Bütün şehir gibi burada da yüksek duvarların arkasından sokağa sarkmış portakal ve turunç ağaçları, nar dalları var, aralık kalmış kapılardan içeri çekincesiz göz attığımda taşlığın iki yanına sıralanmış gülhatmiler, sarmaşık gülleri, büyük ve keskin kokulu karanfiller, duvar diplerinde mor, kırmızı, pembe, beyaz sardunyalar. Hepsinin güzelliğine işte ben tanığım.
Bir Sokakta Giderken
Taşında otlar biten şu sokakta yürümek. Bir bahçe duvarının kokulu gölgesinden. Uzakta, mektepteyken okuduğumuz şarkı. Su içmek o tasasız günlerin çeşmesinden. Kalbe aşina burda bütün rastladıklarım, Her şey eskisi gibi, herkes bahtiyar, iyi! Bana büyük babamı hatırlatan ihtiyar, Çocukluk arkadaşım sarı benekli kedi. Bütün günahlarımı affetmiş sanki Tanrım, Duyuyorum kalbimde tadılmamış sevgiyi. Ah, sade koşmak, koşmak istiyorum içimden: Aradığım diyara bu yol çıkacak gibi. • 1939
Reklam
Eskiden, bütün bu şeyleri hayalinde canlandırdığı zaman, bazen işe başlayınca çok korkacağını sanıyordu. Oysa şimdi pek korkmuyor, hatta hiç korkmuyordu. Üstelik şu anda onu yabancı birtakım düşünceler oyalıyordu. Ama hiçbiri uzun sürmüyordu. Hatta Yusupov parkından geçerken, yüksek fıskiyeler yapılsa, bütün meydanlarda havayı ne güzel serinletirdi, diye düşündü, bu düşünceyle pek ilgilendi. Sonra, yavaş yavaş yazlık bahçe Mars meydanına kadar uzatılsa, hatta Mihaylovski sarayının bahçeleriyle birleştirilse, şehir için çok güzel ve yararlı bir iş yapılmış olacağı inancına vardı. Burada birdenbire onu şöyle bir sorun ilgilendirdi: Neden özellikle bütün büyük şehirlerde insan, şehrin parksız, çeşmesiz, çamurlu, pis kokulu, kirli semtlerinde oturmak için yalnız zorunluluk değil, özel bir eğilim de duyuyor? Bu sırada Samanpazarı’ndaki gezintileri hatırladı ve bir an kendine geldi: “Amma da saçmalıyorum ha!” diye düşündü, “İyisi mi hiçbir şey düşünmeyeyim!”
Mü’min İçin Beş Bayram Vardır
قال الإمام انس بن مالك رحمه الله: للمؤمن خمسة أعياد: كل يوم يمر على المؤمن ولا يكتب عليه ذنب فهو يوم عيد، اليوم الذي يخرج فيه من الدنيا بالإيمان فهو يوم عيد، واليوم الذي يجاوز فيه الصراط ويأمن أهوال يوم القيامة فهو يوم عيد، واليوم الذي يدخل فيه الجنة فهو يوم عيد، واليوم الذي ينظر فيه إلى ربه فهو يوم عيد. Enes bin Malik Radiyallahü Anh
Tenden geçen sözdür baki kalan!
"Gözlerde herkes gül olmak ister fakat yağmur kokulu sümbüllere de muhtaçtır bu bahçe; kokusuz, dikenli otlarada... Mesele can evinde... Suretler gelip geçicidir zira bu demde; baki kalan ise özdür..."
Sevgi özgürlük getirir. Sadakat kölelik getirir. Görünüşte benzerler; derinde ise tam zıttırlar, tamamen zıt. Sadakat rol yapmaktır; onun için eğitildin. Sevgi çılgındır; bütün güzelliği çılgınlığındadır. Nefis kokulu bir meltem gibi gelir, kalbini doldurur ve birden çölün olduğu yerde çiçeklerle dolu bir bahçe belirir. Ama nerden geldiğini bilmezsin ve onu getirmenin mümkün olmadığını da bilmezsin. Kendiliğinden gelir ve varoluş istediği sürece kalır. Ve tıpkı günün birinde bir yabancı gibi, konuk gibi nasıl geldiyse, başka bir gün de aniden gider. Ona yapışmanın, onu tutmanın yolu yoktur.
Reklam
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Anadolu Kokulu Kadınlar
BİR KİTAP/ ANADOLU KOKULU KADINLAR Anadolu Kokulu Kadınlar, Dilek Tuna Memişoğlu'nun ilk öykü kitabıdır. Feridun Andaç'ın öykünün söz söz cümle cümle eleyerek dokuyarak kurduğunuz işçiliğini yaparsınız dediği öykülerden oluşmaktadır, Anadolu Kokulu Kadınlar öykü kitabı. On altı öyküde de bu durumu hissediyoruz. "Hiçbir şey
Anadolu Kokulu Kadınlar
Anadolu Kokulu KadınlarDilek Tuna Memişoğlu · Truva Yayınları · 202219 okunma
Sen Misali
Mutluluk Gül Kokulu bir Bahçe Hüzün Virane bir Ev Korku Kırık bir Ayna Öfke Duygusuz bir Katil
Bana öyle geliyor ki, karşılıklı olarak yağmur gözyaşına, bulutlar göz kapaklarına, güzel kokulu bir bahçe de al bir yanağa çok benzer.
Yüzyıllar öncesinden kalma metinler, okunduklarında cinsel tahrike sebep olmalarının aksine bir mizah duygusu uyandıracak, hatta bazı bölümleri kahkahalar yaratacak şekildedir. Üstelik bunlar, Hintliler'in "KamaSutra"sı veya Araplar'ın "Kokulu Bahçe"si gibi, doğunun cinsellik klasikleriyle boy ölçüşebilecek zenginlikte bir cinsellik edebiyatına sahip olduğumuzu da kanıtlamaktadır.
Reklam
Sevgi özgürlük getirir. Sadakat kölelik getirir. Görünüşte benzerler; derinde ise tam zıttırlar, tamamen zıt. Sadakat rol yapmaktır; onun için eğitildin. Sevgi çılgındır; bütün güzelliği çılgınlığındadır. Nefis kokulu bir meltem gibi gelir, kalbini doldurur ve birden çölün olduğu yerde çiçeklerle dolu bir bahçe belirir.
bir yanılgının, binlerce yenilgiden daha keskin olduğunu gördüğünde eve dönmek isteyeceksin ama ev; kapı duvar olacak. ve sen, bildiğin denizlerde yeniden boğulacaksın. aşina yüzler el olacak, ve yalnızlığı şah damarında hissedeceksin. sonra geçecek. her şey geçer, bilirsin. ve sonra yolun tam ortasında ayaklarının dermanı kesilecek, dizlerinin
287 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.