Israrla Allah ve Muhammed isimleri üzerinde durdum. Bir sebebi vardı. Çünkü bu kelimeler üç-dört harften müteşekkildi. İnsan bir yazı türünde bir kompozisyon yapabilir, halbuki bu üç dört harfle sayısız kompozisyon yapma imkânı vardı.
Bir öğretmen olsaydım da bir okulda çalışsaydım, öğrencilerime bir kompozisyon ya da buna benzer birşey yazdırsaydım, isteyenleri bir saat gibi bir süre kenara çeker,
kendilerine şöyle derdim:
Çocuklar! Size öğrettiklerim pek güzel şeyler. Ama zaman zaman bizim kural ve doğrularımızı tersine çevirip gözden geçirmeye çalışın! Denemek için hani, oyun olsun diye! Hatta rastgele bir sözü alıp tersine çevirdiniz mi, sözcük üzerinde harf harf böyle bir işlem uyguladınız mı, çokluk iyi ve güzel düşüncelerden öğretici ve eğlendirici bir pınarın ansızın fışkırdığını görürsünüz.
Kitabımız yazarın kendi deneyimlerinden yola çıkarak, geleneğin kısıtladığı hayatlarda kendi yollarını bulmaya çalışan kadınları, genç kızlıktan kadınlığa adım atanları anlatıyor. Oldukça fazla psikolojik tahliller vardı. Rainer Maria Rilke ve Sigmaund Freud gibi önemli kişilerde yazarımızı okumuş. Anne ve babası ölmüş 16 yaşındaki ana karakterimiz Ruth, amcasının yanında kapmaktadır. Ruth hayal kırma, hikayeler uydurma ve bunları canlardırmayı seven, meraklı, düşüncesini direk olarak dike getiren güçlü bir karakter. Yazdığı kompozisyon öğretmeni Eric’in dikkatini çekiyor ve geliştirilebilecek bir zihin olarak görerek eğitim verir ve amcasını da ikna ederek kendi evine alır. Eric rahatsızlığı nedeniyle yürüyemeyen karısı ve Ruth yaşlarında bir oğlu var. Ruth’u başlangıçta kendi çocuğu gibi görüp, ailesi de öyle bakar, Ruth’un eğitimine yoğunlaşırlar. Başta normal gibi olsa da ilerleyen zamanlarda Eric, Ruth’u istismar ettiğini düşündüm; Eric, Ruth’un elini avucuna alma, saçlarını okşama ve sarılma gibi şeyler yapıyordur. Ki Eric, Ruth’a aşık olur ve her şey karışır. Hem Eric hemde Ruth’un duygularını fazlasıyla okuyoruz. Öyle yoğun duygular var ki humma tarzı hastalık yaşıyorlar. Burada tüm duygular yoğun bir şekilde aktarılmış ki bir yerden sonra sıkıldım. Bu sıkılmaya rağmen oldukça beğendim. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
RuthLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,241 okunma
Serra Akdeniz gezisinde Cüneyt'le birlikte olmaya alışır.Meslek bulma macerasına girip gerçekten istediği mesleği bulmaya çabalar.Fakat Ankara gezisinde Cüneytin ona ihanet ettiğini anlar.Sonra Ankara ile ilgili kompozisyon yazar ve öğretmenine verip yarışamaya girer kazanıp Amerka'yı gezer...
Erik mavi defterleri çıkarmış sayfalarını çeviriyor ve arada bir derin derin iç çekiyordu. Aslında gerçekten de can sıkıcı okul defterleriydi bunlar. Ergenleri ilginçtiler kuşkusuz; insan olarak, dişi olarak, ergen olarak ilginçtiler ve başlı başına bir dünyaları vardı, fakat kompozisyon ödevlerine bunlardan hiçbir şey sızmamıştı. Şaşılacak bir şey yoktu ki! Dünyanın bütün kitaplarında durum aynı değil miydi sonuçta? Gerçek yaşamın en küçük kesiti bile binlerce kat daha zengin, daha bilgilendirici değil miydi?